• cözülemeyen duruma konu olan eylem.
    tamam yasak diye tadına bile bakmadık dunyada içkinin.
    tadini bilemeyecegim bir odülü neden isteyeyim ki?
    hem madem kotu bir sey, neden cennette var?
  • bu dunyadan gecip digerini hedefleyenleri saglam got edecek projehdevdgxvgsvdgvcgvdg!
  • dünyanın imtihan yeri olduğunun bir göstergesidir.
  • ömer hayyam bu çelişkiyi yüzyıllar önce şöyle dile getirmiş bir rubaisinde:

    cennete huriler varmış, kara gözlü.
    içkinin de ordaymış en güzeli.
    desene biz çoktan cennetlik olmuşuz;
    bak bir yanda şarap, bir yanda sevgili.

    edit: madem debe'ye girdi. o halde ömer hayyam'ın bu konulardaki (cennet-cehennem, kader) benzer rubailerini de paylaşalım da bir şeye benzesin. bu arada inanırsın inanmazsın, ama adam; kader anlayışı, tanrının her şeyi önceden bilmesi ve cennet-cehennem üzerine o kadar iyi yürümüş ki (üstelik ölçülü-uyaklı); yani kuran'ı türkçe okumasan bile bir şeyleri sorgulaman gerektiğini anlarsın. ha kuran'ı okusan zaten bunlara gerek kalmaz. kendin anlarsın düzmece olduğunu. sonuçta, peygamberin evinde fazla vakit harcamayın, onu meşgul etmeyin diyen ayetler var (ahzab 53). ne kadar da evrensel!

    neyse rubaileri verelim:

    irmaklarından şaraplar akacak diyorsun,
    cennet-i alâ meyhane midir?
    her mümin'e iki huri diyorsun,
    cennet-i alâ kerhane midir?

    var mı dünyada günah işlemeyen söyle!
    yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle!
    bana kötü deyip kötülük edeceksen,
    yüce tanrı ne farkın kalır benden söyle!

    beni özene bezene yaratan kim, sen!
    yolumu da çizmişsin önceden.
    madem bana günah işleten sen,
    nedir öyleyse o cennet cehennem?

    neredesin, sana başkaldırmışım işte!
    karanlık içindeyim, ışığın nerede?
    cenneti ibadetle kazanacaksam,
    senin ne cömertliğin kalır bu işte?

    tanrı bizi çamurdan yarattığı zamanda,
    biliyordu ne olacak işimiz dünyada.
    işlediğim günahlar hep onun emriyledir,
    o halde kıyamette beni niçin yakacak?

    tanrı bize cennette vaat ettiği şarabı,
    niçin bu dünyada yasak etsin, mantıklı mı?
    bir sarhoş arap, devesini vurmuş hamza'nın
    peygamber de yasak etmiş şarabı.

    insan son nefese hazır gerekmiş
    nasıl ölürse, öylece dirilecekmiş.
    biz her an şarap ve sevgili ile birlikteyiz.
    böylece dirilirsek, işimiz iş.

    şarabım, kadehim, sevgilim, bir de çimen
    bırak bana bunları, al cenneti sen.
    cennetmiş, cehennemmiş, kuru laf bunlar!
    kim gitmiş cehenneme, kim dönmüş cenetten ?

    ben şarap içiyorum, doğrudur.
    aklı olan da beni haklı bulur.
    zaten içeceğimi biliyordu tanrı;
    içmesem tanrı yanılmış olur.
  • laa çok cahilsiniz o üzüm suyu, helaldir. haram olsa hayyam içmezdi .
  • (bkz: yemezler)
  • dunyada iken serbest birkasaydi, sarabi cennette yasaklasaydi o zaman ne halt edecektik?
  • can sıkıntısından cevap verececeğim.

    alkol kuranın ilk dönemlerinden haram kılınmamıştı. daha sonra haram kılındı.
    şarhoşluk verdiği için vs vs deniyor. bu tür konulara ait sebepler mutlak değil. inanan kişilerde buna çok takılmıyorlar zaten. zira her şeyin bir sebep-sonuç ilişkisi içinde olduğu bir din değil islamiyet. yani illa mantıklı bir taraf bulacağım diye zorlamanın anlamı yok.
    alkolü yasaklayan 3 ayet var (yamulmuyorsam)
    bunların en ilgi çekicisi, maide-91. bu ayette alkolden için
    "sizi allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister" ifadesi geçiyor. alkol'ün yasak olmasının sebeplerine dair en geçerli açıklama bence bu.
    bu alkollü iken namaz kılınmaz 40 gün sonra kılınsın falan diye yorumlanıyor ancak makul değil. daha ziyade, "sarhoş halde namaz kılınamaz" olabilir. bir ibadetin kafa güzelken yapılması demek ibadetin kısmende olsa bilinçli yapılmadığını ifade eder ki, bu da alkolün niçin günah olduğunu bize izah ediyor.

    gelelim cennetteki şarap vaadine, vakıa-19
    arapçasının türkçe okunuşu: lâ yusaddeûne anhâ ve lâ yunzifûn
    "ne başları döner ondan ne de akılları karışır."

    bazı meallerde "şarap" olarak çevrilmiş olan kelime "an-ha" dır.
    an-ha'nın karşılığı "ondan" demektir. "şarap" diye çevrilmesi mümkün olmayan bir kelimedir "an-ha". neden?
    islamdaki bazı kadınlardan için isimlerinin sonuna "(r.a.)" eklenir görmüşsünüzdür.
    bunun açılımı "radıyallahü anha" anlamı ise, "allah ondan razı olsun" dur.
    anha'nın şarap olamayacağını yeterince izah ettim galiba.

    tüm bunları toplarsak, cennette bir içecekten bahsediliyor. bu içeceğin şarap mı bira mı kola mı tropikal meyve suyu mu gerçek parçacıklı portakal suyu mu olduğunu bilmiyor. tek bildiğimiz şey, şarhoşluk ve akıl karışıklılığı vermediği.

    edit. ayetin, arapça'sının türkçe okunuşu eklendi.
hesabın var mı? giriş yap