• her istediğini gerçekleştirebileceğini sanan insan düşüncesidir.

    olay şöyledir:
    geçimsiz, her şeyin istediği gibi olmasını isteyen bir öğrencimizdir baş rol oyuncumuz. öğrenci evinde, ev arkadaşıyla tartışmasıyla başlar. "eski" arkadaşının evi bırakmaması nedeniyle evini değiştirir.
    sonrasında sınıf arkadaşıyla tartışan öğrencimiz sınıfını değiştirir.
    gün gelir müdürüyle tartışır, sürdüremeyeceğini anlayınca yine gurur yaparak okul değiştirir. bu değişiklikleri gömlek gibi gören arkadaşımız bütün sorunun karşı tarafta olduğunu düşünüe.
    ve artık zamanı gelmiştir, dünyadaki insanlarla birlikte yaşamayı kendisine yakıştıramaz ve dünyayı değiştirmek ister.

    bir de dünyayı kendi istediği gibi olmasını isteyenler vardır. durum yine bencillik kokar, ve bu şahıs "ben kurallara neden uyayım, dünya benim istediğim gibi olsun" düşüncesindedir.

    olaya bir de dünyada çeşit çeşit insan bulunduğunu görerek bakalım:
    1. örneğimiz: çok gezen, çok okuyandan bilgilidir diye düşünüyor.
    2. örneğimiz: çok okuyan, çok gezenden bilgilidir diye düşünüyor.

    şimdi her ikisinin de aklındaki değişmiş dünyalarda öncelikler çakışıyor. ki bunu zevklere göre de düşünelim. her müzik tarzını dinleyenin olduğu göz ardı edilmeden bakıldığında, ve dünyanın kendi istedikleri gibi olmasını istediklerinden sonuç olarak kime göre neye göre değiştireceğimiz sorusu kafaları karıştırıyor.
    hayatın dengesini bozmamak - iyi durumların değerlerini de fark etmemiz için bize kötü görünen şeylerle bile karşılaşmamız gerekir. düzen - dünya böyledir. yersen.*
  • şahsın kendi dünyasını değiştirmekle başlar.

    boy: do not try to bend the spoon; that's impossible. instead, only try to realize the truth.
    neo: what truth?
    boy: there is no spoon.
    neo: there is no spoon?
    boy: then you will see, it is not the spoon that bends, it is only yourself.
  • dünya değiştirmeyi çağrıştıran, hayaller çağı ve ağında takılı kalan sivrisineklerin misyonu.
    (bkz: dünya değiştirmek)
  • kulağa çok zormuş gibi geliyor ama öyle değil. herkes her zaman yapıyor aslında. kelebek etkisiydi, bilmemne teorisiydi yok aynı nehirde kaç defa yıkanılırmış gibi bilimsel açıklamalar yapacak kadar über-düper bilgili kültürlü bi şahıs olsamda sizin seviyenize inerek şöyle bi örnek verebilirim: şimdi tuvaletim geldi gittim sıçtım. dünyada öyle bi bok varmıydı yoktu yani dünyayı değiştirmiş oldum. sonra sifonu çektim noldu bi daha değiştirdim dünyayı. aferin bana.
  • bir insani degistirmekle baslar.

    "bir insan degisir, dunya degisir"
  • bir kitap yazmakla başlar.

    "bir kitap yazılır ve dünya değişir."

    sonra bir kitap ve bir kitap daha ve...

    dünya o kadar değişir ki bu dünyada yaşayan kimse bu dünyadan bi bok anlamaz hale gelir afedersin ve dünya değiştirir.

    ve dünya değişir ve herkes başka bir tanrıya inanır olur ve dünya yine değişir. bu kez de bu yüzden dünyayı değiştirmeye kalkan birileri çıkar bak. oysa ne hacet, dünya kendi halinde değişiyordu zaten? *
  • imkansızlığının anlaşılması, yaşanmışlıkla doğru orantılı bir olarak kümülatif büyüme eğilimi gösterir.
  • ten years after ın i'd love to change the world şarkısında açık formülünü verdiği eylem.

    "tax the rich, feed the poor
    till there are no rich no more"

    yani diyor ki, kardeşim biiir, zenginlerden fazla vergi al.
    ikii bunları fakirlere ver.
    ve bu işlemi, ortalıkta hiç zengin kalmayana kadar sürdür. afiyet olsun.
    bu kadar basit.

    (bkz: x dediginizi duyar gibi oluyorum)
  • zordur. serter bağcan'ın iki kankası da başaramamıştır bunu.

    aklımda kaldığı kadarıyla şarkının finali şöyleydi:

    "çıktılar meyhaneden
    sallana sallana
    yürüdüler kol kola
    güneşin ışıkları vuruyordu sokaklara
    gördüler gerçekleri

    ne ellerinde sihirli değnek
    ne dünyayı değiştirmek
    acı, keder, hepsini birer birer
    yeryüzünde gördüler.."

    (bkz: sihirli değnek)
  • "filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır; oysa sorun onu değiştirmektir."
    ~karl marx~
hesabın var mı? giriş yap