• sağlık bakanlığı, meslek örgütümüz tebin umurunda değiliz. belki buradan sesimizi duyurabiliriz diye başlığı açtım. hergün potansiyel corona vakaları eczanelerimize geliyor bizler ve diğer çalışanlar için en ufak önlem bile alınmadı. eczaneye kendi imkanlarımızla şeritler çektik 3 kişiden fazla insanı eczaneye almıyoruz. ama bu önlemler yetersiz. virüs kapmaktan en ufak korkum yok ama ailem ve başka insanlara bulaştırmaktan endişeleniyorum. sağlık bakanlığı raporu olan kronik hastalıklar için 1 aylık dozda ilaçlarını eczaneden almasını sağladı. hastane ve sağlık ocaklarındaki doktorlar raporlu hastalara bakmıyor hepsini eczanelere gidin, oradan ilacınızı alın diyerek topu bizim üzerimize atıyorlar. bu işlem için hastadan telefon adres imza almamız gerekiyor. bu da bizim için riski artırıyor. yıl olmuş 2020 hala kağıt reçete yazılıyor. kontaminasyon riski çok yüksek üstelik bu kağıt reçeteleri bizden taratmamız bekleniyor. kepenk arkasından çalışmak istesek onu bile yapamıyoruz. yasakmış (!) illa önlem alınması için birilerinin ölmesi mi bekleniyor?
    edit: bir meslektaşımızın durumu
    eczacı
    edit 2: maske ve ıtriyat konusunda mesaj alıyorum. bilgilendirmek için yazayım. bu virüs olaylarından önce maskenin paketini 20 liraya satıyorduk. elimizdeki stoklar bitince depolarda bulamadık. hergün eczaneye maske satmak isteyen at hırsızı tipli insanlar geliyor. fiyat sorduğumuzda paket fiyatının 200 lira olduğunu söylüyorlar. hastalarımıza bu durumu anlatamayacağımız için maske satmıyor çoğu meslektaşım. satanlar da aldıkları fiyattan veya çok az kar marjı koyup satıyorlar. her meslekte olduğu gibi çürük elmalar yok mu? var tabii ki onları da allaha havale ediyorum.
  • bir eczacı arkadaşım da "bu reçete ücretlerini alıp alamayacağımız bile belli değil, muhattap bulamıyoruz büyük sıçıştayız" demişti. ne anlama gelir bilmiyorum tabi akışı bilmediğim için

    krizi vatandaşa, sağlığı eczanelere ve ohali canı isteyenlere bırakan devlet olur mu? el birliğiyle yaptık oldu
  • bu başlık eczacılara sövme ya da eczacıları övme yeri değil, eczacıların kendi hikayelerini anlatabilecekleri bir yer olmalı bence. bir tanesi yakın arkadaşım. bütün bu süreçte nasıl tekrar tekrar ve tekrar hayal kırıklığına uğradığına bizzat şahit oldum. sözü ona bırakıyorum:

    " eczacıların sahipsiz oldukları konusuna birkaç kelam da ben eklemek isterim.

    daha ülkede vaka görülmemişken genelde yabancı uyruklu kişiler elimdeki temassız ateşölçerlerin ve maskelerin hepsini satın almak istedi, satmadım. elimdeki tek tek paketli steril maskelerin de tanesini 1 tl den ihtiyacı olanlara satmaya devam ettim. o zaman “devlet büyüklerimiz neden bu işe el atmıyor, bizim ihtiyacımız olsa ne yapacağız” diye çok söyledik. tırlar dolusu malzeme bu şekilde ihraç edildi. hiçbir şey yapılmadı.

    sağlık bakanı ilk vakayı açıkladıktan sonraki gün elimdeki bütün maske, dezenfektan, hatta kolonya stokları 1-2 saat içinde tükendi. hemen ecza depolarından sipariş etmek istedim. maske yok! dezenfektan yok! ateşölçer yok! ulusal eczacı depoları da bu süreçte sınıfta kaldı.

    birkaç gün içinde koca bir çöp torbasına kutusunda 50 adet olan ve steril olmayan, konfeksiyonda dikilmiş maskeleri eczanelere satmak isteyen kişiler belirdi. salgın öncesi 6.5 tl ye aldığım (steril olmayan) maske kutusunu konfeksiyonda dikmiş getirmiş (maskelerde dikiş olmamalı) bana 150 tl ye satmaya çalışıyordu! hiçbirinden ürün almadım, satmadım. tanesini 1 tl ye sattığımız steril maskeleri ise zaten bulamıyorduk. bu konuda da hiçbir şey yapılmadı.

    depolarda dezenfektan yok, piyasada dezenfektan diye satılan ürünleri alkolmetreyle ölçtük, inanin içinde %70 alkol barındıran hiç çıkmadı. kendi dezenfektanımızı yapalım dedik, izin yok dediler. bu süreçte meslek liseleri dezenfektan üretti ve onları alkışladık ama eczacıya yasaktı. bu konuda da hiçbir şey yapılmadı.

    izin çıktı, alkol satın alma sınırınız kalktı dediler, ulusal depolarda yine alkol bulamadık, bulduğumuz yerler yine zamlı idi, alkol bulduk plastik şişe fiyatları uçmuş, vs vs.

    eczaneler kapansın demekle olmuyor maalesef. hadi bizi sevmiyorsunuz, beraber çalıştığımız teknisyenler, onların aileleri, virüsü onlara bulaştırma ihtimalleri, eğer eczanelerimizi kapatırsak işsiz kalacak olmaları, bunlar da mı önemli değil sizin için ?

    alkış falan beklemiyorum, zaten sağlık çalışanı olarak görmediğiniz için alkışlamıyorsunuz da. sorun yok. benim derdim sadece ve sadece anlaşılmak. kazandığım parada gözü olan oturduğu yerden hakkımda atıp tutacağına okuyup eczacı olabilir. bu güç içinizde :) "
  • eldiven, maskeleri falan var denmiş. maskeyi eczacılar bile bulamıyor şu an sallamak çok kolay bilip bilmeden.
    eczaneyi de eczacı kafasına göre kapatamıyor, büyük sorun olur kapatırsa.
    kasiyer, şoför ne yapsınmış lafa bak. böyle bir cehalet görülmedi. eczaneye zaten her gün corona olan biri gidiyordur gribimdir, soğuk algınlığıdır şu ilacı şu spreyi alayım diye. kasiyere, şoföre mi gidiyorlar bunlar için? kaldı ki her meslek grubunun korunması gerekiyor bu dönemde. eczacılar doktorlardan daha düşük risk altında değil.
    diplomada gördüğünüz fotoğraftaki eczacı eczanenin sahibidir, bir eczanede yardımcı eczacı oluyor genelde sizin kalfa zannettiğiniz insanlar artık. bazı eczanelerde üç dört eczacı bile oluyor. fotoğrafta gördüğünüz kişinin sizinle ilgilenmesini beklemeyin illa, izdivaca gelmiyorsunuz.
    ilaç ücretinin yükselmesi de eczacıya bağlı değil, eczacıya depodan geliyor yani ilaç tedarikçileri yükseltiyor fiyatı. sanki eczacı eczanesinde üretiyor maskeleri, ilaçları da size yüksek fiyata satıyor. ne saçma saçma konuşuyorsunuz cidden ya.
    herkesin aklı yok fikri var öyle bir ülke.
  • ülkemizdeki ilk ölümün 89 yaşındaki eczacı bey olduğunu unutmayalım, sonra da 71 yaşındaki kalfası vefat etmişti, beyoğlundaki eczaneye gelen çinli bir turistten kapmışlar denilmişti. yani büyük risk altında çalışıyorlar.
  • ne kadar çok cahil insanın olduğunu görmemizi sağlayan başlıktır.

    bir insan, hasta olduğunda, ilk hafif semptomlarıyla eczaneye gider. pastil ister, boğaz spreyi ister gargara ister, nsaii ister bir şeyler ister. durumu ağırlaşırsa hastaneden sonra da eczaneye gelir gene reçete edilen şeyleri ister.

    benim eczaneme normal günde en az 100 kişi giriyor. şu an ki durumda, boğaz ağrısı olup pastil almaya gelen ya da kuru öksürüğü olup, şurup almaya gelen en az 1000 kişiyle muhattap oldum son 2 haftada. daha sonra yeşil alan reçeteleri gelmeye başladı. özellikle nöbet günü, reçetelerin çoğunda öksürük şurubu, ateş düşürücü tablet, boğaz ağrısı için sprey ya da gargara vardı. hepsi klasik covid-19 bulguları. karaborsadan bulduğumuz eldivenleri ve maskeleri eczane içinde kullanıyoruz. ayrıca bağışıklık güçlendirici takviyeleri de personelime veriyorum hergün.

    kasiyerle falan bir tutan dangalaklar olmuş. arkadaşım anlamıyor musunuz? bir doktorun muhattap olduğu hasta sayısından kat ve kat daha fazla hasta geliyor eczaneye. hasta olan kişi, ilaç almak için markete gidip kasiyeri enfekte etmiyor.

    türkiye'de insanlar hastalanacaklarını anladıklarında, doktordan önce eczaneye gelir. bunu bilmiyorsanız, mağaranızdan çıkınız azıcık. dolayısıyla, eczanelerde çalışan eczacı ve personel büyük risk altında. sadece biz değil, siz de risk altında oluyorsunuz. eczanelerin müşteri kitlesi genelde yaşlı insanlardır. bizim enfekte olmamız demek, yaşlı insanları enfekte etme riskimiz demektir. 26.000 eczane var. her gün milyonlarca insan eczanelere giriyor. riski anlayın artık.

    ayrıca:
    - eczane 1.basamak sağlık kuruluşudur. yani asm ne ise, eczane de aynı statüdedir.
    - eczaneyi öyle kafana göre kapayamazsın. hatta şu an tüm asm doktorlarının yaptığı gibi aksi söylenmedikçe kepenk arkasından da hizmet veremezsin.
    - eczacıları eczanede göremediklerini söylemiş bazıları. eczacının, eczane ile ilgili 234234 tane işi var, her daim eczanenin ön bankosunda olamayabiliyor. 2. eczacı, yardımcı eczacı diye bir şey vardır. illa tek eczacı, eczanin sahibi olması gerekli değildir. duvardaki resimdeki kişi eczanedeki tek eczacı olmayabiliyor.
    - eczaneye gerek yok falan denmiş. bu cümleye cevap bile vermiyorum, eczacı ve eczanenin önemini anlayamayacak kadar bilgisiz.
    - maskelerden eczacıların %99.9'u para falan kazanmadı, kazanmıyor. bizim tanesi 50 kuruştan aldığımız maskeleri şu an depolarda bulamıyoruz. karaborsacılar eczanelere uğrayıp, fahiş fiyatlardan satmaya çalışıyor. alan eczacı da var almayan eczacı da var. parayı kazanan biz değil üretici ve karaborsacılar. cahil cahil konuşmayı bırakın artık, bir boktan haberiniz yok. tüm kaliteli maskeleri üreticiler yurtdışı ihracatıyla para babası oldu. türkiye'de merdivenaltı üretimler türedi. karaborsa çıktı, fiyatlar 20 kat arttı. eczacı tanesi 4 liradan aldığı maskeyi sana kaç paradan satsın haspam? zararına mı satsın? 1 lira kar koydu diye fırsatçı biz mi olduk? 10 kuruşa imal ettiği şeyi bize 4 liraya satınca fırsatçı olunmuyor, 1 lira kar koyunca biz mi fırsatçı oluyoruz?
    - eczacılar maske ve eldiven bulma konusunda büyük sıkıntı çekiyor. resmi ecza depolarında ne maske ne eldiven ne kolonya ne de dezenfektan var.
  • genel olarak herkes kendi haline bırakılmış durumda. en büyük risk hastane personelinde. ama sokaktaki polisin, markette çalışanların, işe gitmek zorunda olan herkesin riski var. bizde de epey risk var ve evet kendi başımızayız. hem biz hem de teknisyenlerimiz ciddi risk altında. onaylanan vakalar ve ölümler de bunu doğruluyor. özellikle meslek idarecilerimizin neler yaşadığımızla hiç alakaları yok. onun haricinde aynı zamanda kobiyiz ve maddi olarak da zor durumda kalacağız. en azından şu oluşturdukları kurula bizim mesleğin içinden birini koysalardı da bari en azından maske dezenfektan gibi ürünlerde olaylar buralara gelmezdi. şu raporlu ilaçlarda hastaneye gitmeden ilaç alma işi aksamazdı.
    not: üstteki entrilerden birinde açgözlü olduğumuz o yüzden kapatmadığımız vs yazıyordu. lütfen bilip bilmeden böyle salak salak konuşmayın. eczanelerin çalışma saatleri il sağlık müdürlüğü onayı olmadan değişmez.
  • sizden daha kötü durumdakiler ne yapsıncılar ile şimdiye kadar kazandıklarına saysıncılar toplanmış dediğim başlık.

    linciniz batsın.

    devlet gişe çalışanını da düşünsün, çöp toplayanını da, doktorunu da, eczacısını da. yani en kötüsünü bulup diğerlerini ölüme mi terkedelim.

    ortada bir aksaklık varsa meslek kuruluşları bu durumları zaman kaybetmeden yetkililere bildirmeli.
  • iktidar her zaman yaptığı gibi kendi başarısızlıklarının günahını yükleyecek birilerini arar bulur. maske konusunda eczaneleri günah keçisi yaptılar.
    eczane işleten eczacı ve kalfası büyük risk altında maalesef... covid-19 salgını bir taraftan, iktidarın eczanelere yanlış yapması bir taraftan, işlerin düşmesi bir taraftan, sattıkları ilaçların tahsilatını devletten geç alması bir taraftan... stopajıydı, vergisiydi, kirasıydı, elektriğiydi, suyuydu, kalfa maaşıydı... vs. vs.
    bu şartlarda eczane işleten eczacıların ayakta kalması çok zor. ve çok zor şartlarda, çok zor işi başarmaya çalışıyorlar.
    bu vesile ile 7 aylık bebeğine doyamadan vefat eden eczacı (bkz: ismail durmuş) 'a tanrıdan rahmet dilerim. huzur içinde uyusun... :(
  • elimdeki maske, kolonya, dezenfektan vs hepsini önceki fiyatından sattım bitirdim. fiyatlar tavan yapınca da almadım. alsam vicdanım el vermeyecek kâr koymadan satacaktım ama o halde bile buradaki beyinsizlerin yaptığı gibi fırsatçı diye nitelenen ben olacaktım. çalışanlarım sıralı sistemde yarım mesai çalışıyor risklerini azaltmak için, ben sabahtan akşama kadar eczanedeyim. hastanede çalışan doktorlara saygım var, onlar da olabilecek tedbirler hakkında baskı yapsınlar bakanlığa vs. ama asm doktorları bi zahmet konuşmasın bu konuda, adamlar hasta görünce kaçıyorlar, o kaçtıkları hastaların on katı eczanede her gün. çalışanlarıma şunu söyledim açıkça amacımız virüs bize bulaşmasın değil, virüsü bulaştıran olmayalım.
    ama başlığı açan meslektaşım suç asıl sende, şu ortamda seni beni anlayabilecek vicdan ve zekaya dair hangi emareyi gördün de açtın başlığı.
hesabın var mı? giriş yap