• media molecule tarafından geliştirilen ve enfes gözüken bir "eser yapma" oyunu. e3 2018'den 2 video atayım şöyle: link1 link2

    yapabilecekleriniz sınırsız gibi görünüyor. little big planete göre oldukça gelişmiş bir sistem var ortada. sırf müzik yapma kısmı ayrı profesyonel bir uygulama olabilecek düzeyde. bunu animation capture, voice record, binbir çeşit logic ile birleştirin ve ortaya neler çıkabileceğini siz düşünün.
  • (bkz: düşler), yume
  • ps4 platformunda beni rdr2'den daha çok heyecanlandıran bir oyun veya oyun yapma oyunu. sunulan araçlar çok geniş ölçekli. rpg elementleri ekle, müzik bestele, seslendirme kaydet, ekle. yeni bir minecraft olsa ah bu oyun, herkes çılgın bölümler yapsa ne efsane olur. surf diye bi konsepti var. her denemede kullanıcıların oluşturduğu rastgele bölümleri tadıyorsunuz. programlanması çok zor fakat vaadler gerçekleşirse potansiyel kavranamayacak kadar büyük. bakalım kinetik ne olacak?

    edit: oyunun beta süreci 2018 sonunda başladı ve insanlar birbirinden çok farklı şeyleri çok kısa sürede yaptılar, paylaştılar. oyunla ilgili daha şimdiden youtube gibi platformlarda sayısız proje paylaşılıyor. bu oyun bir hit olacak. roblox, super mario maker veya rpg maker gibi değil. oyunun teması hayalleri paylaşmak ve logiclerinizi de (bir nevi yarattığınız oyun kodunu) da kolaylıkla paylaşabiliyorsunuz. diyelim ki bir yarış oyunu yapacağız. her şeyi baştan yazmadan, beğendiğiniz bir projeden yardım alabilirsiniz. o projenin yaratıcısı sizi kendi projesini co-creator'ı yapabilir falan. benim görebildiklerim bunlar. ben bir ingilizce öğretmeni olarak öğrencilerime animasyon filmler yapmayı hayal ediyorum. belki işin içine etkileşim de girebilir. çünkü morpa kampüs'teki ücretli içerik olan animasyonlardan daha kötüsü yapılamaz. o yüzden ümidim var.
  • ismini ilk kez bu yılın grammy adayları açıklandığında duyduğumu sandığım brandi carlile'ın aşşşırı güzel şarkısı.

    bu sabah, spotify'da kaydettiğim şarkıları karışık dinlerken karşıma çıkıverdi. “neymişse, kimmişse” derken bi baktım, brandi hamfendi*. meğer kendisini ve bu güzide eserini vakti zamanında takdir etmişim de haberim yokmuş.

    12 saati geçkin bir süredir dönüp dönüp dinliyorum. kara mizah tadı veriyor. buruk bir hali var.

    ve ben buruk çok severim.
  • timecop1983 isimli muhteşem synthwave grubunun journeys albümünden buram buram seksenler kokan nefis şarkısı. güneşin kendini göstermeye, havanın ısınmaya başladığı şu zamanlarda ikindi vakti araba sürerken dinlenmesi tavsiye edilir. mümkün olsa san junipero'daki üstü açık jeeple kaliforniya sahillerinde seyrederken dinlerdik ama kısfmet*

    bu arada beni bu şarkı ve müzik türüyle tanıştıran yetersiz netflix yapımı you get me'ye bir teşekkürü borç bilirim.

    (bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)

    time flies
    doors open
    away goes the past
    ıt's okay
    brave faces
    staring ahead
    some move forward
    others play dead
    look around
    at where you have been
    ıt's going down
    are you ready?
    d'you wanna go, oh, oh, oh, oh?
    get away, ay, ay, ay, ay?
    d'you wanna go, oh, oh, oh, oh?
    get away, ay, ay, ay, ay?
    you wanna get away?
    there is no turning back
    there is no turning back
    there is no turning back
    there is no turning back
    there is no turning back
    there is no turning back
    there is no turning back
    there is no turning back
    out here
    the world is yours
    to give away
    or keep and enjoy
    a heavy soul
    a hard-fought victory
    nothing's the same
    as it used to be
    decisions
    playing tricks and leads
    follow your heart
    ıt takes a leap
    d'you wanna go, oh, oh, oh, oh?
    get away, ay, ay, ay, ay?
    d'you wanna…
  • "and now ı tell you openly, you have my heart so don't hurt me."

    gibi çok basit, ama çok derin sözleri içinde barındıran ve yolunda başlamış ama bir şeylerin bozulmasından gelen korkuları hissettiren the cranberries parçası.

    bundan dolayı "yeni ilişki parçası " demek çok yanlış olmayacaktır. bir düşünün, önceki ilişki-ler-de bir sürü saçma sapan şey yaşamışsın. her seferinde artık tamam dediğin bir an veya bir kişi var. ama tekrar ve tekrar benzer sıkıntılar içinde kalıyorsun. "artık yeter uğraşmak istemiyorum" dediğin anda yeni biri çıkıp geliyor. "yine başa mı dönecek lan!?" demeye kalmadan bir takım güzel duygulara kaptırmış oluyorsun kendini.

    artık o anda olduğun için ne olacağını bilmiyorsun muhtemelen. özel görüyorsun. çünkü özel. imkansız geliyor. korkutuyor. bu kadar özel olan bozulsun istemiyorsun. korkuyorsun belki saçmalıyorsun. her gün bir şeyleri değiştirmeye uğraşıyorsun. imkansız olanı gerçekleştirmeye çalışıyorsun. çünkü dürüst olalım, rüya gibi geliyor. ve elbette uyanmak istemiyorsun.

    çok uzun zamandır, kenara attığım bir başlıktı bu. bu parçayı küçüklüğümden beri dinlerim. ama ancak 26 yaşımda üzerine birkaç kelime edebilecek noktaya geldim. acı tatlı birkaç duygusal deneyim yaşadım. mutlu da oldum, mutsuz da oldum. canım da yandı, can da yaktım. bir şekilde beni ben yaptı ve şu ana geldim. buradan itibaren olabilecek hiçbir şeyi bilemem. ama hissettiğim şeyler şu dönemde şarkının sözleri ile paralel gitmekte. hem korkuyorum hem de kendimi açıyorum. bunun bana ne getireceğini de zerre bilmiyorum. sonunda bana bir rüya gibi mi gelecek yoksa gerçekten rüya mı çıkacak göreceğim. sonunda ne çıkacağını bilmiyorum dediğim gibi ama muhtemelen yine bu şarkıyı dinleyeceğimi düşünüyorum.

    sonuçta;

    "oh, my life is changing everyday, in every possible way."
  • sabah yatağından blues ile uyanan bir hayalcinin gece düşleri ile gündüz düşlerinin birbirine karıştığı, biraradalığın kafa bulanıklığını yaşarken sevgilisini yardıma çağırdığı şarkıdır. buna mukabil sanatçı sayıklar gibi icra eder şarkısını, sanki hâlâ gündüz düşü görmeye devam etmektedir. ve ayrıca gitar rifleri çok yaratıcıdır.
  • düşürdü mü kaldıramayacak bir nf şarkısı .
  • uzun yıllardır beni bu kadar heyecanlandıran bir oyunla karşılaşmadım, lp3’teki yaratıcılık seçeneklerini ve başkalarının yarattığı türlü türlü modları oynamanın tadı damağımda kalmıştı. bu ise gördüğüm kadarıyla bunun bayağı bayağı gelişmiş versiyonu. bir yıl sonrasında arşivinin alacağı hali hayal bile edemiyorum ama malesef her şeyde olduğu gibi günümüzdeki delilercesine tüketici halde olan oyun dünyası, bunun gibi yaratıcılık teşvik eden bir oyunu ne kadar sağ bırakır düşünceliyim ama bir ihtimal, ps5 ile sınırlarının artmasıyla popülerliğini de arttırabilir. umarım ikinci seçenek doğru çıkar...
hesabın var mı? giriş yap