• mimarı ray tomlinson, geçirdiği kalp krizi sonucu, 74 yaşında hayata veda etti.

    internetin öncüsü olan arpanet projesi kapsamında, iki bilgisayar arasında veri paylaşımını sağlamış ve 1971’de ilk elektronik postayı göndermişti.

    tomlinson ayrıca e-posta adreslerinde kullanılan ‘@’ işaretinin de fikir babasıydı.
  • bu e-posta işi türk insanına işkence yemin ederim. millet hala e-posta adresindeki kelimeler birleşik mi yazılıyor yoksa ayrı mı diye soruyor. büyük harf mi diye soran var, türkçe karakterleri olduğu gibi yazan var, kodlamayı anlamayan var.

    anlatmaya çalışana da işkence, anlamayana da.
  • genelde milletin ağzında iymeyil ya da iymeyıl haline gelen e-mail yerine kullandığım kelime. ne olduğu belli, saçma sapan bir kelime değil, kendini iyi anlatıyor, milletin uydurduğu oturgaçlı götürgeç misali kasıntı bir havası yok ve de ana dilimde; türkçe.
  • 10.10.1984 tarihli 3056 sayılı kanuna dayanarak hazırlanan 18.10.2004 tarih ve 2004/8125 nomreli bakanlar kurulu kararı doğrultusunda hazırlanan 4397 sayılı "resmî yazişmalarda uygulanacak esas ve usuller hakkinda yönetmelik"in dediğine göre: her kurum kendisi ve gerektiğinde kurum içindeki birimler adına resmî elektronik posta (e-posta) adresi belirler. bu adreslerin belirlenmesinde koordinasyon başbakanlık tarafından yapılır. elektronik ortamdaki resmî yazışmalar bu adresler arasında yapılır. (bakınız http://66.102.9.104/…ller"&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr)

    demek ki neymiş, resmi kurumsal elektronik postalar başbakanlık koordinasyonunda belirlenirmiş! hmmm...
  • elmek gibi zorlama bir kelime olmamasına rağmen nedense tutmadı.

    ben her ne kadar bireysel ve beyhude bir çaba olduğunu bilsem de yazışmalarımda bu kelimeyi kullanıyorum. konuşma dilinde de konuştuğum kişiye göre muhabbet uzamasın diye i-meyıl diyerek kestirip atıyorum.
  • icq ve mirc ile başlayan, messenger idi, skype idi, efendime söyleyeyim twitter facebook ve daha bir sürü şey ile değişen iletişim alışkanlıklarımın içinde değişmeden kalan tek öğedir. ve kanımca, iş dünyası için hala olmazsa olmazdır, hala en kullanışlı iletişim şeklidir. çooook uzun süre de böyle kalmaya devam edecek gibi görünmektedir.
  • forbes türkiye'nin bu ayki sayısına göre 2010 yılında toplam 107 trilyon adet e-posta gönderilmiş. günlük ortalama gönderim 294 milyar adet.

    dünya üzerinde 1,88 milyar kişinin e-posta adresi var. bu sayının 480 milyonu 2010 yılında bu cemaate katıldı. toplam e-posta hesabı sayısı ise 2,9 milyar adet.

    kaynak: deloitte energy predictions 2011

    bu verilerin elde edilmesi bile ürkütüyor beni. big brother is watching us.
  • utangaç postacı repliği.

    - tak tak*.
    - kim o?
    - (kısık sesle) eeee... posta.

    :)

    (smiley koydum ki 8. nesil olduğum anlaşılsın)
  • eklemek istediğiniz resim dosyaları için düşük görüntü kalitesi önerisi getirmesi gereken hede. bu olmadığı sürece işlevini asla whatsapp, facebook, f messenger, instagram ve türevi araçlara devretmeyecektir.

    insanlar sosyal ağ zımbırtılarını ve özellikle whatsappı bu tür iletişim için kullanıyorlar. yüksek netlik ayarına sahip fotoğraflar mail'de orijinal büyüklükte ekleniyor. haliyle 10-15 fotoğraf yollamak istediğinizde işlem ya gerçekleşimiyor ya yavaşlıktan ötürü kullanıcının vazgeçmesine neden oluyor.

    hele bu kullanıcı interneti 2010lardan sonra görmüş bir canlıysa eposta olayına anlam veremiyor ve saçma buluyor. çekilen fotoğraflar cep telefonundan başka bir yerde kullanmayacak olanlar için zaten yüksek netliğin bir önemi de olmayacaktır (çekilen foto ile whatsappla yollanan fotonun aynı olduğunu düşünen milyarlar var sonuçta)

    kısacası, yahoo gmail outlook vs gibi şirketlerin eposta uygulamalarının kullanımını arttırmak için bu özelliği niçin düşünemediklerine bir anlam veremiyorum ben.
  • yazışmalarında konu/subjekt kısmı, yazışma uzadıkça bazen ilk içerikten kopuk hale gelir ve ilk yazışmada mesela "acil!!" olarak belirlenen başlık, ilerleyen yazışmalarda konu tatlı tarifine gelse bile yazışmadaki diğerlerinin "acil!!" diye görmesine sebep olur..

    yıllar önce bir grup yazışmasında böyle gerilim yaratan bir başlık altında günlerce yazışma olduktan ve rutine dönen konuda aynı gerilimli başlıkla yazışmaya devam edilince, bir yerinde "ee yeter ama, şu başlığı değiştirin öyle devam edin, geriliyorum her gördüğümde!" dediğimi hatırlıyorum.

    tabi burada konuların devamlılığını sağlama niyeti vardır ve hakikaten bazı şirket yazışmalarında bu devamlılığın bir önemi vardır. o yüzden bu tür o anlık ya da o günlük önemli olan başlıklarda yazışma sürdürmek yerine tembellik etmeyip yeni konu açmak veya başlığı normalleştirerek, aynı kişilerden yeni bir grup kurmak daha doğru olur.
hesabın var mı? giriş yap