• tam olarak içinde olduğum, başlığı görmemle kendi ifadesini de bulduğuma inandığım durum.

    yok arkadaş, olmuyor. dünya böyle, hadi böyle yaşa sen ile bu hayat yürümüyor. tatminsizlikten değil bu sadece biliyorum ki istediğim şey bu değil. dünya hiç doğru bi yer değil.
  • bu duruma isyan en çok bahattin veya baattin karakterinde açık ve net görülür.

    örnekler;

    ulan 300 lira burs vereceksiniz, istiyosunuz ki tüm akrabalarım ölmüş olsun, tutunacak dalım kalmasın, sakat kalayım!

    şimdiye kadar üzdüğüm, kırdığım, piçakladığım ne kadar insan varsa onların tekrardan allah belasını versin. ben insanları boş yere kırmam!

    mutluluktan havaya uçsam kesin üst geçide falan denk gelirim, çarpar geri düşer arabaların altında kalırım. şanssızlık bizde ata sporu.
  • buda'ya gore insanin mutsuzluk icinde olmasinin baslica nedenidir.

    buda der ki; "dunya ne iyidir ne de kotu. kisinin mutsuzlugu dunyayi oldugu haliyle icine sindirememesinden, dunyanin verebileceginden fazlasini istemesindendir."
  • etrafınızda gördüğünüz her şey ve yaşadığınız her olay oldukları gibi görünmezler. dünyayı olduğu gibi değil olduğumuz gibi görürüz. bebekliğinizden beri beyninizi şekillendiren aileniz ve çevreniz size dünyayı belli bir şekilde görmeyi telkin etmişlerdir. siz değiştikçe dünyaya olan bakışınız da değişecektir.

    bu konu hakkında yazdığım entry ilginizi çekebilir.

    (bkz: #71335901)
  • (...)büyülendim ama büyüyemedim
    aklım ermedi aynalara ve suya
    yüzümü gösterip kalbimi neden
    sakladıklarını öğrenemedim
    şaşkınım, cahilim ben bu dünyada
    ahmet telli-imlasız

    mısralarını getirdi aklıma.
  • insan olmanın kanıtıdır. dünyanın içe sindirilecek bir yanı kalmamıştır ;önceden de yoktu ve hiç olmayacak. yenilen her şeyin dışarı atılması gereken bir posası vardır; dünyanın da... sindirdiğini sanmak, pis kokulara burnunu tıkamak nafile. hiçbir zaman melekler olamayacağımız kesin ama güzel şayler için çabalamak hakkı , bunun için yaşamak hakkı bizim çıkmamaış kanatlarımızın yerini sızlatırken, dünyayı olduğu haliyle kabullenemeyen, belki gücenik belki yenik belki hala gücü olan , yıkan-yapan, yapan sonra tekrar yıkan çelişkilerimizle de olsa ya da inatla savunduğumuz ideallerle takıntılı bir halde kendimizi o ideallere layık olmamakla da suçlasak; hayatla ne kadar barışırsak barışalım ya da "şimdi ölsem hiç üzülmem" diye düşürken bile bulsak kendimizi yine de bu dünya biraz iyi gidecektir aşkların, umutların, güzel günlerin yanında ama hep midemizi de yakacaktır çokça... nafile sindiremeyecektir onu hiçbirinsanolduğu haliyle.
  • hakkında şöyle bir şarkı var: http://www.youtube.com/watch?v=oorksnwrxru
  • bazı günler yataktan çıkmayarak bu durumu kabullenmeye çalışıyorum.
  • bir donem bocalayip korkmus olsam da, hicbir zaman yapamadim zaten icine sindirme isini.
    degistercegiz dunyayi bir gun, bedeli ne olursa olsun. ınsanlar bedel odemekten korkmadiklari zaman dunya degisecek. bunu yasadik daha once, gorduk.
  • artık canımı iyice sıkan hadise.
hesabın var mı? giriş yap