• bunların çoğu her sayfası sadece sırayla okunabilen, sayfa çevrilirken kağıt kıvrılmasıyla, kağıt çevirme hışırdamasıyla aynı gerçek dergi havası veren bir formatta yayınlanıyor. o format da internet dünyasından çıkmış en saçma konseptlerden biri herhalde. winamp'ın arada başka şarkıya geçilemeyen, ileri ve geri sarmanın ekstra yavaş olduğu, parça sıralamasının değiştirilemediği, bir playlist'te en fazla 20 şarkı tutabilen versiyonunun yayıncılığa uyarlanmış hali gibi.

    90 sonlarında cumhuriyet gazetesinin online versiyonu, kağıda basılı halinin taranmış resimlerinden oluşuyordu. tam o 90 sonları cumhuriyet kafasının kalan artıkları.

    bir de nasıl heyecanla ve şevkle bir içeriği bu kadar kullanışsız hale sokmak için emek harcanıyor, nasıl bir israf, nasıl bir kral çıplak vakası belli değil. kağıt denen ilkel ortama gereğinden fazla kıymet biçen, onu kutsal bir şey zanneden kuşağın kaybolup gitmesiyle de kaybolacak muhtemelen.

    *hışır*
  • ülkemizde bilgisayar ve özgür yazılımla ilgili pek çok örneği bulunmakta ve güzel içerik sunmaktadır.

    (bkz: e-bergi)
    (bkz: enixma)
    (bkz: pardus e dergi)
    (bkz: özgürlükiçin e-dergi)
    (bkz: pardus-linux.org edergi)
    (bkz: sudo)
    (bkz: root)
    (bkz: penguence)*
    (bkz: pozitif pc)*
  • sinema severlerin de takip edebileceği pek çok türkçe örneği vardır.

    (bkz: psinema)
    (bkz: cinedergi)
    (bkz: arka pencere)
    (bkz: sinemalife)
    (bkz: hayal perdesi)
  • kaynağına, proje dosyalarına da ulaşılabilirliği açısından benim bildiğim sadece iki özgür örneği olan dergi türü.

    http://blenderart.org/
    http://fullcirclemagazine.org/
  • (bkz: açık bilim)
  • bu aralar pek bir meşhur olan durumdur,
    bir kaç e-dergi incelemesinde bulundum, hepsinin kalite ve tasarım açısından örnek alması gereken tek bir e-dergi var; bak dergisi

    http://www.sinemalife.com/default.html
    http://www.cinedergi.com/
    http://www.3sayi.com/index.php
    http://www.b2dergi.com/
    http://www.diyanet.gov.tr/yayin/diyanetaylik.asp

    pdf formatından ziyade, elimizin altındaki dergiyi çevirir gibi okumak daha zevkli oluyor. bunun için http://www.youcanflip.com/
  • kendisi hakkında harper's yayıncısı ciddi bir eleştiri getirmiş, ve inatla basılı yayını savunmakta.

    peki neden bu inatları? the new york times'ta konusu incelenirken benim de aklıma ilk gereksiz bir romantizm geldi. fakat derginin yayıncısı john r. macarthur'a kulak verince e-kitap/online vs basılı yayın konusunda savını ciddi şekilde savunabildiğini görebiliyoruz.

    öncelikle kendi tarzından başlıyor anlatmaya. bir daktilosu, bir apple macbook'u bir de eski model pc'si olduğunu söylüyor. öncelikle bütün yazı işlerini halletmek için daktiloyu tercih eden iş arkadaşları ile daktilo kullanarak yazışıyor. dergi için yazılacakları da wordperfect kullanarak eski pc'si ile yazıyor. 3.5'lik disketlere de kaydedip işini hallediyor. modern hayatın vazgeçilmezi olarak da email kullanıyor sadece.

    2000'li yıllarda dergisini online ortama taşımasını isteyen genç okuyuculara "unutun, olmayacak" cevabını verdiğini söylüyor ve online ortamın "yayinci ve yazarları soymak isteyen devasa bir xerox makinesi" olduğunu söylüyor.

    kendisi ile dalga geçiyorlar. açıkçası kendisine söylenenlerin hepsi ekşi sözlük'te kitap vs e-kitap ve e-kitap başlıklarında söylenmiş. yine de harper's dergisinin geçmişte winston churchill ve mark twain gibi son derece üst düzey kişilerin makalelerini yayınlamış bir dergi olması sebebi ile bir ağırlığı var. altı çizilmesi gereken bir nokta da derginin kar amacı gütmeyen bir dergi olduğu. bu durum macarthur'un bu denli rahat davranabilmesini sağlıyor.

    online yayının laf kalabalığından öteye gitmediğinin fakat üzerine emek harcanan basılı yayının apayrı bir havası olduğunun da altını çiziyor ve ekliyor "bir derginin keyfi sadece basılı yayın ile çıkarılabilir."

    işin ekonomik kısmı ile ilgili de şunları söylüyor;

    yazarlar için kötü, çok yorucu ve karşılığında aldıkları para iki kuruş bir şey.

    yayıncılar için kötü. bütün reklam gelirlerini google ve facebook'a kaptırmış durumdalar ve başkalarının altına yatmadan kaliteli yayın yapma durumları yok.

    okuyucular için kötü, yayınları parlak ekranlardan okumak, dikkatlerini dağıtmak zorundalar (aslinda e-reader'ler, e-ink ile bayagi basarililar)

    sonuc olarak macarthur, günümüz teknolojisinin hem istatistiki, hem finansal hem de kalite açısından gazeteciliğe zarar verdiğini düşünüyor.

    benim düşüncem ise, kalite açısından günümüzün web teknolojisinin yayıncılığa zarar verdiği fakat burada suçun teknolojiden ziyade kullananlarda olduğu. maalesef günümüzde çokluk kalitenin önüne geçmiş durumda. online ortamda sınırsız yayın alanı var ve bu alanlar çokluk ile dolduruluyor. kaliteli makale yazanların yazıları ya arada kaynıyor, ya da bu kişiler de hıza ayak uydurabilmek amacı ile ya kendileri kaliteden ödün veriyorlar ya da çarkın dışına atılıyorlar. google tarzı şirketler ise tamamen gazeteciliği ele almış durumdalar. trendleri onlar belirliyor, insanlar onların istediği kalite seviyesi ile bilgileniyorlar. bu kalitesiz demek değil, sadece yazarların ve gazetecilerin artık kendi mesleklerinin kaderini belirleme şansı yok.

    e-kitap teknolojisini savunan biri olarak macarthur'un haklı olduğu yönleri görebilyorum aslında. herkesin emek harcamadan alt-orta düzey kalitede bilgi akışı ile beslendiği bir ortam yaratıldı. türkiye'ye bakıyorsunuz, gazetelerde hazırlanan makalelerin neredeyse hepsi hızlı bir şekilde yarım yamalak tercüme edilip manşetten sürülmüş haberler. #23206868 gibi. teknolojiyi kullanmamız gerektiği gibi kullanmıyoruz.
  • (bkz: altzine)
    (bkz: muhteviyat)
    (bkz: grizine)
    (bkz: futuristika)
    (bkz: sabit fikir)
  • (bkz: webzine)
  • türk telekom'un insanı çileden çıkaran uygulaması. kayıt esnasında adımı, soyadımı, numaramı, mailimi, zar zor şifremi yazıyorum ama aşağıdaki onay butonuna satır inmiyor. telefonu açıp kapattım, uygulamayı silip tekrar yükledim ama hala aynı hatayı veriyor. bi de müşteri hizmetlerine bunu bildirince cihazınız hatalıdır diyorlar, ben de cihazıma iftira etmeyin diyerek kapattım. tt ucuz olabilir ama bu kadar da ucuz etin yahnisi durumu olmamalı.
hesabın var mı? giriş yap