• geçen yaz çıkan ve sırf yönetmenine duyduğum sevgiden dolayı gitmiş olduğum bir filmdi. filmin konusu ise savaş tarihindeki en büyük ve en başarılı geri çekilme operasyonudur. askerler kıyıda konuşlanmış gemilerin gelmesini beklerken diğer taraftan filmde hiç görünmeyen askerler tarafından ateş altına alınırlar. düşman sadece savaş uçağı sayesinde görülür...

    not: hardcore savaş filmi değildir
  • yine muhteşem bir c.nolan filmi.
    nolan için ilk savaş filmi belki ama adamın derdi zaten dunkirk savaşını anlatmak değil içindeki insani kesiti aktarabilmek.
    tabi ki nolan in kendine has kurgusu da filme artı katıyor.
    bu arada; bütün savaşlar kötüdür ama ortasında kaldığınızda tarafinizi seçip elinizden geleni yapmalısınız.
  • almanlar dümdüz etseymiş güzel film çıkarmış aslında dediğim film. arkada sürekli geren bir müzik ile film kotarılmaz nolan bey.
  • hikaye boyunca sadece iki kadının konuştuğu filmdir. bu açıdan nolan'ın en kadınsız filmidir diyebiliriz.

    filmle ilgili yorumlarıma gelirsek lafı fazla uzatmayacağım çünkü uzatmaya değer görmüyorum.

    boktan kurgu, boktan müzik, boktan ingiliz milliyetçiliği ve ortaya çıkan boktan bir film.

    nolan farklı bir savaş filmi çekmek istemiş ve ne idüğü belirsiz, belgeselimsi bir şeyle evet film demeye dilim varmıyor bir şeyle karşımıza çıkmış.

    ha uçak sahneleri iyiydi bak onun hakkını vermek lazım.

    akademi sever ama böyle deneysel şeyleri, oscar alırsa şaşırmam.
  • filmi henüz izleme fırsatı bulabildim.
    fragmanı ilk çıktığında mohaa'ın filmi çekilmiş, izlemezsem ölürüm demiştim.sahneleri bir an için oyunun normandiya çıkarmasını anımsattı.
    sonra içinde cillian murphy var diye zirve duygular oluştu bende ama film de çok önemli bir rolü yoktu.
    yönetmen hakkında zaten yorum yapmaya gerek yok, kendi başına bir marka zaar
    sonra filmi izlediğimde içindeki dev kadroyu fark ettiğimde oha demekten kendimi alamadım.özellikle tom hardy her geçen gün yeteneğini konuşturuyor abi.

    film herhangi bir ülkenin kahramanlık destanı ya da bir ders vermek amacı ile yapılmamış olduğu için sanırım beğenmeyenler olmuş.iyi de olmuş çünkü filmden anlamayan insanları sazan.avi gibi eleme şansımız olmuş oldu.
    konuşmayı az bulan olmuş ki ; bu olayı hiç anlamam, neden her film de illa uzun uzun konuşma olmalı.sen mal mısın, konuşma olmayınca anlayamıyor musun.hala kalkmış konuşma az diyorsun.üstelik bunun hayatta kalmak için milletin birbirini kırıp geçmesinin ana tema olduğun bir savaş filmi olduğunu üstüne basa basa hatırlatmakta fayda görüyorum.mesela sen söyle, ne konuşmaları gerek sana göre!
    biri beğenmeme bahanesi olarak tom hardy'nin uçak yakıtının bitmesine rağmen yere inemeyişini yazarak eleştiri yapmış aklınca.yahu film üç farkı bakış açısı ile çekilmiş.sen hangi inemeyişi uzun buldun afedersin.hepsini bir sahne mi sandın.eğer öyleyse sen olayı çok yanlış anlamışsın hacı..
    biri çıkmış; 400 bin asker kurtuldu diyorlar sahilde 3 bin asker yokmuş, almanların sadece 2 uçağı mı varmış falan yazmış.ya bizim oscar aday adayı filmimizde koreliler tarafından saldırıya uğrayan 2 askerimiz kafaya mermi atarak kurtuldu.sen neyin tribindesin.

    kısaca olayın aslını okumak isteyenler için amme hizmeti.buyrun dinamo operasyonu

    --- spoiler ---

    filmin başındaki sokak savaşları benim oyunda da favori kısımdı, keşke daha uzun sürseydi dedim
    fransız diye gibson'a yapılanlar ve buna rağmen savaşta kimin hayatta kalacağının kuralları olmaması gerçeği
    tam kurtulduk, dedikçe alman denizaltı ve uçakların gemileri patır patır batırması
    askerlerin trendeki utanç yolculuğu ve bira ile karşılanmaları ironisi.

    --- spoiler ---

    sonuçta ben aşırı beğendim.

    not: umarım milliyetçiliği sadece kendi tekelinde olduğunu sanan mhp ve bazı türklere gerçeği göstermiştir.yani bir tarafta askerine değer vermeyen adamları koruyup ölen bizim gariban erlerimiz, bir tarafta da tüm imkanlarını seferber eden ve başkanın bir lafı ile yola çıkan insanları göstermiştir.
  • ikinci dünya savaşı temalı çok film izledim. ve de çok ilgim vardır. öncelikle söylemeliyim ki, bu filme istediğiniz eleştiriyi yapın fakat noolursunuz ' klasik ikinci dünya filmi yea' demeyiniz. 'tam' bir savaş filmi olmuş. burası nolan amcaya tebriklerimizi ilettiğimiz kısım.
    ha filme ayılıp bayıldım mı hayır, o ayrı konu.
    mesela o bahsedilen 'izleyiciye duyguyu geçirememe' olayını ben de yaşadım. tamam görsel açıdan muazzam film gerçekten. ama göze sokulan ingiliz propagandası irrite etti. ha bir de george'a çok üzüldüm.
    yazasım var da üşeniyorum sonra belki.
  • nolan sineması içinde ayrışan bir film olmuştur. ben de daha yeni izledim, pek merak da etmedim şimdiye kadar açıkçası. yani memento, batman serisi, inception, prestige gibi filmler arasından sıyrılması da zor bir film. ancak unutmamak gerekir ki nolan bir ingiliz ve ingiliz tarihi açısından dunkirk çok ama çok önemli bir hadise. ordusu tamamen yok olmak üzere olan bir ülkenin inanılmaz şekilde ordusunu kurtarma ve yeniden toparlanabilme süreci. mitolojik bir destan bile çıkartılabilecek düzeyde bir kaçış öyküsü.

    durağanlık mevzusuna gelecek olursak, en çok bu noktada eleştirilmiş sanıyorum ki, bir savaş filminden daha da fazlasını beklememek lazım herhalde. özellikle şu kulvardaki bir savaş filminden. filmin son 30-45 dakikası, ingiliz kültürüyle hiçbir alakam olmamasına karşın beni bile etkisi altına alabilme başarısını gösterdi. bu anlamda durağanlık filmin geneline yayılmamış ve bir sekanstan sonra da kırılıyor.

    ancak belirtilmiş zannediyorum yukarıda, kurgusu neden bu kadar kötü? kurgucu beyefendi/hanımefendi ne yapmak istemiş? kurgudan sınıfta kalan bir film olmuş çünkü bana kalırsa. yine de bir nolan filmi olduğu için izlenir, izlenmelidir.
  • sinematografik açıdan filme hiçbir şey diyemem. çekim tekniği, müziğin kullanımı hepsi üst düzeyde. nolan bu noktada kusursuz ama bütün olarak filme bakarsak bu film açık ki nolan'ın en kötü işi gibi duruyor. tarihsel açıdan da maalesef vasatı aşamıyor. bunun birkaç nedeni var:

    1. filmde "story" yok. dolayısıyla bir akış da yok. bu ortalara geldiğinde filmi iyiden iyiye amaçsızlaştırıyor ve izleyicinin ilgisini kaybetmesine neden oluyor.

    2. the dark knight rises'dan sonra nolan tekrar bir sistem filmi çekerek, kendini ona hiç yakıştırmadığımız noktaya, tipik amerikan-ingiliz milliyetçisi dürtüleriyle savaş propagandası çeken bir yönetmen rolüne düşürüyor. öyle ki ingiliz savaş tarihinde bir kara leke olarak duran avrupa'dan arkasına bakmadan kaçıp fransa'yı nazilerle baş başa bırakma durumu bir kahramanlık destanı olarak anlatılıyor.

    3. dunkirk savaşı'nı temel alıp hatta ismini de doğrudan dunkirk yaparak tarihi bir film izlenimi verse de, objektiflik ve tarafsızlık açısından sınıfta kalan, sanki ingiltere tarafından finanse edilmiş bir kahramanlık filmi çekme girişimi olmuş dunkirk.

    christopher nolan, aktif yönetmenler arasında yetenek düzeyi olarak ilk üçte olan bir yönetmen olsa da(sonuçta bu adam memento, the prestige, the dark knight gibi başyapıtlar çekti) bütün bu parametreler nedeniyle sevenlerini hayal kırıklığına uğratmıştır. bundan sonrası için temennimiz kendisinin politikayla ve tarihle uzaktan yakından temas etmeyecek "inception" gibi filmler çekmesidir. keza interstellar bile kült bir film olmasına karşın nasa'ya gereksiz güzellemelerle doluydu.
  • ortalamada bulduğum film. şöyle ki nolan’ın önceki filmleri kadar büyük bir yer edeceğini düşünmüyorum. ama sinema sanatı açısından da üst düzey işler yapılmış. yalnız beni rahatsız eden 2 durum oldu: birincisi, 3 olayı 3 ayrı zamanda anlatması. cidden kafa karıştırıcı ve akışı bozan bir tercih olmuş. ikincisi ise bana göre elinde tom hardy gibi bir adam varsa maksimum kullanmalısın. herif film başladı maskesini taktı film bitti çıkardı. ne vücut dili ne mimik hiçbirşey izleyemedik. yani tom hardy yerine x oyanasa filmde bir şey değişmezdi ama tom hardy tam verimle oynatılsa filmin bu halinin üzerine koyardı.
  • film durağandı diyenleri çözemedim. bir savaş filmi illa bol gerilimli mi, bol aksiyonlu, patlamalı mı olmak zorunda? nolan kendisi de demiş zaten "amacım er ryan'ı kurtarmak gibi bir film çekmek değildi" diye. yine de benim gözümde savaş koşullarının insanı soktuğu hale dair dunkirk'den evvel gelen stalingrad, the red thin line, platoon gibi filmler var. açıkçası dunkirk bunlar kadar beni gerim gerim geremedi, kendimi oradaki insanlar yerine koymaya zorlamadı. kişisel bir öyküden ziyade ingiliz ordusunun taktiksel bir zafer şeklinde geçmiş film zaten.
hesabın var mı? giriş yap