dunganga

• piç dayım baş parmaklarıyla ağzını açıp işaret parmaklarıyla gözlerini küçültüp duunganga dunganga varmış bir dunganga alırmış çocukları koyarmış sepetinee diye diye korkuturdu ben ve ablamı. ulan bütün bir çocukluğumu dungangadan korkarak geçirdim be.
  
  biraz daha büyüyünce dayıma "senin çocuğun olsun anasını sikicem onun dungangayla" dedim. bir hırsla dayımın çocuk yapmasını bekledim. her neyse bunun çocuğu oldu, korkuyu öğrenecek yaşa geldi, geçtim karşısına başladım dungangayı söylemeye. benim kuzen kıkır kıkır gülüyo. yav yanlış mı yapıyorum niye korkmuyo bu derken kız baya baya kahkaha atmaya başladı.
  
  meğer dayım benim dediklerimi unutmamış, ben çocuğu korkutana kadar dungangayı "çok komik ve espri dolu" bişey olarak öğretmiş.
  
  dedim dayı gibi senin cibiliyetini sikeyim. içimde kaldı.
• bu dunganga öyle hafife alınacak bir şey değil... yirmidört yaşında hala hastane fobiniz olduğunda bunu anlamanız için geç kalmış olabilirsiniz ama tavsiyemdir sakın çocuklarınıza bu şarkıyı söylemeyin...
  efendim bizim zamanımıza özgüydü sanırım hafif üşütsek doktor efendiler tedavi diye lak diye yirmi tane iğneyi çakıverirlerdi... ve evet iğne olmak için genelde sağlık ocaklarına gidilirdi... takriben dört yaşlarında bir çocuğun algısı için bu tarz yerler zaten olumsuzken bir de iğne olacağını bilmek kıyameti koparmak için yeterli sebepti sanırım... ama ben iğneden mi korkuyordum tabii ki hayır... kocaman erkek iğneden korkarmı hiç... o zamanlar - hala var mı bilmiyorum - aile planlamasını insanlara anlatmak amacı güden lanet bir resim vardı duvarda... resmin bir yanında iki çocuklu bir aile mutlu mesut yürürken, diğer yanında çok çocuklu bir baba tasvir edilmekteydi... sırtında bir sepet içinde bir sürü velet... evet ben dört yaşındaki alper olarak o sepetli pezevengi dunganga zannedip hastane koridorlarında attığım çığlıkların etkisinden hala kurtulabilmiş değilim...
• "evvel zaman icinde
  var imiş bir dunganga
  alırmış çocukları
  atarmış sepetine
  yaparmış hep dunganga
  dunnn ganga dun ganga"
  
  ne fantastik bir şarkıdır, ne fantastik bir filmdir kardeşim...
  
  bir de şöyle bir replik vardı yine ah belindadan;
  "almanlar kilise kapılarında kedileri çarmaha geriyorlar"
  
  hayal gücünü kırbaçlayan filmdi vesselam...
• anneme ve babama yaptıkları birçok şey için tabii ki minnetarım ama özellikle beni böyle psikopat bir şeye maruz bırakmadıkları için ayrıca minnetarım. eğer çocukluğumda olur olmaz bu acayip şeyi söyleselerdi şu sıralarda muhtemelen bir çetenin psikopat bir tetikçisi filan olurdum, ya da şimdiye kadar çoktan öldürülmüştüm.
• "evvel zaman içinde
  var imiş bir dunganga
  alırmış çocukları atarmış sepetine
  yaparmış hep dunganga dunganga dunganga...^*
• yillar sonra yonca evcimik tarafindan farkli bir anlayisla yeniden yorumlanmistir (bkz: okayi yomasita kombamba)
• hiç kimse farketmemiştir ama bugün leyla ile mecnun da nurten erdala söylemiştir. ya da kimse anlam verememiştir.
  (bkz: aaah belinda)
• bak şimdi bişey söylicem, aranızdan 3 kişi ne dediğimi anlasa bana yeter...
  
  bunu alın, yani bu dunganga tekerlemesini, yanına bi çok sıkıyordu be abi koyun, oraya bir de suya sabuna dokunun ekleyin, 1991 körfez savaşı'nın da evde arka fonda sürekli döndüğünü ve babanızın savaş için görev emriyle doğuya gittiğini düşünün, bir de her bölümü ezbere hatırlanan, götümün gerilimlisi klementin'e kasvetlilikte beş basan les mondes engloutis gibi dark noir bi çizgi film ekleyin. sonra bunların hepsini 4-5 yaşında günde 3 öğün tok karnına alan bi çocuk düşünün.
  
  aha o benim anasını satayım... hayır gece altıma işeme problemim yok ve toplu katliam yapmadım.
  
  alkışlar bana.
• nelernelero'nun, dişlerini çıkarıp gözlerini koca koca açmak suretiyle söylediği, her söylediğinde de inanılmaz korkunçlaşabildiği bir ..hmm.. tekerleme.. ara ara aklıma geliyor, ayağımı denk alıyorum bu yaşımda.. öyle söyleyeyim..
• çelik^* bey'in çocukluk yıllarında etkilenmiş olduğu varsayılan ve günümüzde halen bazı değişikliğe uğramış örneklerini sergilediği nağmeler bütünü.
  ilgili örnekler için: (bkz: ateşteyim)^*, (bkz: dongi dongi)