• kendilerini duygularına kaptırıp, hislerinin onları yönlendirmesiyle yaşamayı seçen insanlardır. bu tip insanlar şiir yazmaları, keman veya benzeri aletler çalmaları* ve hüzün dolu hülyalı bakışlarıyla tanınırlar...

    onlar için hayat bir tiyatro sahnesi gibidir... olanca güçleriyle hissettiklerini ifadeye dökmeye, mimiklerinde vermeye çalışırlar... fakat şöyle bir dezavantajları vardır ki bu gerçekten de çok önemli bir noktadır; bu insanlar sürekli bir melankoli halinde olduklarından ve herkesten daha fazla hissettikleri yanılgısını taşımalarından kaynaklanan bir suçlama içgüdüsüyle karşılarındaki insanı duygusal olarak manipule ederler... bu manipulasyon girişimleri salya sümük ağlayışlar ve suçlayıcı bakışlar****eşliğinde gerçekleşir ve genelde bu insanlar ilişkilerinin son noktalarında toksik insan kategorisine girecek kadar kendilerinden tiksindirirler...
  • daha cok kadinlar bu gruba giriyor. genel ozellikleri de baslarina gelen her olumsuz olaya dunyanin sonu gelmis gibi tepki gostermeleri. hoslarina gitmeyen birsey yaparsaniz ya da bir isteklerini yerine getirmezseniz, bol sans diliyorum. kendinizi suclu hissetmeniz icin herseyi yapacak, 1 seviyesindeki olaya 10 seviyesinde dram yaratacaklardir. tuzaga dusmeyin.
  • ortalama ya da altı iq ile içgörü yoksunluğunun kahredici bileşiminden muzdariptirler. ülkemizde cinsiyetler arasında oran farkı olduğunu zannetmiyorum. işim dahilinde gözlemlediklerimin çoğu erkekti.

    (bkz: histriyonik kişilik bozukluğu)
hesabın var mı? giriş yap