• jean jacques rousseau tarafından birinci bölümü 1762' de yayınlanan fransız ihtilaline sebep olan eser. eser dört kitaptan oluşur. rousseau ' ya göre hiç bir zorbalık meşru değildir çünkü güç hiç bir hak yaratmaz ve gerçek bir egemenlik için bir bağlaşma, sözleşme gereklidir. bu sözleşme toplum sözleşmesidir buna göre birey tüm doğal haklarından topluluk yararına vazgeçer; karşılığında ise bireyin varlığı ve malları güvence altına alınmaktadır... (bkz: jean jacques rousseau)
  • "alçak ruhlu insanlar büyük adamlara inanmazlar; aşağılık köleler özgürlük sözüne gülerler."
  • "başkentte yükselen her sarayı gördükçe, bir ülkenin yıkıntıya çevrilişini görüyormuşum gibi gelir bana."
  • günümüzün demokrasisinden çok farklı bir demokrasiyi anlatan eser.

    kitapta rousseau toplumsal sözleşmeyi eşitlik kavramına eşdeğer tutar ve özel kavramını yıkar:

    “….bütün bu hükümler tek bir hükümde toplanır ortaklardan her birinin bütün haklarıyla komünite lehine kendinden tümüyle vazgeçmesi çünkü 1. herkes kendini tümüyle verdiğine göre , şart herkes için eşittir ve 2. şart herkes için eşit olduğuna göre , kimsenin onu başkaları için külfet haline getirmekte menfaati yoktur.

    üstelik, söz konusu vazgeçiş kayıtsız şartsız olduğundan birlik, olabildiğince mükemmel bir birliktir, ve hiçbir ortağın artık isteyebileceği bir şey yoktur çünkü, bireyler bazı haklar bırakılmış olsaydı, onlara kamu arasında söz sahibi herhangi bir müşterek üst makam bulunmayacağından ve her kişi şu ya da bu hususta kendinin yargıcı olacağından çok geçmeden herhangi bir kişi ortaya çıkıp herkesin yargıcı olmaya kalkışabilir; böylece, tabii hal devam eder ve ortaklık zorunlu olarak tiranlığa dönüşür, ya da boş ve yararsız hale gelir.”(s.23-24, sosyal yayınları)

    ayrıca eşitlik anlayışının tesisinde bir imkansızlık olmadığını savunur:

    “..asli toplumsal pakt, tabii eşitliği yok etmeyip, tam tersine, tabiatın insanlar arasına koyabildiği fiziki eşitsizliğin yerine ahlaki ve meşru bir eşitliği koyar; ve böylece, insanlar kuvvetçe ve zekaca eşit olmayabilseler bile, anlaşma ve hukuk vasıtasıyla hepsi birbirine eşit hale gelirler.” (s.32 , a.g.y.)

    ama yine de kitabın ilerleyen kısmında saf demokrasinin imkansızlığını kabul eder:

    “tanrılardan oluşan bir halk olsaydı, kendisini demokrasiyle yönetirdi.böylesine mükemmel bir yönetim insanlara göre değildir.”(s.80, a.g.y.)

    rousseau'ya göre şu anki yapılanma demokrasi değildir.çünkü partisel yapılanmalarda genel irade, özel grup iradesinin oluştuğu noktada kaybolur ve sistem partilerin iradesinin topluma hükmettiği bir yapıya dönüşür.dahası seçilen parti genel iradenin sahibi olmamasına rağmen öyle bir güç elde eder ki sonuçta bu bir zümre diktasına aristokraiye dönüşür.

    işin kötü yanı ise bu aristokrasinin seçimle belirlenmesidir ki bu, halkın seçim döneminde kandırılıp geri kalan dönemde yönetici kesim tarafından daha rahat sömürülmesini sağlar.zira bu sömürüye dur demek halkın iradesine karşı çıkmak gibi gösterildiğinden artık yönetici zümre tamamiyle halkın efendisidir, devlettir, devlet ne yapsa iyidir.

    işte saf demokrasi tanrıların yönetimidir ama şu anki düzen "demokrasi" değil çoğunluğun diktası görünümlü bir aldatmacadır.

    not: dilimize bu eser "toplumsal mukavele", "toplum sözleşmesi", "toplumsal sözleşme" gibi isimlerle çevirilmiştir.
  • türkiye iş bankası kültür yayınlarından çıkan vedat günyol'un fransızca aslından çevirdiği yapıttır iki haftadır hayatımızın önemli bir kısmanını kaplamıştır oku oku bitmeyecek izlenimini yaratmasına rağmen zevklidir..
  • jean-jacques rousseau'nun niccolo machiavelli ve montesquieu'den çokça faydalandığı, toplumların bir arada yaşayışlarına dair temel bir düşünsel yapıt. rousseau eserde topluluk, toplum çeşitleri, yönetim, yönetici şekilleri, yasa, yasa koyucu, mülkiyet, zorba, despot, kölelik, yurttaşlık vb tüm başlıkları tek tek incelemiştir.

    fransız ihtilali'ni, insan hakları evrensel bildirisi'ni ve mustafa kemal atatürk'ü etkilemiş bir kitaptır. atatürk özellikle "jean-jacques rousseau'yu baştan nihayete kadar okuyunuz. ben okudum." demiştir.

    toplum sözleşmesi kitabı için daha eski çevirilerde mukavele-i içtimaiye, sosyal mukavele ve içtimai mukavele isimleri de kullanılmıştır.

    toplum olmayı becerememiş halklara sahip, kapalı topluluklardan oluşan, akılcılıktan uzak şekillerde yönetilen ülkeler için hala geçerliliğini koruyan, okudukça sizi şaşırtan bir başucu kitabıdır. özellikle türkiye'nin güncel durumuna cuk diye oturan ve alıntılanması gereken onlarca paragrafı olduğu için hiç uğraşmayıp direkt okunmasını tavsiye etmek daha mantıklı.

    rousseau'nun öngörüleri*, çıkarımları ve bazı kesin yargıları haricinde az sayfa sayısına sahip olmasına rağmen çok büyük bir klasiktir, dünyaya yön vermiştir.
  • üçüncü kitap yönetim biçimlerini inceler. rousseau , demokrasi, aristokrasi ve krallık olmak üzere üç türlü yönetim biçimi belirleyip bunları gözden geçirir, demokrasiyi göklere çıkarır, ama bunun gerçekleşmesindeki güçlükleri de belirtir. ayrıca her yerde uygulanabilir bir yönetim biçimi düşünülemeyeceğini savunur. ona göre, her yönetim biçimi kimi durumlarda en iyi, kimi durumlarda en kötü sonuçları verebilir ve özgürlük her iklimde yetişen bir meyve olmadığından her halkın da ulaşabileceği bir şey değildir. böylece montesquieu gibi rousseau da yönetim biçimlerini bölgesel özelliklere bağlar.
    (bkz: fransız)
  • hafifletilmiş özet versiyonu ortaokul ve liselerde ders olarak okutulması gereken başyapıt.
  • çok zekice bir karar alıp askerde okuduğum kitaptır. kompozit başlık, çelik yelek, ak-47 ve jean jacques rousseau ile eminim ki tüm düşmanlarımıza korku salmışımdır. *
  • "ne olursa olsun, bir ulus kendine temsilciler seçer seçmez, özgürlüğünü de, varlığını da yitirmiş olur."
hesabın var mı? giriş yap