düşün ki o bunu okuyor

• ölsen üzülmeyeceğime yemin ettim çok kötüsün keşke ölsen
• bilmiyorum şu an farkında mısın ama bana yapabileceğinin en kötü şeyleri yapıyorsun ve ben hala senin yaptığın şeylerin ne kadar kötü olduğunu bilsem de yaptığın şeylerin içindeki ufak güzel kırıntıları görüyorum. işte gözüme böyle bir perde indirmişsin ama artık lütfen yeter senden nefret etmek istiyorum.
• sürekli düşünüyorum ders calisamiyorum acı çekiyorum ben
• gözlerim biraz yorgun. içinde bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler, bekleyişler…
  
  bekleyişler anna. köylü çocukların parasız yatılı sonuçları mesela. nişanlısı askerde kızlar, kızı ölüm orucundaki baba, babası tersanede oğul, oğlu şizofren anne.
  
  hepsini sayamam gerçi, utançlarım da var. ama geçecek hepsi, geçecek. şifalı gözlerin her şeyi iyi edecek.
  
  gözlerimin içine bakmaktan korkma anna.
  
  sen adımını attığın andan itibaren hira dinginliğine dönüşecek ortalık.
  
  tanrı bizimle de konuşur belki.
  tarık tufan
• bu, sözlükte ve diğer sosyal mecralarda sana yazdığım son sözlerimdir. içeriği sana bu güne kadar yazdıklarımdan bir harman ve biraz da sağdan soldan toparladıklarım. ayrıca bunları okuduğunu da düşünüyorum. illaki denk gelmiştir.
  
  "gülüşünden ver ömrümden al." demiştim bir vakit. o günün ertesinde de almıştım azıcık. o an orada ömrümden ne kadar verdim bilmiyorum. ama her saniyesine değerdi. bir merakımı da giderdim sayende. gülerken gördüm ya seni, artık cenneti de eskisi kadar merak etmiyorum. hayyam'ın da dediği gibi "her doğan günde bir gün eksilir ömürden.". üzülüyorum ben de geçen zamana. çünkü ölüme her gün biraz daha yaklaşıyorum. avuntum cenneti tekrar görebilme ihtimali (paralel çizgiler sonsuzda birleşir.). yalnız, seni bir daha göremeyeceğimi bilseydim kafamı kaldırıp son bir kez bakar, yüzünün bütün ayrıntılarını kazırdım hafızama.
  evet bir hafta boyunca bunları düşündüm kendi kendime. derken artık dün öğlen oluyor herhalde, uzaktan sesini duydum herkesle vedalaştığın sırada, olduğun yere doğru ilerledim arkandan birisine bir şey sorma bahanesiyle. orada aklımda üç soru vardı. sırtımı mı dönecektim yoksa medenice yaklaşıp mutluluklar mı dileyecektim? ya da bunlar umurunda mıydı? neredeyse saatlerce süren o on saniye içinde karar verip, kafamı çevirip mutluluklar dileyemedim. bu kadar korkak mıydım? yoksa çakmak mı istemedim göz kapaklarıma başkasına ait olan birisinin fotoğrafını? bence ikincisi. hem çözünürlük düşük olursa unutmak da kolaylaşır. ben de buradan söyleyeyim bari: umarım hep mutlu olursun "degk", nam-ı diğer "peri kızı".
• okuduğunu adım gibi biliyorum.
  
  beni bencilliğin başka bir boyutu ile tanıştırdın. o gözyaşların susturamadığın vicdanının sızıntıları, beni üzdüğün için ağladığını kendin de itiraf ettin. ama sen en çok kendini sevdiğin için ağlaya ağlaya bitirdin bizi. seni kimlerin gaza getirdiğini de biliyorum, 5 yıllık kız arkadaşı başka şehirde iş bulursa bu ilişki biter diyen arkadaşının gazına geldiğini biliyorum. eline koluna sağlık ne diyeyim. elimden gelenin de fazlasını yaptım. içim tertemiz ve berrak şu anda. üzme kendini diyip durdun ya, üzmüyorum ki. ben seni en baştan tanımış oldum. gözümde manevi varlığını yücelttiğim adamın sıradanlığı ile tanıştım böylelikle.
  
  güven, sevgi ve aşk bu gece bitti. hayatımda aldığım en güzel karardın, hayatımın en büyük hayal kırıklığısın artık.
  
  artık vicdanınla tamamen baş başasın.
• 6 saattir nerdeyse karşılıklı oturuyoruz. bana bak diye yalvarıyorum gözlerimle sen bana katiyen bakmıyorsun. allah belanı versin
  
  edit: bana hala bakmamaya devam ettin. sadece bi tebessüm beklemiştim senden çok şey değil bir tebessüm. allah bir daha belanı versin sevdiceğim versin versin ki karşıma çıkma kurtulayım gözlerimle bana bak diye yalvarmaktan.
• semdem daha fazla sevmemlazım artık,ki haytıma devam edebileyim.o yüzden çocuk doğurmak istemem çok mu kalleşçe.
• allah senin belanı versin.
• narsist yönetici,patron,kral,diktatör daha belki bir çok kelime sığar buraya arada aynaya bakın.gerçek bir tedaviye ihtiyacınız var.