duruşma ^*

• iki koca eskittim, bende ates hala har repligini gunluk kullanıma acan film
• mahkeme'de bir davanin goru$ulme sureci..
• birbirini özleyen iki insanın coşkuyla sarıldıktan sonraki halleri,
  birbirini görmeden tanışmış iki insanın, birbirlerini gördükleri andaki halleri,
  bi galeyan sırasında, hawaya ateş açıldığında, galeyandaki insanların aldıkları hal.
  gözler hep "halk mahkemesi...
• zafer algöz'ün mükemmel performans gösterdiği bir film.hele kızdığı sahneler yok mu insanı gülmekten kırıp geçiriyor.
• tam zamaninda veya daha oncesinde durusma salonunun kapisinda olursaniz dosya ve mahkeme durumuna gore ortalama yarim saat ila iki saat arasinda gec baslayabilen, birkac dakika da olsa gec kalirsaniz tam tayin edilen zamaninda baslayacagi tutan seydir.
  
  (bkz: aglamiyorum gozume bir sey kacti)
• (bkz: hearing)
• "karsilikli durmak"tan gelmesiyle beni sasirtan sozcuk. "avukatlar mahkemede durustu". "dovusmeyin durusun" o zaman.
  (bkz: kuresel isinma)
• mahkemelerde de adına yakışır bir şekilde "duruşmadan" ibaret olan fiili bir durum. nitekim az konuşup bol duruşmak gerek.aksi halde adı konuşma olurdu.
• bizimkiler kadrosu filmin iskeletini oluşturuyor.
• bu filmde, duruşma boyunca arkada görülen arada fotoğraf çeken kısa saçlı, esmer bir gazeteci var. ben çocukken izlediğimde de aşıktım bu kadına, hala da öyleyim. film 99 yılında çekildi diyelim ve 99 itibariyle 25 yaşında olduğunu kabul edelim. 2010 yılındayız ve 36 yaşında olması benim için sorun değil.
  
  aradaki yaş farkını gözetmeksizin buradan evlenme teklif ediyorum kendisine, gerekirse 10 sena daha beklemeye hazırım. lütfen irtibata geçsin. nikah, düğün, balayı derken daha kaybedeceğimiz çok yıllar var ve ben daha fazla beklemek istemiyorum. yoksa duruşma çok dandik bir filmdir, o ayrı. ben size o filmdeki tek güzel şeyden bahsettim.