• orijinal dune serisinin ikinci kitabı.
  • orijinal adı dune messiah olan, frank herbert 'in yazdığı bilimkurgu serisi dune 'nun ikinci kitabıdır.

    hikaye birinci kitabın bitiminden yıllar sonrasında başlıyor. cihadın başarılı olduğu ama bu durumun getirdiği başka zorlukların üstesinden gelmeye çalışan paul muaddib 'in yaşadıklarını anlatan roman, ilk kitap kadar derinlikli hikaye anlatmasa da okuyucuyu kendine bağlamayı başarıyor.

    muaddib 'in yaşadığı duygusal ve mantıksal çatışmalarla onu anlamamızı sağlayan roman, okuyucularına beklenmedik bir son sunmuştur.
  • usul muyum, paul mu?
    imparator muyum, kulların gördükleri diktatör mü ?
    en önemlisi hangisiyse o olmak istiyor muyum? sorularının cevabını arayan, aksiyon bazında ilk kitap kadar tatmin etmeyen, daha çok kaybettiğini arayan paul muaddib'i anlatan dune serisine ait 2. kitap.
    bu sene vizyona girmesi planlanan dune filminden önce iyi geldi, bir hatırlatma oldu.
  • entry bu kitap hakkında spoiler içerir.

    dune serisinin ikinci kitabı. paul imparator olduktan yıllar sonra onun hakkında kurulan bir komplo görüşmesiyle başlıyor olaylar. kitap boyunca komplonun başarılı olup olamayacağı konusunda gidip geliyor okuyucu. çünkü paul her ne kadar geleceği görebilse de her şeyi göremiyor çünkü lonca'nın kahinleri tarafından bazı şeyler ondan gizleniyor.
    bu kitapta aksiyon yok. daha çok paul'un iç dünyasını, oluşturduğu imparatorluk düzenini sevmemesi ancak ne yaparsa yapsın kaos'u durduramayacağı düşüncelerini okuyoruz.
    usul'un chani için kör olmasını (chani ölene kadar görüyor tabi yine) ve bunu yaparken hiç tereddüt etmemesini sebebini kitabın sonunda yazmış yazar. yani eğer olaylar bu şekilde gelişmeyip paul kör olmasaydı, ileride paul öldüğünde bu ölüm chani'nin üstüne kalacak ve işkence görecekmiş kız.
    yine kitabın sonunda paul'ün kendi oğlunun gözünden etrafı görmesi çok iyiydi. o olay nereye bağlanacak acaba? bu entry'i yazdıktan kısa bir süre sonra üçüncü kitaba geçip arayı açmamayı planlıyorum.

    chani'nin ölümü, paul'ün tek başına ve kör bir şekilde çöle ölmeye gitmesi, giderken ''artık özgürüm'' demesi(istemediği bir hayattan çıktı sonunda) beni üzdü. arkadaşlarım gibi sevmişim.
    bakalım sonraki kitaplarda neler olacak.
  • cihadist bir diktatörün içinde kopan fırtınaları anlatan serinin ikinci kitabı.
  • uzuun zaman önce okumuştum ilk seriyi ... bir türlü de 2. kitaba başlayamamıştım. aslında kitap bile okuyamamıştım. filmini izleyince duygular depreşti bi anda.
    haydi bakalım arrakis melanj çekmeye geliyorum.
  • dune serisinin ikinci kitabıdır. paul muad'dib atredeis'in başından beri yol açacağını bildiği cihadı engelleme çabasını anlatmaktadır. ilah olarak görülmekten korkan paul halkının gözünde tam olarak bu konumdadır.

    bununla tezat bir şekilde paul elde ettiği imparatorluğu elinde tutmak için elinden geleni yapmaya çabalamaktadır.

    insanın bir özünün olduğunu ve ne olursa olsun bu özünü bulmanın bir yolunu bulabileceği çok güzel anlatılıyor.

    ilk kitaba nazaran daha durağan ve dağınık bir kitap ancak hikayenin devamlılığı için ilginç noktalar barındırıyor.

    kitapta beğendiğim bir kısımda din ve devlet ilişkisi hakkında ilginç bir kısım var;

    "insanların bir imparator'un yönetimine ihtiyaç duymasının sebebinin uzayın sonsuzluğu olduğunu söyleyenler var... bütünleştirici bir sembol olmazsa, insanlar kendilerini yalnız hissediyorlar. kendini yalnız hisseden insanlar için imparator somut bir şey. ona bakıp 'bakın, işte imparator orada. o bizi birleştiriyor,' diyebiliyorlar. belki din de aynı işlevi görüyordur..."
  • serinin ikinci kitabında tüm evrenin hakimi olan paul atreides’in kazandığı büyük zaferden sonra bir yandan hükümdarlığını sürdürmek için mücadelesini, bir yandan da özlemini duyduğu özgürlüğe ulaşma çabasını anlatıyor. geleceği görme gücü olan paul atreides bir yandan tüm yaşanacakları bilmesinin ağırlığının, bir yandan da olası gelecekleri değiştirip değiştirmemesi için yaşadığı ikilemlerin merkeze alındığı kitap, ilk kitaptan efsanelere daha az yer vermesi, din ve siyaset felsefesine odaklanması ve duygusal tarafı daha ağır basması ile ayrılıyor. ikinci kitap serinin birinci kitabına göre daha az bilim kurgu öğesi barındırıyor. fakat kitap içerisindeki liderlik, politika ve din üzerine olan felsefi diyaloglar kitabı ilgi çekici hale getiriyor.

    kitap ile ilgili nacizane yazımın tamamı için ;
    https://kelimelerinzihni.wordpress.com/…une-mesihi/
  • "yasalarin caprasik uslubu , birbirimize karsi duydugumuz siddet hissini saklama ihtiyacinin etrafinda sekillenmistir. bir insani hayatinin bir saatinden mahrum etmekle hayatinin tamamindan mahrum etmek arasinda sadece boyut farki vardir. ona siddet uyguladiginizda, enerjisini tuketmis olursunuz. oldurme niyetinizi laf ebelikleriyle gizleyebilirsiniz, ama bir baskasina uygulanan siddetin ardinda hep su dusunce yatar: ben senin enerjinle besleniyorum."
hesabın var mı? giriş yap