• 1- piyasada çok gidecek ürünlerin takibi.
    2- tedarik edecek firmanın sadakati. (bu ona yapacağınız ödeme ile iyileştirilebilir)
    3- tedarik süresini minimuma indirebilmek için aldığınız siparişi direk tedarikçiden sevk etme operasyonu.
    4- stoklu veya depo yönetimi sistemi ile çalışacaksak, kampanya vb ilanlar çıkarken stoklara bağlı kalma.
    5- doğru kargo firması ve bu firma ile yapılacak anlaşma.
    6- popüler ürünleri daha piyasaya çıkmadan fuarlarda yakalama ve stoklara çekebilme.
    7- satacağınız ürünlerin faydalı model ve endüstriyel tasarım tescillerinin olması.
    8- kesinlikle sil baştan domain, hosting, ssl sertifikası gibi işlerle uğraşmayın. sektörün önce gelen firmaları bu işlere yıllık milyon dolarlar harcıyor. uyanık olun ve başlıca firmalarda mağazanızı açıp o firmaların reklam satışlarından yararlanın. ( ilanları öne çıkarmak, arananlarda öne çıkmak gibi.. )
    9- 8. madde ile bağlantılı, kesinlikle bir reklam bütçeniz olması lazım.
    daha bir dünya püf noktası olan tavsiyelerdir. samimi olanlar yeşillendirsin.
  • seo bilginiz olsun gerisi adım adım gelir.
  • olumlu olanlari cok kaale almayin dedigim tavsiyeler. 3-4 girisime arkadaslara katkida bulunalim diye yatirim yapmis birisi olarak diyecegim tek kelime islek bir yerde bufe veya kebapcidir. ha varsa milyon dolar butce riski seviyorsaniz girin. ama asiri rekabet var ve geliri cok az.
  • --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    5 sene sonrasi editi:

    bu entryden hala yesillendirenler oldugu icin editlemek farz oldu. dolar, bu entryi yazdigim zaman 2 tl'ymis *. goruslerim acikcasi cok degismedi ama hep ayni sorular geldigi icin bir guncelleme farz oldu.

    1)sifirdan baslayanlar icin ilk onerim, sitenize nasil trafik cekeceginizi bilmiyorsaniz kesinlikle daha buyuk pazaryerleri (amazon, hepsiburada, trendyol ve benzeri) ile calisin. peki, neden mi?

    e-ticaret, operasyon anlaminda cok fazla asama iceriyor ve bu platformlara verdiginiz komisyonla bir nevi kendi is yukunuzu azaltiyorsunuz. musteri iliskileri, urun sayfasina satin almaya niyetli trafik cekebilmek, odeme sistemleri/taksit/hediye ceki ve benzeri bir cok basamagi platforma yikiyoruz diyebiliriz. bu yapida tek odaklanacaginiz nokta; dogru urunun, dogru fiyatla satin alabilecek kitleyle bulusmasi.

    tabi gidip de arcelik telve'yi trendyol'da guzel bir kar marjiyla satmayi planliyorsaniz bu bahsettigim planin ise yaramayacagini goreceksinizdir :) bu konuda onemli olan, rekabetin az ve tuketicinin ilgi duydugu marji(%30 uzerinde) urunleri bulabilmek. yoksa ayni urunu elden cikarmak icin zararina satan yuzlerce e-ticaretci gorebilirsiniz.

    2)eger urune trafigi nasil cekeceginizi biliyorsaniz, ikinci yol olan kendi siteniz uzerinden satmayi dusunebilirsiniz. tabi bu noktada, yine onerim mumkun oldugunca farkli entegrasyonlari kullanarak ilk asamada is yukunu azaltmak. sonucta trafiginiz olsa da urunun satip satmayacagini denemeden cok fazla yatirim yapmak ya da stok tutmak batmaya giden yolu acar.

    nasil trafik cekeceginiz size kalmis. seo, sosyal medya ve ppc(pay per click) dedigimiz tiklama basina para odediginiz reklam yontemlerini dusunebilirsiniz.

    sadece reklama odaklanirsaniz, e-ticaret kariyeriniz cok uzun surmeyecektir. rakip firmalar bos alani farketttiginde sizi baltalayacak ve masraflarinizi zamanla yukariya cekecektir. ornek olarak, google adwords'de "erken rezervasyon antalya otelleri" gibi aramalar tatil sektorundeyken 0.20 tl seviyesinden 3-4 senede 4tl seviyelerine gelmesini verebilirim. su an ne kadardir sormayin, bilmiyorum :)

    eger alternatifi olan bir urun satiyorsaniz(ornegin arcelik telve) kendinize tuketici bu urunu neden hepsiburada' dan degil de; benden alsin sorusunu sormadan ve buna tatmin edecek bir cevap vermeden, bu ise kesinlikle para yatirmayin.

    uzun suredir sektoru yurt disindan takip ettigim icin, hangi urun satar ve hangi sektorlerde bosluk var gibi sorulara ne yazik ki ise yarar bir cevap veremiyorum.

    benim sahsi onerim, her zaman dusuk butceyle test edip bir isin olup olmayacagini gorun. ornegin bileklik satiyorsaniz , urun gorselleriyle instagram uzerinden satip satmayacagini kucuk bir butceyle deneyin. satmiyorsa, baska bir urune gecin ve dogru urunu bulana kadar bu sureci tekrarlayin. onun disindaki sorulara gec de olsa cevap vermeye calisiyorum. amac kisitli butceleri cop etmemek *

    ----------------------------------------------------------------------------------------
    türkiye pazarı için konuşmak gerekirse, onlarca e-ticaret startup'ına danışmanlık vermiş biri olarak çok umutlu bir tablo çizemeyeceğim tavsiyelerdir.

    -minimum 1 milyon lira yatırım yapmadan, hayalinizdeki çok sıfırlı kazanç tablosunu beklemeyin. (çok niş bir alan ya da kimsenin benzerini sağlayamayacağı ürünler sunuyorsanız ayrı, onların dışında giriş bariyeri artık oldukça yüksek)

    -e-ticaretin emekleme yıllarında olduğu 2007 öncesindeki gibi sadece reklam yapar ürünümü sattırırım, inanılmaz müşteri hizmetleri sağlarım gibi maddelerle yalnızca kendinizi kandırırsınız. operasyonlarınız büyüyüp işlere yetişemediğinizde müşteri memnuniyetini nasıl sağlayacağınızı ilk tractionzamanlarınızda aklınızda olsun.

    -rekabet yaptığınız sitelerin n11, gittigidiyor, hepsiburada, hızlıal, trendyol gibi çoktan aylık milyonlarca lira ciro yapan ve yeni teknolojilere hızlı adapte olan rekabetçi siteler ve çok kanallı yapıya dönüşmekte biraz geride kalmış offline ağırlıklı büyük şirketler olduğunu unutmayın.

    -bir kullanıcıdan kar etmeniz için, yeri geldiğinde 5-6 ay zararda kalmayı sindiremeyecek, anında kullanıcıyı hediye çeklerine alıştırıp karlılık yerine ciroya oynayacaksanız girmeyin.

    -cost per acquisition, cohort, retention,churn, ltv* gibi kavramları henüz duymadıysanız, yine girmeyin. 3-5bin lira kazanç sağlayacam derken bütün paranızı yer bitirirsiniz haberiniz olmaz.

    -ingilizce biliyorsanız işe bodoslama girişmeden önce traction zero to one gibi kitapları okuyun karşılaşabileceğiniz senaryolara karşı kulak dolgunluğunuz olsun.

    bu kadar olumsuz tavsiyelere rağmen girmek istiyorsanız mesaj kutumu yeşillendirebilirsiniz.
  • büyük bir liste tutacak tavsiyelerdir. rastladığım kimileri ısrarla şunları talep etmektedir ki tamamen irrite oluyorum.

    1. ssl güvenlik lisansı olsun.
    2. ucuz olsun.

    gerisi önemli değil.

    bu tiplere de tavsiyem:

    1. ucuz peşinde koşmayın, ucuz etin yahnisi yavan olur.
    2. kendinizi akıllı başkalarını salak zannetmeyin.
    3. hiç kimse hayrına ucuz onu da geçtim beleş e-ticaret sistemi vermez.
    4. iyi bir pazar bulun bu işe girmek için, yoksa sonrası size kalmış, kimseye sızlanmayın.
    5. e-ticaret faaliyetlerinizin takipo edildiğini unutmayın, vergisi ve ıvırzıvırı gibi şeyler sonra başınızı ağürıtmasın yani faturalandırma yapın.
  • tecrübelerimi ücretsiz paylaşıyorum :
    1- mutlaka sanalpazar, gittigidiyor vb. sitelerden birinden satış yaparak işe başlayın. götünüzü net bir şekilde görmüş olursunuz. eğer 50 civarında ürün sattıktan sonra profil puanınız hâla %95 in üzerindeyse başarılı bir satıcı olabilirsiniz. eğer sıkıyosa hiç girmeyin derim. dışarıda ürün satmak daha kolaydır.
    2- eğer başarılı olursanız oradan devam edip satışları arttırmaya çalışın. kendi sitenizden satış yapmanızdan çok daha az masraflı ve mantıklıdır.
    3- parasal kayba bile sebep olsa her müşterinizi tek tek memnun edin. bu kadar kalitesiz bir piyasada iyi satıcı kesin kazanıyor.
    4- ilk 3 maddeyi gerçekleştirip yok ben daha da büyüyecem diyenlere özelden bilgi verilebilir.
  • an itibariyle bir dikeyde eticaret girişimi yöneten biri olarak tavsiyeler vermek istediğimdir.

    öncelikle büyük bir sermaye grubunun girişimi değilseniz veya kayda değer bir yatırım almadıysanız artık zaten tüm köşeleri kapılmış yatay pazarları veya büyük babaların bulunduğu (elektronik, giyim vb.) dikeyleri unutun.

    seçeceğiniz dikey ve o dikeydeki bilgi birikiminiz başarıya ulaşabilmeniz için ilk adım. yanlış dikey, üzer.

    büyülü rakamların rüyasına dalmayın. gerçekçi ve rasyonel yaklaşın. kesinlikle maliyetlerinizi en kötüsünü düşünerek hesaplayın.

    uzun bir süre kargoya çalışacağınızı ve olabilecek en iyi kargo anlaşmasını yapmak zorunda olduğunuzu unutmayın. karınızın büyük bir bölümünü kargo firmaları emecek. kargolarla görüşürken büyük iskontolar yapma imkanları olduğunu unutmayın, sıkıştırın.

    ohooo veririm reklamı adwords'e, facebook'a akar trafik satarım malımı hayallerine dalmayın. satarsınız ama zarar edersiniz. eticaret'te (eğer tüketinin gelse de alsak diye beklediği bir ürün satmıyorsanız) aylarca zarar edeceğinizi unutmayın.

    müşterinizi memnun edin. ne yapın, ne edin, memnun edin.

    kurumsal bir kimlik oluşturun. kolileriniz ve koli bantlarınız mutlaka logolu olsun. bunları yaptırırken iyice araştırın. ekonomik çözümler var, ilk teklife balıklama atlamayın.

    fatura yazdırmak için (günde 100 fatura yazdıracağınızı beklemiyorsanız) nokta vuruşlu yazıcı tercih etmeyin. ileride pişmanlık yaratır. paşa paşa lazer yazıcıya verin a4'ten 4 kopyayı püskürtsün çıkartsın.

    ruh sağlığınızı düşünüyorsanız iyzico ile çalışmayın. geçmişi olan bir firma değilseniz zaten bankalar size insani komisyon oranları sunmayacak. dolayısıyla geriye payu kalacak. iyzico'ya göre iyi bir alternatiftir.

    ekibiniz küçük olsun. siparişler artınca asla gaza gelip hemen ekip büyütmeyin. gerekirse hergün mesai yapın ama siparişlerin devamlılığından emin oluncaya kadar yeni bir çalışanı işe almayın. hacim düşerse her çalışan kendi ayağınıza sıktığınız bir maaliyet oluşturur.

    unutmayın, eticarette ettiğiniz karla maaş ödemekten önce stok arttırmalı, malı daha ucuza almalısınız. ucuza almanın formulüde herkesin bildiği gibi yüksek adetlerde mal çekmekten geçiyor. piyasalar her zaman büyüğü sever, küçüğü siker unutmayın.

    trafiği bedavaya getirmeniz lazım. reklam bütçenizi abartıp balon olmak yerine, seo'ya yatırım yapın. sonuç alana kadar satışını arttırmayacak ama hedeflediğiniz kelimelerde ilk sayfaya çıktığınızda kalıcı bir hacim kazanmış olacaksınız.

    bugün milyon lira üzeri yatırım alıp batan eticaret sitelerinin çoğu dengesiz reklam bütçeleri sebebiyle batıyor. reklamların yayında olduğu dönem artan ciro ve işler sebebiyle işe alının çalışanlar; reklam bütçesi tükenip hacim düşünce yukarıda yazdığım gibi ayaklardan bele doğru kemirmeye başlıyor.

    özetle, dengeli büyüyün rakamların rüyasına kapılmayın. stabil olun.

    rakiplerinizin fiyatlarını sürekli takip edin. cintoşluklarla öne geçin. 125,60 tl'ye satılan bir ürünü siz 124,95'e ekleyin. 99 yerine, 95 kullanın. 99 müşteride "enayimiyim lan ben" hissiyatı yaratıyor, 95 öyle değil.
  • e-ticarete gönül vermek ve yatırım yapmak isteyen kişilerin ilk başta yapmaları gereken şeyler:

    1-öncelikle doğru sektörü ve faaliyet alanını belirlemeleri.
    2-hedeflerine ulaşmak için gereken minimum özkaynağa sahip olmaları (para biriktirme, kredi alma)
    3-iyi bir muhasebeci bulmaları ve de bir şirket kurmaları
    4-ticaret odası kayıtlarının yapılması, sicil kaydı, firma tescili
    5-kurumsal imajın tasarlanması, logo, bannerlar, kartvizitler, logolu ambalajlar..
    6-ürünlerin tedarikinin sağlanması

    bu aşamadan sonrası kritik bir dönemeç. e-ticaret kolay gibi gözükse de aslında oldukça zor bir sektör. özellikle yeni başlayan kişiler için.. bir çok yorumda gittigidiyor, n11 gibi aracı kurumlarla çalışılması tavsiye edilmiş lakin bu tip yerlerde ki komisyon oranları %10-%15 seviyelerinde zaten bir de sattığınız ürünün 18% kdv si olacak.. sayısallaştırıp örnek vermek gerekirse:

    60 tl ye aldığınız bir ürünü 100 tl ye satmayı tasarlıyorsunuz bakınca 40 tl kar gibi, brüt kar marjı çok iyi gibi %67 oranında ama gelin görün ki 100 tl içerisinde 16 tl kadar kdv mevcut, 15 tl satış komisyonu da ödediniz geriye 9 tl kaldı %15 seviyesine indi.. bu çok iyimser bir örnek aslında çünkü ticarete atıldığınızda göreceğiniz ilk şey kar marjlarının sandığınız kadar yüksek olmadığı olacak. perakende satışlarda bir çok üründe kar marjları çok düşük.. aracı kurum kullanarak bir platformda satış yaparsanız çoğu zaman 0 a yakın karla satış yaparsınız.. bu yüzden kendi e-ticaret alt yapınızı kurmanız oldukça faydalı olacaktır, bunun için bir bilgi teknolojileri alt yapısı bütçesi ayırmanız çok önem arz ediyor.

    gittigidiyor ve n11 gibi yerlerde satış yapamayacak olmanızın bir diğer nedeni de özellikle gittigidiyor da satıcıların çoğu faturasız satış yapıyorlar ve de bu vesileyle fiyat avantajı sağlıyorlar öyle ki çoğu zaman bir çok ürünü sizden ucuza ve ücretsiz kargo ile satıyor olacaklarından başarıya ulaşmanız çok zor bu platformalarda.. bir de bu platformlarda büyük oyuncular var yeri gelecek hayretler içerisinde bu firmaların sizin toptan fiyatına aldığınız fiyattan daha ucuza perakende satış yaptıklarını göreceksiniz. kısacası rekabet çok yüksek.

    e-ticaret güven gerektiriyor, hangi platformda olursanız olun ister kendi siteniz olsun ister online pazar yerleri, alıcıların size güvenmesi zaman alacak belki de hiç güvenilmeyeceksiniz.. müşteriler alım yaparken satıcının geçmiş profiline de bakıyor bir yanda sizden daha ucuza yada benzer fiyata yada daha pahalıya aynı ürünü satana 10 bin üzerinde satış yapmış satıcı, diğer yandan daha hiç satış yapmamış 0 yorumlu siz, siz olsanız kimi seçersiniz? güveni sağlamanız kendi sitenizde daha kolay çünkü bir çok online pazar alanında satıcılar anonim alıcı için sadece bir kullanıcı adından ibaretler lakin kendi sitenizde, gerek ssl sertifikasıyla, gerek paylaşacağınız, şirket adres bilginiz, ticaret sicil numaranız, mersis numaranız, kep adresiniz, cep telefonu numaranız gibi açık ve şeffaf bilgilerle güven kazanabilmeniz çok daha kolay. ama burada da karşınıza sitenizin bilinirliğini arttırma zorluğu çıkıyor. çok özgün ürün içeriği yaratmadıkça, arama motoru optimizasyonu için outsource destek almadıkça ve de online pazarlama reklam bütçeniz olmadıkça sitenizin bilinirliğini arttırmak çok zor.

    işin başka bir boyutu da var dinamik fiyatlandırma yapabilmeniz ve de sattığınız ürünlerin net present value larına hakim olmanız gerekiyor. yoksa satış yapsanız bile kar yerine zarar edebilirsiniz.. mesela bu gibi durumlar keskin kur artışlarından sonra çok net fark ediliyor, bir çok satıcı elinde daha önceden stokladığı malı aldığı fiyata göre karını hesaplıyor, lakin aynı ürünü şuan almış olsa ki gerçek fiyatı baz almıyorlar bu da sürdürülebilirliği engelliyor.. sürekli ürünleri ve fiyatlarını takip etmek gerekiyor ve de elbette rakiplerin fiyatlarını, anlayacağınız epey zaman ayırmanız gerek bir kaç ürün de zor olmasa da yüzlerce binlerce ürün de kategori bazında ya da ürün grubu bazında kategori/ürün yöneticilerine ihtiyacınız olacak. sözün özü bu işi tek başınıza yapamazsınız belirli bir noktadan sonra.

    bir diğer önemli husus ise tedarik zinciri yönetimi. stoklu çalışamayacaksanız bir sermayeniz yoksa, drop shipping tarzı ya da sipariş gelmesiyle tedarikçiden mal alıp gönderip gerçekleştireceğiniz bir yapı düşünüyorsanız hiç bu işe el atmayın. aynı gün en geç ertesi gün ürünü gönderemediğiniz bir dünyada kimse sizden alışveriş yapmaz. ya stoğunuz olacak yeterli miktarda, ya da tedarikçilere çok yakın olacaksanız yürüme mesafesinde yoksa çok müşteri kaçırırsınız. öte yandan tedarik zincirinizde sürekli birinin stok takibi yapması gerektiği vakit back order yapması gerekecek, ve de muhtemelen bir sürü tedarikçiniz olacak ve bu tedarikçilerle ilişkilerinizi iyi yönetmeniz gerekecek.

    en önemli hususlardan biri de kargo anlaşması yapmanız yoksa astronomik kargo ücretleri müşterilerinizi kaçırır, şuan kargo anlaşması olmadan şehirler arası minik bir dosya bile 15-20 tl ye gidiyor, hiç bir alıcı bu parayı vermez. ama kargo anlaşması yapmanızda kolay olmayacak, kargo firmalarının günlük adet ya da desi sınırı var, kriterleri sağlayamadığınız müddetçe anlaşma yapamazsınız ve buradan da bir gol yersiniz.

    yazılabilecek çok şey var aslında ama kısa kesmek adına son bir ekleme yapıp cümlelerimi sonlandıracağım. önemli konulardan biri de müşteri ilişkileri yönetimi; normal hayatta hiç bir şekilde muhattap olmayacağınız kişilerle bir sabırlı ve anlayışlı bir şekilde konuşmanız gerekecek ve çoğu zaman karşınızdaki kişi saygılı değil, kaba yer yer size telefonda hakaret ediyor bile olabilecek çelik gibi sinirleriniz olmalı. örnek kargoya verdiğiniz ürünün ambalajı kargoda kötü muamele sonucu ezilmiş, ya da patlamış, müşteri hediye aldığını bu ürünü ve kendisini rezil ediğinizi, kullanılmış ürün gönderdiğinizi hiç utanmadınız mı diyecek, ya da benzer bir sürü olay yaşanabiliyor. hazırlıklı olun. başka bir açıdan da sattığınız ürünleri detaylı tanıyor ve biliyor olmanız gerekli müşteriler çünkü bazen telefonda ürün hakkında detaylı bazen teknik bilgi soruyorlar bu sorulara anında cevap verebiliyor olmalısınız..

    sözün özü e-ticaret işi oldukça zorlu ve de tek kişilik bir iş değil muhakkak bir iş bölümü olmalı bir ortağınız olmalı herşeyin tek kişi tarafından yapılması başlangıçta belki mümkün ama zamanla çok zorlaşıyor. e-ticaret e hatrı sayılır bir sermaye yatırırsanız pazarda tutunma şansınız olur ama nice dev bile sektörden çekilirken, bir dükkan açıp satış yapmak ve dükkan satışlarını desteklemek için e-ticaret düşünmek daha mantıklı olur diye düşünüyorum.
  • e-ticaret altyapısı hizmeti sunan firmalar * * * * artık bir elin beş parmağını geçmeyecek şekildeler.

    kendilerini sektörün lideri diye tanıtan ve müşterilerini yontulacak kaz olarak gören bu firmalar, her savunmalarında teknik donelerle firma sahiplerinin kafalarını karıştırıyor, suçu her zaman farklı iş ortaklarına atıyorlar.

    o kadar aşağılık bir konuma iniyorlar ki, aynı sektördeki potansiyel rakibin hassas bilgilerini paylaşmakta çekince görmüyor, firmayla yaptıkları özel görüşmelerin bile içeriklerini paylaşıyorlar.

    bu dolandırıcı zihniyet, aslında toplumumuzun bir yansıması.

    maalesef..
  • sözlükten "yeşili yakın, satayım" diyerek yapmayın. gerisi hallolur.
hesabın var mı? giriş yap