• olurdu diye cevapladığım soru cümlesi.

    ahlak sadece insanlar için mi?

    doğa yok mu? ahlak en çok da yeryüzüz için gerekli değil mi günümüzde. dünyada tek kişi olmak o kişiye bir çiçeği sebepsiz yere koparma, bir karıncayı sebepsiz yere incitme hakkı vermez ve bu ahlaksızlığı meşru kılmaz.
  • dünyada sadece sen kalsaydın ve kapı çalsaydı daha mı iyi olurdu ?
  • ahlak olmazdı ama bir otokontrol mekanizması gelişirdi. çevresinde birtakım bitkiler ve hayvanlar olan bir mağara adamını düşünelim. bu adam şimdi x hayvanını aşırı avlayınca, y hayvanını yiyip kendisine arz eden tehlikeyi ortadan kaldıran x hayvanını daha fazla avlamaması gerektiğini anlayacaktır. benzer şekilde bazı bitkileri fazlasıyla tüketince, o bitkilerden beslenen ve avladığı hayvanların göç etmesine tanıklık edecektir. haliyle bunu ortadan kaldırmak için o bitkiden daha fazla yararlanmamaya karar verecektir. tüm bu farkındalıklar ahlakı değil, o adam için hayatta kalma içgüdüsünü geliştirecektir. hayatta kalmak için yaşadığı doğaya karşı kontrollü olacaktır. doğru ya da yanlış ahlak konusu değil, hayatta kalma konusu olacaktır.
  • söyle der nietzsche "ahlaksal olay yoktur olayların ahlaksal yorumu vardır." buda demek oluyor ki, tek kişi kalınsa yeryüzünde yaptığı eylemleri bir kalıba sokması gerekmediği gibi yaptığı eylemleri iyi kötü daha doğrusu ahlaklı yada ahlaksız gibi bir açıklamasıda olmazdı.
  • dunyada tek basina kaldiysan seninde yasayacak cok vaktin kalmamistir zaten o arada ahlak kaynar
  • günümüzdeki haliden daha farklı şekilde var olmaya devam edecektir.

    mevcut düzende ahlak kavramı 'çıplak gezinmek, küfürlü konuşmak, tek eşli yaşamak' vs kavramlar üzerinden tarif edilirken mevzu bahis senaryoda ise 'doğal yaşama saygı, hayvanların yaşam alanlarına saygı' gibi durumlar üzerinden yeniden tarif edilebilir.

    buradaki doğal yaşama saygı durumu da tabi 'ormanın ortasına sıçmamak' değil.

    yazarken çok sıkıldım ya.

    kıssadan hisse; ahlak denen şey yekpare bir kalıba sokulamayacak kadar öznel bir şey olduğundan ötürü bunun tam tanımını yapmak ne derece mümkündür bilinmez ama böyle bir senaryoda 'dünyada tek kalmış' insanın modern zamanlarının alışkanlıklarından sıyrılıp doğal yaşama doğal bir entegrasyon sürecine girmeye çalışması kendi başına pozitif ahlaklı bir tutum olarak değerlendirilebilir. ancak akla bir soru daha geliyor bu noktada. bunu 'ahlaklı' kılacak mercii, makam, oluşum nedir yada kimdir?

    daha öncesinde 'toplum' vardı ve bunun kararını o veriyordu. dünyada tek kişi kalmış insan için böyle bir onaylanma platformu yok. davranışlarının ahlaklı olması için vicdan mastrübasyonu mahiyetinde bunları yapacaksa, bu ahlaklı olmaz. eğer bunu iç güdüsel olarak yapacaksa bu zaten ahlak olmaz. yani içten gelirmiş gibi görünüp dışa evrilen bir kavram bu ahlak.

    neyse be. bizdeki de dert.
  • cevabını sadece o tek kalan kişinin bileceği soru.
  • eğer canlı olarak tek bir kişi kalsaydı, zaten bir süre sonra öleceği için, ahlâkı sorgulamamıza gerek kalmazdı.

    eğer canlı olarak değil de, insanoğlu olarak tek bir kişi kalsaydı, ahlâktan söz edemezdik. bir insanın yaşamı boyunca iki kemel güdüsü vardır: hayatta kalmak ve üremek. insan hayatta kalmak için diğer insanları zaten yemediğinden, öteki canlıları yerdi. meselâ tek başına kaldığı ve mezbahada hayvan kestiremeyeceği için, gidip kendi imkânlarıyla keserdi. çünkü et yemesi lâzım, hayatta kalmak için. veya ne bileyim, patates üretmesi lâzım. iştah yani açlık kısmını giderdikten sonra, bunun kadar mecburi olmayan bir ihtiyaç olan üremeye yani sekse yönelecektir. bir insan maksimum ne kadar süre (kaç gün, hafta, ay, yıl) mastürbasyonla idare edebilir, veya hiç seks yapmadan, mastürbasyon bile yapmadan devam edebilir?

    hadi açlığı ve seksi geçiyorum. diyelim ki bunları bir şekilde hâlletti (seks için yapacağı herhangi bir şey zaten ahlâksızlık olacaktır, hayvana mı tecavüz edecek?); geri kalan her şey için mastercard - şaka şaka, geri kalan her şey için yapacağı herhangi bir eylemde onu, "bu yaptığın ahlâksızlık!" diye durduran kimse olmayacak. bir insan kendi içindeki ahlâki olgularla, yine hayatını riske atabilecek ölçüde boğuşabilir; sonrasında mecbur kalırsa, vicdanını sorgulaya sorgulaya hepsini yapmaya başlar. öyle yanına bir paket sigara alıp da birasını kapıp güneşin batışını izlemek ancak amerikan film ve dizilerinde olur; gerçek hayatta birkaç aydan sonra bu sıkmaya başlar. beni 7 günden sonra bile sıkar!

    ahlâk denen şey, yazılı olmayan kurallar bütünüdür. biri size, "dur yapma! bu ahlâksızlık!" demediği sürece, kendi muhakemenizi yapamıyorsanız eğer, ahlâk hiçbir şekilde devreye girmez. "şu köpeğe tecavüz etsem?" derken duraksıyorsanız ve bunu doğru bulmuyorsanız, bu ahlâktır. ama aylar sonra, çok muhtaç kalıp köpeğe veya başka bir canlıya atladığınız zaman, bu mecburidir. bir insanın doğal yaşamda tek başına kaldığında ve mecbur olduğunda yapabileceği şeyleri toplum genelinin hayali dahi almaz. sen günlerce, "bu ahlâksızlık! bu ahlâksızlık!" diye düşünecek olsan bile, yapmak istediğin şey bilinçaltından bilincin yüzeyine çıkmaya başlar ve en sonunda çaresiz kalıp yaparsın... ya da yapmamak için kendine zarar verirsin.

    ezcümle: ahlâk kavramı tek bir insandan çıkmadığı ve onu tek bir insan uygulamadığı için, tek bir insan insanoğlundan geriye kalırsa ahlâk onun kendi kendine uygulayışına göre vardır, onu da bir yerden sonra çiğner.
  • ahlak bence dışa bağlı bir kayank olduğu için bence olmaz dı neden olsun ki kime sempatik gözükmeye çalışacaksın ? tek kalmışsın
hesabın var mı? giriş yap