468 entry daha
  • zamanını verimli kullanmak isteyenler ve dillere merakı olanlar için çok faydalı bir uygulama/ web sitesi. uzun zaman önce türkçe- ingilizce kısmını bitirdim. dilinizi seçip kaydolduktan sonra, size bir test yapıyor ve seviyenizi belirliyor. bulunduğunuz yerden itibaren kursa başlıyorsunuz. ancak isterseniz sıfırdan başlama imkanınız da var. ancak belirtmeliyim ki bu uygulama ( ingilizce ve fransızca için konuşacak olursak) size sıfırdan yeni bir dil öğretmiyor. var olanı güçlendiriyor, pratik yapmanızı sağlıyor. en azından a1 seviyesinde bir temelinizin olması gerektiğini düşünüyorum. kelimelere fazlasıyla önem veriyor. benim size tavsiyem yanınızda bir defter bulundurmanız, yeni kelime gördükçe yazarsınız; uygulama bitince elinizde bir sözlük olur.

    diğer bir konu ise süreklilik. bir gün gireyim, 3 hafta sonra gireyim; 1 ay uğramayıp geri geleyim derseniz ne uygulamadan faydalanabilirsiniz ne de bir şey öğrenebilirsiniz. devamlılık en önemli şey; en azından 2 günde bir düzenli kullanın ki hem hafızanız taze kalsın hem de ilerlemeniz daha kolay olsun. zaten sizden telaffuz etmenizi, dinlemenizi de istiyor. bir süre sonra türkçe söylediğiniz bir cümlenin ingilizcesini düşünüyor olduğunuzu farkediyorsunuz. benim iyi bir ingilizcem vardı ama hem pratik yapmak istediğim hem de vaktimi değerlendirmek istediğim için başladım. bana çok faydası oldu, bir sürü yeni kelime öğrendim hem de günlük hayata dökmüş oldum. üstüne koydum yani.

    türkçe- ingilizce serisini bitirdikten sonra ingilizce- fransızca serisine başladım. fransızca okuyup türkçe düşünüp onu ingilizceye çevirmeye çalışmak başta zor geldi ama onun zevkini bir kez tadınca bırakamıyor insan. benim hiç fransızca temelim yoktu. fransızcaya dair tek bildiğim şey je veux idi (bkz: zaz) . bir defter aldım, çıkan her cümleyi yazdım. burada "le" demiş, şurada -s gelmiş hımm demek ki erkek olunca bu ek geliyor diye cümleleri kıyaslayarak dilin mantığını çözmeye çalışarak bir şeyler öğrendim. ama dedigim gibi sıfırdan öğretmiyor, benim yaptığım sadece fazla çaba göstererek mantığını oturtmaya çalışmaktı.

    bir de yeni öğrenilen dili anadiliniz üzerinden öğrenmekle, başka bir dil üzerinden öğrenmek çok farklı şeyler. ama aşırı zevkli. çünkü türkçe ile fransızcanın yapısı çok farklı ve beyninizi zorlamak durumunda kalıyorsunuz o takıları ekleri falan çözmek istediğinizde.

    dile birazcık bile ilginiz varsa hiç beklemeyin, merak ettiğiniz dili seçip başlayın derim.
  • ingilizce bilen, zamanında almancaya azcık bulaşmış olan (bkz: anadolu lisesi almancası), ispanyolcayla ve italyancayla ilgili hiç bir fikri olmayan biri olarak şu şekilde oldu bizim duolingo ile ilişkimiz:

    önce bi girip ingilizceyi baştan aşağı çözdüm. ama %60 dedi. arada 1 soruyu filan tutturamadım kulaklık yok diye, ondan heralde dedim bi daha sıfırlayıp hatasız çözdüm. demek ki &60 max veriyor, ki o da mantıklı, adam sana en fazla %60 öğretebilirim diyor çünkü. zaten %60 bile iddialı bir miktar.

    sonra almancaya başladım. neden? almanca azcık biliyorum, kolay olur heralde gidişim dedim. kolay ilerlesem de almanca'yı sevmediğimi, aslında öğrenmeyi de çok istemediğimi farkettim. bi yandan da ispanyolcayı merak edip ona girmiştim, ispanyolcaya ağırlık vermeye başladım.

    ispanyolca çok zevkli geldi, kolay da geldi. sonra arada almancaya bakarken aklıma hep ispanyolca geldiğini, ispanyolca bakarken de almanca geldiğini farkettim, almancayı tamamen bıraktım, ve tek seferde tek dilde devam etmem gerektiğini anladım.

    bi ara italyaya gitme konusu açılınca ispanyolcaya benziyordu di mi bi de şuna bakayım dedim. evet benziyor ama biraz daha zoru, ama çok benzediği için çok karışır dedim, ispanyolca bitince artık diyip bıraktım.

    fransızca konusu açıldı, çok zor bir dil, 10 tane harf yazıp tek hece okuyorlar filan. duolingoda nasıl kotarmışlar acaba anlayabilir miyim diye bi baktım. anlayamadım. yani bolca devam etsek anlamaya başlarız ama o kadar zahmete girmek istemiyorum.

    şimdi ispanyolca ile seviyeli bi ilişkimiz var. genelde pratik yapamıyorum, ama streakim göçmesin diye de her gün bir iki dakika girip konuyu canlı tutuyorum. daha öğrenme ağacının yarısında filanım. ama izlediğim filmlerde arada ispanyolca konuşulduğunda kelimeleri hatta bazen cümleleri yakaladığımı farkediyorum ve mutlu oluyorum.

    özete gelecek olursak:
    merak ettiğiniz bir dil varsa hiç çekinmeden girişebilirsiniz, kesinlikle zaman kaybı olarak görmüyorum. dilin kendisini konuşacak kadar öğrenmeseniz bile dil kültürü edinirsiniz.
    bi de kulüpler motivasyon açısından güzel. streak olayı da güzel. kulüpleri biraz daha geliştirseler daha güzel olabilir. mesela dereceye girenlere lingot verseler filan.
1269 entry daha
hesabın var mı? giriş yap