12090 entry daha
  • bak, bu gece de düşünüyorum. yok... bir çare bulamadım bize. hiç bir çıkış bırakmamışız. aferin bize... geleceği yok ama bol bol geçmişi var, kavgası gürültüsü yok, sadece kırgınlığı var. gündüzleri hiç yok ama geceleri hep var olan hasreti ve özlemiyle; heyecanı, umudu hiç yok, ama bol bol hasreti var... ömür boyu yakama yapışmış bir ceza mı bu sevda? düş yakamdan, çık aklımdan ne olur... dayanamıyorum buna. nolur git...
  • arada su içme isteğiyle geceleri uykumdan uyanırım. bir yudum suyun eksikliğinin o derin uykudan nasıl uyandırabildiğini hala anlamış değilim. ve şimdi gecenin bir yarısı uyanma sebebim belli de olsa bir yudum sudan önce senin aklıma gelişini ve tekrar uyuyabilene kadar aklımdan hiç çıkmayışını da anlamıyorum.
  • nefes alamıyorum allahsız ama öldürmüyor işte neyleyim
  • babaannem bu gece vefat etmiş.. ve ben görevim sebebiyle son görevimi yapamıyorum.. ve beni asıl çıldırtan babamın yanında olamıyorum..
    kamu görevlisiymiş... emredersin türk devleti..
  • bugün telefon numarasını değiştirmişsin, nerden biliyorum ben her gün mesaj atıyordum belki engeli kaldırırsın umuduyla, whatsapp da kişileri kaydırıyorum t ye kadar, kayıtlı olmamasına rağmen belki adın çıkar diye, haftada bir defa filan da sokağından geçip pencerene bakıyorum perdeler hep çekik, uğramıyorsun boşandıktan sonra binbir zahmetle kurduğun eve.

    evet kurtulamıyorum, iyileşemiyorum, sadece zaman geçsin istiyorum, aşacağım bunu diyemiyorum, tekrar kavuşalım istiyorum ama bu defa olmayacağını da biliyorum, artık tanrıya inanmıyorum ama tanrıdan, en yakın arkadaşımdan, babamdan, eski öğretmenlerimden, müdürümden, zamanında ya da şimdi saygı duyduğum herkesten medet umuyorum. sanki onlar olmayan bir şeyi olur kılabilecek gibiler benim hasta aklımda. bazı şeylerden mutluluk duyuyor gibi hissettiğimde hemen anılar giriyor araya ve bu mutluluğun yalan olduğunu gösteriyor.

    evet tek gerçek sensin, 23 haziran 2014 günü ilk temasımızda doğdum, 21 eylül 2017 deki son gecemizde öldüm, boşandıktan sonra birkaç defa tekrar yaşıyor hissettim ama 12 aralık tan beri hiç yaşamadım. bu dertten iflah olamayacağımı biliyorum, çevreye mutlu görünüyorum, artık her şeye gülüyorum ama mutlulukla hiçbir alakası yok. tek istediğim annemle babamı minimum üzecek şekilde ölmek. çünkü her günüm bin yıllık ıstırapla dolu.

    eskiden çok özlediğim köyü yaylayı düşünüyorum sensiz hiçbir anlamı yok, yurtiçi ve yurtdışı seyahatleri düşünüyorum gene öyle, bir kadın vücudunu inceliyorum ya da seksi düşünüyorum hiçbir şehvet oluşmuyor. sanki senden başka kimsede hayat belirtisi yok, sanki maketten insanlarla bir gezegende yalnızım. yemek, uyumak, herhangi bir şekilde insana iyi gelen her şey sensiz olduğu için hükümsüz. sadece seni rahatça düşünebilmek için sessiz ve doğal bir yerde yalnız kalmak istiyorum, bir de yazıyorum sürekli senin hakkında ya da sana. bazen de kuvvetli bir anlatma hissi oluşuyor, birilerine seni nasıl sevdiğimi saatlerce anlatmak istiyorum, masumiyet filmindeki gibi, ama sadece sevdiğimden bahsetmek.

    evet, internet geçmişime bakıp ekşisözlükteki kullanıcı adımı telefonuna not ettiğini buldum. ama şu an buraya bakmayacak kadar nefret ediyorsun benden. beni aldattığın yalanını söylemiş olsan da, senden nefret etsem de sana hala tapıyorum.
  • bir iki sıçmıkta ben yazayım ;

    okuma ihtimali sıfır derecesinde ki okuduğunu varsayarak onun ben olduğumu anlaması imkansız...

    hikayelere bakınca kahramanlar değişik ve konular neredeyse aynı,
    yaşama yaşanma şekli farklılık gösterse de mevzu/ lar aynı...

    tabii ki bizde sevmek gibi bir alt yedik...
    ne yani sadece size mi özgü...
    bi güzel tadına da vardık hani...??

    neyse benim mevzu şöyle ;

    annemin kanser olduğunu öğrendim bi şekilde bir arıza çıkartıp kızı hayatımdan çıkartmam gerekiyordu!
    ne yaptım öyle bir kavga çıkarttım ki aynaya baktığımda insanlık sıfatımdan utanır oldum...

    severek ayrıldılar bir şarkı sözü..
    gerçek hayatta böyle şeyler olmaz..
    ki hayatın ilk öğretisi her istediğini vermem değil mi?

    neden mi böyle bir şey yaptım?
    basit, bu benim kaderim ( daha doğrusu annemin) ve bunun kazananı yok,mağlubiyeti ağır bir mücadele...

    empati yapmak lâzım..
    sen soğuk havalarda nefesinle ısıttığın kızının günün birinde böyle bir şeyi yaşamasına razı olurmusun?
    bence normal değil...
    ha evlisin çoluk çocuk vs o zaman eyvallah...

    amma dünya da erkek mi bitti? kıtlık mı var? bulunmaz hint kumaşı da değilim hani...

    kimsenin hayatın da seviyorum aşığım adı altında gölgede yapmamak lâzım dı bana göre...
    öyle bir kırmalı üzmeli sövmeliydim ki
    aynı kaldırımın taşına basma ihtimalimizi dahi düşünüp sokak değil cadde değiştirmeli,
    öyle bir nefret duymalıydı ki, şansa ismim geçtiğinde midesi bulanmalı...

    sanırım başarılı da oldum...
    dünyada en çok nefret ettiği şey olarak liste başını kaptım :))

    öyle çok odalı kalbim de yok...
    epi topu iki kişi girmişti bunca yıllık hayatıma...

    eee bu iş nezle felan da değil geçmiyor bunamadıkça...

    e tabi sonuçta rutin ayrılık emareleri bizede de oldu...
    sil engelle vs vs...

    sonra tabii annemin yorucu büyük mücadelesi başladı...
    ne cevval kadınmış vesselam...
    2 -3ay zor dediler...
    savaştı pes etmedi...
    geceler gündüzler acılı sesi dayanılır gibi değildi..
    profesyonel bir sağlıkçı olmamama,rağmen elden bir şey de gelmiyordu...
    her kür maximum dozda devam etti..
    ee tabii bu arada bunu aileden de gizledim epey bir süre...
    yaş meselesi bizde biraz fazla 100 görmeden giden yok yani...
    bu arada kenar köşede, bazen de yatağın dibinde çöküp içime içeme ağladım..

    onun için mi annem için mi pekte bilemedim...

    tabii annem konusunda güzel şey ilerlemeyi durdurmak oldu...stabil ve kendi kendine yetebilecek derece de bir yaşam kalitesinde tedavi sürecinde oldukça etkili sonuç elde ettik...
    2-3 ay denilen durumda 3 yılı devirdik :))

    bu ne perhiz bu ne lahana kıvamında gidiyor zannımca şu ana kadar...

    eee haydi konuyu bağlıyalım o zaman...

    evet öyle olmamalıydı belki,yada ayrılık için başka yollarda vardı belki...bilemedim... ben bunu seçtim...
    çok kırdım çok üzdüm çok hakaretler ettim...

    bana göre sevmek her zaman sahip olmak demek değildi.sevdiğim için iyi olanı istemekti,yapmaktı...
    senin için doğru olanı yapmaktan başka seçeneğim yoktu..

    geldiğimiz noktada senin çok mutlu olduğunu hayatın da sana hakkettiğin değeri veren biri olduğunu bilmek öğrenmek, yaptığımın iğrenç olsada doğru olduğunun farkındalığı...

    ben mi,dediğim gibi nezle değilim geçmez ki sana olan sevgim...

    ama iyi olmuş çünkü bende ki yıkım tahammül sınırları dışında oldu...maddi manevi...
    bu enkazın altında seni de toz bulutu içinde bırakmayıp,hayatında gölge olmadığım için mutluyum...

    sen her ne kadar beni iğrenç biri olarak hatırlayacak olsanda yada unuttun gitti,

    senin için güzel şeyler dilemeye devam edeceğim...

    bazen her şey göründüğü gibi olmuyor, yada

    bir umuttu yaşatan insanı mı?

    sözlerimi geri alamam...

    (bkz: bulutsuzluk özlemi)

    edit:baya çok imla.. hata hep hata
  • o kim la ?
  • 1kan lole gel
  • artık unuttum düşünmek istemiyorum diyorum ama rüyalarımda buluyorum sesini. yeter artık; ya gel ya da gel!

    ”kimden kaçıyoruz, kendimizden mi? ne olmayacak şey!

    (bkz: mevlana)
  • üçünüze de birer yelpaze yollayacağım.
    istediğiniz gibi değerlendirirsiniz artık..
45050 entry daha
hesabın var mı? giriş yap