• araba kullanmayı seven kadındır.

    zira araba kullanmak sadece direksiyonu sallamaktan ibaret değildir. araba kullanmak; göz, el ve ayak koordinasyonunun içinde bulunulan makinaya mükemmel bir şekilde uyumlanmasıdır. bir insan araba kullanmayı seviyorsa, tam da bu uyumdan zevk aldığı içindir.

    ve tabi, yarın bir gün motor kullanacaksa eğer, şüphesiz ki scooter yerine motosikleti tercih edecektir.
  • buyurun benim. çok da abartılacak bir şey değil bence.
    tanım: yine kadınlarla ilgili bir başlık.
  • yok rakı içen kadın, yok düz vites kullanan kadın, yok okuduğu kitabın arasına ayraç koyup yarına tutunan kadın, yok saçının teli kırılan kadın. ne çok anlam yüklüyorsunuz böyle saçma hareketlere. lan oolum bu kadınlar size ne etti.
  • sol kolunu camdan çıkarmak suretiyle dolmuşçu tadı da yakalayabilen kadınlardır. bir keresinde eşim "burdan bi kişi alıver" diye para uzattı da o zaman fark ettim.
  • ekşi sözlükteki yoğun şekilci bakış açısına tarafımdan yapılan bir ekleme daha. bugüne kadar, hep futboldan ve cm den anlayan ve seven kadın peşinde koştuk, bu güzel kızlarımızı ihmal ettik ve soyları tükenme noktasına geldi. sahip çıkalım, yaşatalım. el üstünde tutulası kadındır kendileri.
  • yokuşta kaydırmadan arabayı kaldırabilendir...
  • vitesi düşürerek motor freniyle yavaşlıyorsa,

    yokuş kalkış destek sistemi olmaksızın yarım debriyajla rampada arabayı dengede tutuyorsa, bir de üzerine öyle kalkıyorsa,

    bir de üzerine tiptronik vites de kullanıyorsa

    o kişi benimdir, şimdi tacımı getirin.
  • annemdir. kadınların araba kullanmalarına dair genel kanının aksine adeta bir raikonen'dir, schumacher'dir.
    "otomatik vites ne ya, ben istediğim zaman, istediğim devirde kullanmak istiyorum arabamı" der. ufukta klasik otomobiliyle kaybolur...
  • vites kolunda tespih taşır.
  • benim bu, çünkü bizlerin araba kullanmaya başladığı yıllarda otomatik vites denen şey amerikan arabalarında vardı bir tek. hatta hidrolik direksiyon bile olmadığından park etmek bayağı kol gücü isterdi. hızlanınca direksiyon hafiflerdi de zorlanmazdık.

    üstelik o zamanlar hill holder filan da yoktu, kavrama yaparak yıldız yokuşunu sürünerek çıkardık akşam trafiğinde.

    otomatik kullanmayı hiç denemedim, ama imreniyorum çünkü debriyaj olmayınca topukluyla kullanılabiliyor. debriyaja topukluyla basabilenler var, ama onun için nispeten büyük bir ayak numarası gerekiyor ki topuk döşemeye çarpmasın. bir de tabii akşam olduğunda sol diziniz ağrımıyordur muhtemelen otomatikle.

    yani eski teknoloji kullanmanın pek de imrenilecek tarafı yok.

    edit: başlık önceden "düz vitesli araba kullanan kadın" idi, sonradan sevgi faktörü eklenmiş. çok severek kullandığımı iddia edemem, otomatiğe imrenmiyor değilim.
hesabın var mı? giriş yap