• umberto eco'nun deneme yazılarından oluşan kitabının ismi. çeviri leyla tonguç'a ait.
  • umberto eco abimizin kaleme aldığı, benim gibi genç dimağlara ağır gelebilecek rastgele yazılardan oluşan bir kitap.

    --- spoiler ---

    etiğe olan ihtiyaç, herhangi bir düşmanımız yokmuş gibi davrandığımız zaman değil, onları anlamaya ve kendimizi onların yerine koymaya çalıştığımız zaman ortaya çıkar.
    --- spoiler ---
  • herkes zaten kendi düşmanını kendi yaratmaz mı? sen izin verdin oluşmasına, sen izin verdin büyüyüp güçlenmesine ve sen izin verdin sana kin beslemesine. eğer sen istemezsen bunların hiçbiri olmaz. kendi canavarınızı yaratıp sonra ağlamayacaksınız.
  • "düşman sahibi olmak sadece kimliğimizi tanımlama açısından değil, aynı zamanda kendi değer sistemimizi ölçebilmek için bir engel edinmek ve o engelle yüzleşirken kendi değerimizi sergilemek açısından da önemlidir. dolayısıyla düşman yoksa onu inşa etmek gereklidir. " sözleriyle beni düşündüren kitap. hala ve büyük bir tutarlılıkla dünya denilen bataklıkta tükettikçe ürettiğimiz şeydir, düşman.
  • a; kurgusal bir yapı olarak devlet, güçlü bir birey olarak hükümdar, bir çıkar grubu ya da gücü ele geçirmek için toplanmış oligarşik (plutokrasi , aristokrasi vb.) herhangi bir unsur olsun.

    b; boyun eğdirilmeye çalışılan her tür birey, çıkar grubu, topluluk (gemeinschaft) veya toplum (gesellschaft) olsun.

    güç yani iktidar; (power) a'nın b'ye bir şeyi zorla yaptırmasıdır. böylelikle a b'nin üzerinde iktidar sahibi olmuş olur. ancak tesis edilen bu iktidarın ne kadar uzun ömürlü olacağı rıza imalatına bağlıdır.

    otorite (authority veya legitimate power) ise b'nin a'nın tahakküm (dominance) ve hegemonyasına (hegemony) gönüllü boyun eğmesi sonucu a'nın kazanmış olduğu hal olan meşru iktidardır. a b'ye bir şeyleri zorla yaptırırken b a'nın statüsü gereği bu duruma itiraz etmemektedir, a'nın aralarında kurulan bu güç ilişkisindeki konumunu meşru olarak görmektedir.

    b, rıza imalatı süreç ve araçları olan devletin ideolojik aygıtları, organik aydınlar ve endoktrinasyon ile aya itaate ikna edilmeye çalışılır. iktidar sahipleri (devlet, düşünce kuruluşu, sivil toplum kuruluşu, şirketler topluluğu ya da medya organı olabilir) sahip oldukları konumu korumak için çoğu zaman bir şeyler vaat etmek zorundadır. bu vaatler; toplumsal refah, ulusal güvenlik, asayiş, herhangi bir hakkın yasal güvenceye alınması, ekonomik üretimin daha adil bir şekilde paylaştırılması olabilir.

    ancak çoğu zaman ortada ulaşılması gereken bir hedef varsa, mutlaka o hedefe talip olan rakipler ya da o hedefin/amacın gerçekleşmesine engel olmaya çalışan düşmanlar vardır. siyaset işte tam bu çatışma ortamında doğar. rakip ya da düşman olan öteki'nin ortadan kalktığı kurgusal/teorik bir düzlemde (zaman ve mekânda) siyaset yapmaya da gerek yoktur.

    otorite; gerçek bir düşmanın var olmadığı çoğu zaman meşruiyetini koruyabilmek adına gerçek ya da hayali düşmanlar yaratmak yoluna gider. bunu da, insanlığın tarihsel olarak kendini tanımlamada referans olarak kullandığı öteki algısı üzerinden tesis eder.

    biz ve onlar (us & them)
  • varolan inancı, ideolojiyi devam ettirmek için gerekli olan uğraşı.
  • --- spoiler ---

    sokakta yürürken kulaklarına ipod takan veya trende gazete okuyarak veya manzaraya bakarak bir saat oturamayan, hemen telefon açıp, yolculuğun ilk kısmında “ yola çıktım”, ikinci kısmında da “ varmak üzereyim” demekten kendini alamayan gerizekalılar kimdir? bunlar artık gürültü olmadan yaşayamayan insanlardır. bundan dolayıdır ki, müşterilerinden dolayı zaten gürültülü olan restoranlar bazen iki televizyon ekranı, bazen de müzik aracılığıyla daha fazla gürültü sunar; televizyonu kapatmalarını isterseniz de size deliymiş gibi bakarlar. bu gürültü ihtiyacı, uyuşturucu görevi görür ve asıl önemli olan şeylere odaklanmayı engeller.
    --- spoiler ---
  • biri sana düşman olsun istiyorsan ..sev..sadece sev..bak nasıl canına okuyor..gör o zaman..
    değer ver kıymet ver..senden canını alsa gitmiyor öfkesi..
    insanoğlu zalim kuzum..sevmeyeceksin..kimseyi..
  • kitapta epey sağlam tespitler var.

    "düşmanlarımız bizden farklıdır ve bizimkilerden farklı olan adetlere göre davranırlar. yabancılar da farklıdır. roma dönemi kabartmalarında bile barbarlar sakallı ve yassı burunlu olarak tasvir edilmiştir ve barbar nitelemesi de bildiği üzere, dil ve dolayısıyla düşünce kusuruna işaret eder." s.17

    "....
    amerikan toplumunun tamamının bir barış toplumuna dönüştürülmesinin bir felaketle sonuçlanacağı çünkü insan toplumunun uyumlu bir şekilde gelişmesinin temelini oluşturan tek şeyin savaş olduğu belirtiliyordu.
    ..."
hesabın var mı? giriş yap