• âkil sizsiniz türkiye finalleri için hazırlanıyor.
  • bu kadının iyi niyetli, barış isteyen ve hümanist olduğuna inanan mallar için yazıyorum, ki kendisi rize belediye başkanı akp'li halil bakırcı'nın tıpkısının aynısıdır, dişi versiyonudur: (bkz: demokratikleşme için güneydoğu'dan ikinci eş almak)

    son olarak bu ırk ıslahı projesinde örnek model teşkil etmesi açısından şu chatroulette apaçisi ile açılışı ece hanım yapabilir, doğulu hınzır erkeklerle el ele tutuşup mutluluğun tatlı sersemliğini yaşabilir ve böylelikle ırk ıslahı projesi verimli bir şekilde başlayabilir.
  • "genel olarak gülmeye yönelik benim projeler" demiş zaten birgün de dünkü yazısında.
    o yüzden (bkz: ironi) olarak bakmak lazım kanımca. kırk yıllık kani olur mu yani !?
  • fazla zorlama yazılmış melez kalp ile huzursuz eden, rahatsız eden yazar.
    hayır, güzel kalemi vardır, severiz falan ama, böyle de olmaz ki arkadaş?
    ille ki ben iyiyim, ben solcuyum, ben barış istiyorum, romantiğim, entelim diye bağırmaya çalışıp böyle dağıtmak hüzün verici oluyor ancak.
    nedir, izmir'li kızla amed'li oğlan? kim aşık olurken nüfus kütüğüne bakmış ki hem? neyin kafası bu acaba?
    aşk hani öyle yüce, temiz, saf bir şeyse zaten hiç kütüğe - kafa kaydına bakar mı? baktı mı?
    nereli olduğuna göre kim kime aşık oldu ki bugüne kadar?
    hem nedir bu seksistlik? ve gizli gizli bir şövenlik? neden kız izmir'li ille de, ve oğlan diyarbakır'lı? neden izmir'li oğlanlar gidip diyarbakır'lı kızların elinden tutmuyor?
    tutamıyor mu yoksa? töre? namus? ahlak? falan gibi sebeplerden mi?

    sen bari yapma ece temelkuran. hem aydınım, hem kadınım diyorsan eğer, sen bari bunu yapma!
  • son yazısıyla “batıdan damızlık erkekler getirip ırkımızı ıslah etmeliyiz” diyen abdullah cevdet’ı hatırlatan yazar.

    (bkz: abdullah cevdet)
  • birgün gazetesinde yazan ve yazılarını heyecanla takip ettiğim yazar.

    kendisi hakkında inanılmaz kötü niyetli yaklaşımlar okuyorum ama eminim ki ece temelkuran çok iyi niyetli bir yazar.
    barışı gerçekten istemediği bile yazılmış ki gerçekten uzak bir yorum olmuş. onun kadar barış isteyen az insan vardır bu ülkede.

    insanlar çıkıp nevruz'da ağlayan veya chavez'in cenazesine gidenlerin içtenliğine inanır da ece temelkuran'ın içtenliğine inanmaz işte.

    not: mallıksa malım.
  • son yazısı gayet net düğümlere üfleyen kadınlar reklamı olan twittercı.

    kürt, türk, neşe, damızlık, kalp, kadın, aşk vs. hikaye...

    verin gazı, verin gazı ondan sonra niye böyle oldu?

    sizin yüzünüzden oldu... twitterda yapış yapış yalakalık mesajları atıp reteweet eder takipçim artar diye pohpohun, şakşakın bokunu çıkardınız aha sonuç ortada.

    alın büyük kanaat önderinizi ve büyük fikirlerini güle güle kullanın

    (bkz: #30509961)

    bu arada düğümlere üfleyen kadınlar kitabınıda imzalıyormuş...
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
    düğümlere üfleyen kadınlar
  • ilgili yazısından sonra acilen bir kürt erkeği ile birlikte olması gerektiğini düşündüğüm dost canlısı (!) köşe yazarı. eğer uygulamaya geçmezse, " bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu ?" atasözünü kendilerine armağan ediyorum.

    ya da kendisi yapamıyorsa, -ki özel hayatına müdahele etmek istemiyorum, sevdiği birisi varsa ya da evliyse üzerine alınmasın- yakın çevrisine bu öneriyi uygulattırmalı.
  • enteresan bir şekilde ulusalcı, dinci ve milliyetçilerin hepsini kızdırmış yazar.

    şu "sınıfsız domates" başlıklı yazısında lafın gelişi söylemiş olduğu "benim ayakkabım kadar maaş ödediğim" dikkatsizliği nedeniyle hala birileri tarafından eleştirilmesi gülünç gerçekten.
    yorgun olduğunu, acele ile kaleme aldığını, hiç o kadar pahalı ayakkabı giymediğini, yardımcısı tülay'ın yevmiye usulü ile ev işlerine baktığını bireysel bir emeklilik sigortasının olduğunu söylemişken hemde.

    bir dikkatsiz yazısı sonrası yek vücut olup savaş baltalarımız, lanetlerimiz ve tükürüklerimizle tüm hayatını samimiyetinden en küçük bir şüphe duyamayacağımız sağlamlıkta yaşamış, elini her daim taşın altına koymuş bir yazarı harcayabiliyoruz.

    şaşırdım mı? tabiki şaşırmadım. linç kültürü bizim doğamızda var. zannedersem kendi basiretsizliğimizi örtmemizin en kestirme yolu bu. yapamadıklarımızı yapanların hatalarına tahammül edemiyoruz. yani ne bileyim hayatının ve kariyerinin çok büyük bölümünü orta doğu'nun kan ağlayan coğrafyasında ezilenlerle yakın temas halinde geçiren, avrupa seyahatleri yerine libya'yı, filistin'i lübnan'ı tercih eden, istanbul'dan çok diyarbakır'da tunceli'de yaşayan birisinin samimiyetini sorgulamak için de bir insanın hakikaten çok cesur olması gerekir. siz neye güveniyorsunuz yahu bu kadar? yani hayatınızda neye derman oldunuz siz? hepiniz birer barış elçisi misiniz anlamadım ki.

    benim ece temelkuran'ın tek garipsediğim ve samimiyetinden şüphe ettiğim yazısı kendisine korkak dediği ve korktuğunu iddia ettiği yazısı idi. benim diyen adam buyursun gitsin filistin'e ağalar; suriye sınırı follofoş kimse tutmaz sizi. benim diyen adam bırakın ulusal gazetede yazı yazmayı akp'nin mitinglerinde iki satır kelam etsin partililere.

    ece temelkuran'ın kredisi boldur, bu ülkede birçok yazarda olmadığı kadar boldur. hayatını adadığı fikirleri ve dertlerini dinlediği binlerce mazlumun hatrına boldur kredisi, bir domatesten kaç küp salça çıkar? ismindeki yazısındaki samimiyetinden dolayı boldur kredisi.

    "şunu yazmadan da ne bu yazı bitecek, ne içim soğuyacak besbelli:
    arkadaş hiç mi kredimiz yok yahu! şunca iş yapmışız şu koşullarda, şu kadar kitap yazmışız, laf etmişiz, "yahu ece de bugün biraz aceleye mi getirmiş ne?" deyip geçilecek kadar da mı anlatamadık kendimizi? öyle ise eyvallah! öyle ise eyvallah! laf bulamıyorum başka... eyvallah arkadaş!" ece temelkuran
  • doğruları ve vicdanı pazarlayan kadın.

    bende bu izlenimi yaratmıştır herzaman. ama şu son yazısında bunu bile becerememiş, eline yüzüne bulaştırmış gibi duruyor.
hesabın var mı? giriş yap