• özellikle anadolu anne ve babalarında görülen durum. nasıl baş ediyorlar hayatla, nasıl avunuyorlar ilgi uyandırıcı. acaba biz mi abartıyoruz diyorum kendime. biz mi bir anlam arayışında boşuna yoruluyoruz, amaçsızca bir yolda yürüyüp.

    ben daha bir tane bile görmedim, benliğini sorgularken derin düşüncelere dalan orta yaş üstü anne ve baba. belki de vardır.

    mesela kendi annem. ara ara yokluyorum neden ve nasıl ile başlayan sorularla. konu nasıl oluyorsa bir şekilde akşam yemeğine bağlanıyor.*
  • çünkü onlar varoluş sancısının içine doğdular, kavramın kendisi oldular.
  • varoluşsal acılar çeken insanlar çocuk istemezler. net.
  • haklı bir tespit. inançlı insanlar hangi dine mensup olurlarsa olsunlar bir arayış içine girmezler. inançları onlara hayatın anlamını paket olarak vermiştir. sorgulayamaz veya irdeleyemezsin.
  • (bkz: jean-paul sartre)

    bunun dışında ebeveynler daha çok çocukları için yaşarlar. onlar için önemli olan kendi varlıkları değil ev ihtiyaçları, çocukların geleceği ve tüm bunların içinden nasıl çıkılacağıdır. bundan dolayı düşünecek çok vakit bulabileceklerini sanmıyorum.

    aslında etrafımda böyle bir insana denk gelmiştim. inançlı bir insandı ama hayatını da sorgulamayı eksik etmiyordu. çözümü ise kendince dinde bulmuştu ama kesinlikle yobazlar gibi bir yol izlemiyordu. bundan dolayı her daim istisnaların olduğunu da bilmek lazım.

    son olarak eğitim seviyesi en önemli nedendir..
hesabın var mı? giriş yap