• insana 'noluyor yahu?' dedirtendir. abi iş yerindeyiz, çalışıyoruz, çalışmaya çalışıyoruz hiç olmazsa; niye durduk yere hücum ediyorsunuz amına koduklarımın yaşları! niye sinir stres halinde bünyeme yapıştınız anlamıyorum ki. kurtulamıyorum bu histen, içimdeki huzursuzluktan, ruhumun daralmasından, sürekli gelen ölme isteğinden kurtulamıyorum! dengesiz depresif haller, mutluyken bi anda akla gelen saçma-sapan şeylerle dibe vuruverme, ağlama-sızlama, ağlayıp sızlarken alakasız şeylere kahkaya atmaya başlama... yeter amk ya! ne biçim bi ruh halim varsa çıkamıyorum şu psikolojinin içinden.

    şu an sadece içmek istiyorum. yine uyuşana, uyuyana, sızana kadar içmek ve hiçbir şey yapmadan günlerce uyumak istiyorum. atamıyorum içimdeki huzursuzluğu, gerginliği, sinir-stres hallerini, ama hepsi uyuyunca geçiyor. uyanmamak üzere uyunacak zaman sabırsızlıkla ve coşkuyla beklenir hale geliyor.

    bi kahve - bi sigara daha... bünyenin ağlamaktan yorulmuş bi halde kendini uykuya bırakmak istemesi, üst üste gelen esnemeler, bi yandan hala akan göz yaşları, yazıp rahatlama isteği, ama pek de işe yaramaması. kafa zonklaması, yorgunluk hissi, böyle zamanlar için ofise kahveyle tüketmelik bi şişe kanyak zulalama fikri...

    gök gürültüsü, yağmur, şimşek, kasvet, hüzün... yağmur altında elde birayla saatlerce yürüme isteği, iç sıkıntısından kurtulamama, her şeyi bırakıp gitme isteği, karamsarlık, umutsuzluk... eksilmek, toparlayamamak, yok olmak istemek, becerememek...

    kafadaki sesleri susturamamak; durduk yere gelen bu seslerin getirdiği durduk yere gelen ağlama hissinden artık bıkmak. bıktım artık, yeter ya, yeter!ağlamak istemiyorum artık, tamam mutlu olmasam da olur, ama yeterki şu huzursuzluk hissi geçsin. yaşama sevincimin geri gelmesine de gerek yok, idare edebilecek kadar iyi olsam da olur.

    bıktım bi iyi, bi kötü hallerden. dibe vurduğumda öyle kötü hissediyorum ki, iyi geçmiş olan zamanlar da anlamını yitiriyor. duyarsız, umursamaz hallerimi geri istiyorum. monton, sıradanlaşmış, öyle idareten yaşadığım hallerimi istiyorum. ne kadar mutluluk varsa, o kadar da mutsuzluğun olmadığı zamanlarımı istiyorum. günlerce kendimi yiyip bitirecek kadar kötü olmama sebep olacak mutlulukları da istemiyorum. dengede tutamıyorum hiçbir şeyi. beceremiyorum.

    sızana kadar içeyim, uyanayım sonra, tekrar içmeye başlayayım, tekrar sızayım, tekrar içeyim, tekrar sızayım, tekrar uyanıp tekrar içeyim... bu o kadar uzun sürsün ki neden içtip sızmaktan başka bi şey yapmak istemediğimi unutup silkeleneyim sonra ve devam edeyim kaldığım yerden monoton hayatıma. ve tüm kapılarımı yine kapatayım, kimsenin yıkıp beni üzmesine izin vermediğim tüm duvarlarımı tekrar öreyim, yeter ki artık ağlamayayım, yeter ki artık sussun kafamın içindeki sesler, yeter ki artık biraz daha eksilmeyeyim...
  • durduk yere değil de durgunluktan sonra gelen histir. boş gözlerle bakılmaya başlanmışsa en geç 1 saate gelecektir.
  • (bkz: pms)
  • son 2 yılda kaybettiğim his. kaybetmeye başladığım ilk zamanlar tek başıma sinemaya giderdim ağlamak için. şimdi film izlemek de bir işe yaramıyor, kalkıp soğan doğruyorum.
  • durduk yere değildir o...
  • önce ağrı giriyor mideme. diyorum ki sonu iyi değil bunun. arkasından, kendimi sıkmaya başladığımdan çenemi kilitleyecek duruma geliyorum. sonrasında ellerim başlıyor titremeye. kaçarak uzaklaşıyorum bulunduğum yerden gözümün kararmasına aldırmadan. kapatıyorum kendimi küçük bir yere, çocukluğumdaki gibi dizlerime sarılıyorum. hıçkıra hıçkıra ağlıyorum.

    bana bir anda gülme hissi değil de hep bir anda ağlama hissi geliyor. hislerime küfürler ediyorum.
  • depresyon olabilir, ilerlemiş durumlarda, gözünüzden kendiliğinden yaş akar, ağlıyorum teknik olarak ama hissizim ama yani nasıl ya diye düşündürür, içinize bakarsınız ve bir boşluk bulursunuz, ne üzgün ne bir durum öylesine yaş akar gözünüzden. kabusumdu, korkup psikoloğa gitmiştim, meğer öğrendim ki depresyonmuş, aslında bana neredeyse 1 sene önce gelmiş arkadaş ama ben sallamamışım, hiç de anlamamışım falan filan. 4 aya normale döndüm 1 yıla gülüp oynadım geçti ama kimse yaşamasın, düşmanıma dilemem, köprüden önceki son çıkış o durduk yere gelen ağlama hissi.
  • durduk yere ağlayamamaktır.

    tıkanırsın. boğazın düğümlenir. sanki birisi içeriden boğazınıza sımsıkı sarılmış o gelecek olan ağlama hıçkırığını engelleyerek hissinizin en derinlerine sizi hapsetmektedir.

    dudaklar büzülür, gözler kırışır. sanki 2 damla göz yaşı gelir gibi olur ama o boğazınızdaki eller daha sıkı sıkmaya başlamıştır. öyle ki boğulacakmışsınız gibi olursunuz.

    aklınızdakiler o kadar yoğun bir acıdır ki ağlamak bile zordur. göz yaşlarınız bile sizi terk etmiştir. boğazınızdaki düğüm gittikçe boğmaya başlar.

    o an...

    bir kaç hıçkırık gelir, en hisli olanından. sonra bir kaç tane daha. sonra o da kesilir her şey başa döner. boğazınızdaki eller tekrar varlığını hissettirir size.

    durduk yere ağlamazsınız, ağlayamazsınız.

    durduk yere, boğulursunuz.

    boğuluyorum sanki sözlük...
  • zaman ya da mekan tanımayan insanlar için zor bir histir.

    hiç bakmadan sağıma soluma, yürürken otururken ya da otobüste cartta curtta yaparım. yapmışlığım vardır... ne anlamı var bilmiyorum da, e kasmanın da bir anlamı yok ki...
hesabın var mı? giriş yap