• sen;

    ne mayıs sineğinin
    günü birlik
    aşık olup
    peşinde koştuğu
    sevgili

    ne çardak kuşunun
    zahmetli emekleriyle
    sadece çiftleşmek
    ihtiyacıyla özenle
    süsleyerek hazırladığı
    evin kadını
    olabilirsin.

    seni;

    ölümüyle ayrı düştüğü,
    aşkını
    ilelebet kılmak için
    yapılan tac mahal’e
    esin kaynağı olan
    canan’a

    tanrıların,
    hatta doğanında
    eşlik ettiği
    kavuşmasına
    mani oldukları
    kurnaz odysseus’un;
    elleri
    dokuma tezgahında
    iş işlemekten
    nasırlı
    saçlarında güneş ışıklarının
    raksın
    her türlüsünü sergilediği
    güzel penelope’ye

    benzetebilirim.
  • rüyamda elements dersine çalışıyorduk. yine çok huzurluydum ama uyanunca gitti.
  • sevgilisinden ayrılıdığı gün sahilde,omzumda ağlardın.duvarlara ismimizi yazar susar susar ağlardın.

    sevdiğim kıza,sevgilisi sana köpek gibi sevgi vermek zorunda mıyım demişti.

    hayır yani madem sevmiyosun neden kızla birliktesin. sende madem ağlicaksın bu kadar neden birliktesin. ve neden ismimizi duvarlara yazıyosun.

    geçen gün avm de gördüm biriyle nişanlanmış. ve cok kilo almışsın .

    bir demet yasemen. ve esmer . ve çirkin.
  • rica ediyorum, bayım. bu ani veda da nedir böyle, durun biraz. sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum. ah, zamanınız mı yok? hem ne diye gözlerinizi kaçırıp duruyorsunuz, ağlayacaksanız benden çekinmeyin lütfen. olur canım olur. hangimiz çıkmaz olduğunu düşündüğümüz sokaklara tereddütle girip geniş caddelere ulaşmadık, söylesenize. bu karamsar halleriniz beni de üzüyor, inanın. çocuklar mı? ne var canım çocuklarda, büyüyüp gidiyorlar işte. sizin sorununuz kendinize karşı çok tahammülsüz olmanızla ilgili. soluklanmanıza müsaade etsenize, kuzucuğum. lütfen zamanı küçümsemeyin. bırakın tüm kederlerinizin üzerinden geçsin. belki de bir tür simyacı gibi, onları değer vereceğiniz anılara dönüştürecektir. ama sabırlı olmalısınız. tamam, anımı sonra dinlersiniz, şimdi gidin. ama lütfen yağmura aldırmayın. bırakır mısınız şu şemsiyeyi. hayır hayır, sizin epey ıslanmanız gerekiyor. ne!? ağlıyor musunuz? ah, tamam, tabii ki sarılabilirsiniz. görüyor musunuz, titriyorsunuz. kuzucuğum, lütfen daha fazla hırpalamayın kendinizi. ya, fikrinizi mi değiştirdiniz, peki, hadi gelin birer kahve içelim. evet, az önce oturduğunuz yer pek rahattı. tabii, öyle buyrun. anım mı? a, evet, arzu ederseniz tabii ki anlatırım. çarpık çurpuk bir evimiz vardı. nasıl yaşanırdı ki bu evde... neler diyorum ben! annem vardı, babam, kardeşlerim vardı... nasıl yaşanmazdı ki bu evde... önünde, etrafı yüksekçe duvarla çevrili parka benzer bir alan duruyordu. aslında ne olduğunu biliyorum. duvarlarla çevrili bu alanın ortasında ne olduğunu biliyorum. yine de bunu bir tarafa bırakalım. bu alanın kapısı sürgülü, ağır bir kapıydı. daha çok karşı taraftaki kullanıldığından bu kapı neredeyse her zaman kitli kalırdı. belki bir kez yapmadım bunu, o kapının üstünden atlayıp az ötedeki akasya ağaçlarının arasında, bakımsız, hiç biçilmemiş çimlerin üzerinde az oyun oynamadım. ama birini anılmaya değer buluyorum. dizlerim yemyeşil olmuş. havası inik bir topla oynuyorum. aman ya rabbi, bu nasıl güzel bir koku. doyasıya içime çekesim var, çok istiyorum ama yapamıyorum. işte böyle, bayım. zaman zaman aklıma bu anım geliyor. kötü mü ettim sizinle paylaşarak? ah, sahi mi, teşekkür ederim. ne oldu, gidiyor musunuz? peki, sık sık gelin lütfen. ama neşenizi de yanınızda getirin. kendinize dikkat edin, hoşça kalın.
  • anlayamaz ama yine de döktüreyim;

    niyetim iki rekat uzanayım yancağızına,
    gör ki ramak kaldı gark-ı fenâ olmaya.
    arzun mudur ki olayım akilü'l beşer,
    ne lüzumdur sev okşa ki olayım bal şeker. *
  • sanmıyorum. çok yazdım çizdim hiçbirşey görmüyor. yokssa görüyor mu?
  • meğer ben sana ne kadar alışmışım, canımdan bi parça olmuşsun ev değil hayat arkadaşı olmuşuz biz beraber geçirdiğimiz üç yılda. evin her yanı senin anılarınla dolu, sağdan soldan oyuncakların çıkıyor kıyafetlerimdeki tüyleri saymıyorum bile. yokluğunda onlar da giderek azalmaya başladı ama geldiğinde yenilerini eklersin nasılsa. söz herbirini severek taşıyacağım bu sefer üzerimden temizlemek yok. yemek konusunda aynı kurallarımız devam edecek çünkü sağlığın önemli daha birlikte yaşayacak çoook yıllarımız olmalı... senin de beni özlediğine eminim ama orada daha mutlu olduğunu da biliyorum. merak etme ayrılık uzun sürmeyecek oğlum.
  • gününü tutturmuşsun delikanlı ama ayını tutturamamışsın.
    şimdi siktir git.
  • beni unutmak ve kendini mutsuzluktan kurtarmak için hem kendine hem etrafına söylediklerine asla inanmadığını ve bunu sadece kendini hafifletmek için yaptığını çok iyi biliyorum. olsun yap. hafifle. üzülme. vakit var, vaktinde dusunmediklerimize. ama daha olmamışsın sen. dinlen düşün ve kendin dışında birşeyler düşünmeye başladığında gel geleceksen. ya da gelme hiç yeniden üzeceksen.
  • eğer bunu okuyorsan içimde sana karşı kalmış bütün iyi hislerimi öldürdüğünü bildirmek isterim. sen bir fitili ateşledin ben de devamını getirdim netice olarak artık bir iletişim kanalımız kalmadı aramaya da yüzün yoktur diye düşündüğüm için bu kanalı saymadım.
hesabın var mı? giriş yap