• kitaplarım
  • benim için başta motorum gelir bu kategoride. daha sonra da döküm tavam. zira ikisi de çok hoş anlar yaşatıyor.
  • (bkz: araba)

    isimleri olur bunların. yakın cevreniz de isimleriyle hitap eder ona. bir nevi evcil hayvan olmuşlardır.

    + böcekle mi geliyorsun?
    - evet ama biraz gecikcez böcek aç.

    -baba babaaaa böcek ezildi :(
  • (bkz: dildo)
  • (bkz: dolmakalem)
  • rahmetli anneannemin kullandığı, demirci olan rahmetli dedemin yaptığı topuz iğnesi (1991'den bu yana ben kullanıyorum, bununla tutturduğum topuz asla dağılmıyor)
    satın alınan ilk radyo-kasetçalar (70'lerin sonunda alındı, hala çalışıyor, mutfakta dinliyorum)
    unicef kupası (1991, çizik yok, sapasağlam, üstündeki karikatürün renkleri solmadı bile)
    sebze soyucu (1991, onun kadar keskini yok)
  • aşılması gerekendir...denizlere ulaşabilmek için...

    ah yolculuk yolculuk
    ne kadar baygın soluk
    o gün bizde betbeniz
    ve ne titrek kalbimiz.
    ve eşyamız ne küskün.
    yola çıktığımız gün
    bir sıraya dizilmiş
    gözyaşlarını silmiş,
    bakarlar sinsi sinsi
    niçin o anda hepsi
    bir kuş gibi hafifler
    arkandan geleyim der
    niçin o güne kadar
    dilsiz duran ne kadar
    eşya varsa dirilir
    yolumuza serpilir
    ufak böcükler gibi
    gezer onların kalbi
    üstünde döşemenin
    gizli bir didişmenin
    saati çalar o an
    birden bakar ki insan
    herşey karmakarışık.
    ayırmak olmaz artık
    bir kalbi bir taraktan
    ve kalb ağlayaraktan
    çekilir geri geri
    terkeder bu mahşeri.
    bu mahşerin içinden
    o gün ben de geçtim ben,
    nem varsa evim, anam,
    çocukluğum, hatııram,
    ve ne sevdalar serde
    bıraktım gerilerde
    kaçar gibi yangından.
    rüzgarların ardından
    baktım da süzgün süzgün
    kurşun yükünü gönlün
    tüy gibi hafiflettim.
    denize hicret ettim.

    (nfk)
  • philips buhar kazanlı ütümden hem çok hoşlanıyorum hem de çok büyük saygı duyuyorum.

    kazık gibi olmuş keten masa örtüsünü tek sürüşte açıyor ve hemen ardından ipek gömleğimi yakmadan ütülüyor. ayarı filan yok, kendi hissediyor kumaşı, ben müdahale etmiyorum. masada bıraktığım zaman kılıfı yakmıyor, belli bir zaman kullanılmazsa kendini kapatıyor. bir buhar verişi var ki...ben böyle asalet ve güç görmedim.

    nasıl birşeysin sen? nasıl anlıyorsun nerede nasıl davranman gerektiğini? hem güçlü hem nazik, sessiz, ağırbaşlı.
    evlen benimle.
hesabın var mı? giriş yap