• bağdat caddesi'nin bir ara sokağında* bulunan, starbucks'lar ve caribou'ların arasından sıyrılan sıcak atmosferiyle önünden her geçtiğimde içeri içeri çağıran küçük kafe. daha önemlisi, drip coffee, sifon, aeropress gibi yenilikçi tekniklerle hazırlanan kahvelerin denenebileceği, üçüncü dalga kahvecilerin istanbul'daki ilk örneği sayılabilecek bir mekanmış.
  • bağdat caddesi üzerinde barış büfe nin yan sokağında krispy kreme sokağında yer alan ülkemizin ve belkide balkanların en iyi kahvecisidir. sahipleri üç ortaktır ve sürekli dönüşümlü olarak bu güzel mekanda bulunmaktadırlar. çok hoş sohbetlerdir. kahve konusunda birçok şey öğrenebilirsiniz. ülkedeki en iyi sumatra yı ve espresso yu burada içeceğinize iddiaya giriyorum. kahveleri damıtarak hazırlıyorlar. anlatılmaz yaşanır. gidip görülmesi gereken bir yer... fiyatlar da sürekli gidilen starbucks vb. kahvecilerden çok da farklı değil. tabii çok özel bir kahve içerseniz biraz daha üzerinde bir para veriyorsunuz. inanın değer...
  • (bkz: cafe drip)
  • son zamanlarda favori mekanım, haftanın bazı günleri, genelde haftasonları beni kulağımda muzik, kahve içip kitap okurken bulabileceğiniz kafe.

    insan burada kahve içince bir daha başka bir yerde içemiyor. çalışanları ise süper sempatiktir.

    bağdat caddesinde krispy kreme den az yukarıda hemen karşısında bulunur.
  • müşteri kovan mekan.

    tanımdan sonra yardıralım: yorucu bir günün ardından foursquare'de bulduğum ve farklı tarzıyla dikkatimi çektikten sonra arkadaşlarla oturup bir yorgunluk kahvesi içelim diyip oturduk. oldukça yoğun bir gün olduğundan dolayı ve 3 kişilik yer sadece içeride olduğundan dolayı içeride köşede beride bir yere yönlendirildik. siparişimizi verdikten sonra 4. kişinin geleceğini öğrenmemiz ve hemen ardından dışarıda 4 kişilik bir masanın boşaldığını görmemizin ardından garson arkadaşa (yanlar çok kısa kestirilip, üstteki saçlarını yana atmış hipster bir arkadaş) "şuraya geçebilir miyiz, bir arkadaş daha gelecek de" dememizle ilk azarımızı işitmemiz bir oldu. "bir dakika gördüğünüz gibi insanlar geliyor" diyip önüne döndükten 20 saniye sonra "ha siz zaten burda oturuyordunuz da yer değiştirmek istiyordunuz durun bir toparlıyım" diyip döndü, gitti, temizledi masayı, biz de gittik oturduk.

    o sırada biz de gelecek arkadaşla buluşmaya çalışıyoruz, telefon şarjı bitti ulaşamıyoruz, adam sarhoş, arabasının anahtarı bizde falan ortam gerildi. nerde la bu adam diye birbirimize sorup duruyoruz.

    15 dakika falan geçti aradan bizim hipster garson geldi yine "e ama hala gelen giden yok, görüyorsunuz buralar çok dolu, bugün de çok yoğunuz, ben bu masayı (2+2 şeklinde oturulabilecek şekilde yanyana birleştirilmiş masanın dışta olanı) alıyorum" dedi. ben de zaten gerilmiş bir şekilde tek amacım arkadaşı bulmak olduğundan "biz de zaten kalkıyorduk ehe" diyebildim, apar topar kalktığımızdan da çemkiremedim ama bir daha oraya yolum düştüğünde mutlaka bu şikayetimi dile getireceğim.

    kahve güzel, şov güzel ama doymuş esnaf belli.

    "otur, hemencecik zıkkımlan şunu ve işine bak, bas git" mottolu bir yermiş burası. öğrenmiş olduk.
  • beyoğlu tünel in orada da bir şube açmış olan güzide 3.dalga kahve tükanı. 1-2 kez denedim kahve ve çekirdekleri çok iyiydi. ilgi alaka da aynı oranda tatmin edici. puanım 10.
  • kendimi gargamelin evine düşmüş şirin gibi hissetmemi sağlamış mekandır.

    sürekli orada mıdır bilemem ama içeri girer girmez şu işletmeci ya da garson hanfendi ile karşılaştım.

    "hayrola, ne işin var burada?" der gibi baktığı için oturmak için izin istedim. sağolsun verdiği izinle şımarıp bir de filtre kahve istemiş bulundum.

    gelen kahve fincanı da kaşığı da kirliydi. dokunmadan hesabı istedim.

    gayet normalmiş gibi sorgusuz sualsiz 11 tl'lik (bir küçük fincan filtre kahve için) hesap geldi.

    lanet olsun diyerek ve 10 tl bozuk parasız, para üstü beklediğimden 21 tl para ile hesabı gönderdim.

    geri gelen bir 5 tl ile beş adet 1 tl oldu.

    sinirle 11 tl'lik hesaba 10 tl bahşiş bırakarak reaksiyon bekledim. ı ıh...

    hiç oralı olmadı g. hanım, parayı aldığı gibi para üstünü de iç etti ve fakat bana yok muamelesi yapmaktan da geri kalmadı.

    sessizce kapıdan sıvışıp ilk taksiyle olay yerinden kaçarcasına uzaklaştım.*

    not: linkteki fotoğraf bana ait değildir.
  • bugünkü ziyaretim sonrasında birkaç şey yazacaktım ama önceki entrylerde defalarca yazılmış, kendimi yormama gerek yok. suratlarını görmemek için oturmuyorum bile, ama kahvesi güzel.
  • 120 tl'ye 1 kg çekirdek kahve satıyorlar. sanırsın death wish..onu bile daha ucuza getirtiyorsun.. 5 tane çekirdek öğrenmişler başka birşey sorunca suratları asılıyor.
    size bir gün beğendiğim bir çekirdekten getireceğim dedim, "ay satamayız biz onu" dedi değişikler. "hayır,sizlerin denemeniz için" diye açıklama yapmak zorunda kalınca gerçekten çok utandım. millete havalı havalı kahve anlatan tiplerin işleri olan bir konuda azıcık merakları olur diye düşünmüştüm oysa ki.

    tam bir hayal kırıklığı..
hesabın var mı? giriş yap