• çeşitli nedenleri olabilir ama yaygın bir sebep de fenerbahçeliliktir. ayıptır söylemesi, biz aynı takımda futbol oynama geçmişi de olan üç arkadaşızdır. birimiz fenerli, birimiz galatasaraylı, bendeniz de beşiktaşlı. aradan geçen yıllar ve kilolar bizi birbirimizden fiziksel olarak kopardıysa da halen ara sıra görüşmekte ve mühim miktarda futbol geyiği de yapmaktayızdır. en son bizim lisenin pilav gününde bir araya geldik ve hiç değilse dünya kupası helecanını paylaşmak üzere sözleştik. cimbomlu arkadaşımız helecanımıza helecan katmak için çok iddialı olmayan ama bir yandan da bize keyif verebilecek, zaferlerinden mutluluk duyabileceğimiz bir takımı tutmamız şeklinde bir öneri getirdi. misal, 82 dünya kupasındaki kamerun gibi... ben, ilk tur maçlarını izleyip ilgili takımı tespit etme önerisi getirdim. buna mukabil fenerli arkadaşımız bize garip garip bakıp, siz manyak mısınız abi, dedi. niye risk alıyorsunuz ki? tabii ki brezilya'yı tutacağız!
  • birçok defansın yapamadığı şey.
  • sanılabileceği gibi güçlünün yanında olmaktan kaynaklanmaz birçok kişi için.
    zengin avrupa'ya karşı, bizim gibi gelişmekte olan, yoksul ülkenin en azından futbolda , hem de güzel oynayarak zafer kazanmasının arzu edilmesidir.

    lakin işte birçok gönül, 30 ağustos 2002'den bu yana arjantin'e kaymıştır..
  • 3 haziran 2002 türkiye maçında ronaldinho'nun yaptığı adilikten, 14 haziran 2006 hırvatistan maçında bir elemanı 3 dakika içinde iki defa aynı noktadan sakatlayarak oyun dışında bırakmanın 5 dakika ardından başka bir tanesinin de bileğine tabanla girerek herifin futbol yaşamını bitirmeye teşebbüslerine rağmen yapılan 2-3 artistik harekete tav olmaktır. en güzelini dün futbolla hiç alakası olmayan sevgilim söyledi sanırım, sokak futbolu oynuyorlar işte, yeri geldi mi top sektiriyo, yeri geldi mi piçlik yapıyor, alışık olduğumuz şeyler...
  • bir türk için, aşağıdakileri unutmaktan kaynaklanabilir:

    (bkz: 3 haziran 2002 turkiye brezilya maci)
    (bkz: 26 haziran 2002 turkiye brezilya maci)
    (bkz: #1331382)
    (bkz: rivaldo dan dansözlük dersleri)
  • almanya,italya ve ingiltere'ye gıcık olunacak pek çok sıfat bulan türklerin (ingilizler-soğuk,italyanlar ve almanlar-faşist/sanki faşizme karşı net bir duruşumuz var ülke olarak) zaten yıllardır dünya kupasında sergilediği performansa bakmaksızın sempati duyduğu takımlar vardır.brezilya,arjantin ve hollanda gönüllerimizin şampiyonudur herzaman.ayrıca ispanya'ya da pek kanımız ısınır nedense...yine de bu ülkeler arasında brezilya bambaşkadır... elbette ki oynadıkları ofansif futbolun bunda etkisi büyük.ancak futbola olan tutkuları,taraftarının coşkusu,oyuncularının asla sadece futbol oynamamaları futbolla coşan bünyelerde hayranlık etkisi yaratmaktadır ve bu etki 4 yılda bir had safhaya ulaşıp ''ulen ronaldinho istese veririm ha...'',''kaka'ya domalmayan top olsun olm...'' (bkz: ne dedim ben simdi) şeklinde tezahür etmektedir.
  • 1986, 90, 94 ve 98'de paylaştığım 30 agustos 2002 brezilya turkiye maci sonrası ebediyen terk ettiğim tavırdır.

    viva argentina!

    (82'de italya'yı tutuyordum, 2002'de türkiye'yi:)
hesabın var mı? giriş yap