• eczanenin muadil ilaç verme durumudur, esas olarak dolandırıcılık değildir yasal bir haktır. vatandaşın da orijinal ilaç talep etme hakkı vardır ancak fiyat farkı çıkabilir. o fiyat farkını da eczane belirlemez cebine atmaz, sgk'nın karşıladığı mebla farklılık arz edebilir.

    bu kadar konu özetinden sonra şu sıkça şikayetçi olunan muadil ilaç verme konusuna biraz girersek. eczaneler orijinal ilaçtan pek para kazanmaz, bu yüzden mf*'si yüksek olan muadilleri vermek onlar için çok daha karlı bir durumdur. peki bu ilaçlar aynı mıdır? kağıt üzerinde aynıdır ancak bir hekim olarak klinik gözlemimi söylersem etkileri ve sonuçları aynı değildir. orijinal ilaç verdiğin adam hızla toparlamaya başlarken, bazı muadil ilaçları içen hastalar iyileşmemiş olarak geri gelmekte ve tedavi etmiş olmasını beklediğimiz ilacın işe yaramadığını bazen görmekteyiz. buna sebep ilacın üretim aşamasındadır. orijinal ilacı yapan firma tüm hammadesini almanya, abd vs gibi kaliteli üretim yapan ülkelerden temin ederken, muadil ilaç üreten firma gereken bileşikleri çin, hindistan gibi ülkelerden alır. sonuç olarak kağıt üzerinde aynı ancak kalite ve işe yararlılık konusunda farklı moleküller karşımızda durur. orijinal isteyen vatandaşa fahiş fiyat çıkarma durumu da buradan kaynaklanır.

    edit: ne eczacıların ne de diğer vatandaşların beğendiği entry olmuş. zaten bir tarafa yaranmak kaygılarıyla yazılmamıştı, ne düşündüysem onu yazmıştım hala aynı fikirdeyim. ancak gelen mesajlardan birkaç konuya açıklık getirmek ihtiyacı olduğu anlaşılıyor:

    1) yasal bir hak demek o durum ülke mevzuatı ve yasaları içerisinde suç teşkil etmiyor demektir. şikayetçi olduğunuz durumda alacağınız cevaptır. yasal haklarıdır demek %100 etiktir, uygundur, yapılmalıdır, mantıklıdır demek değildir.

    2) 100 bine yakın hasta baktığımı tahmin ediyorum. hiçbir ilaç firmasıyla şu kadar para karşılığı şu kadar ilacını yazma gibi bir ilişkim olmadı. yazdığı ilaçların eczanede değiştirilmiş olmasına en çok kızanlardan biri de bir hekim olarak benim. çünkü bazı lüzumsuz arkadaşların hasta deneyiminden bahsettiği gibi değil işler. işe yaramadığını düşündüğüm bazı muadil ilaçları kullanan hasta ben iyileşmedim diye eczaneye gitmiyor tekrar bana geliyor.

    3) eleştirdiğim nokta orijinal ilaçla bazı muadil ilaçların üretim şekillerinin denk olmadığıdır. hammadde konusunda yazılan ülke isimleri farazi örneklerdir.

    4) eczacı arkadaşlara not: bahsettiğim konu birçok faktörle değişebilen biyoyararlanım konusu değildir. hasta önerilen dozda ve şekilde ilacı kullanmamıştır veya kilo, cinsiyet, metabolizma değişiklikleri vs. gibi durumlarla tedavide istenen yanıt alınmamıştır normaldir, bu değil bahsettiğim; ancak ilacın işe yaramadığı durumlar sıklıkla bazı muadil ilaçlar tarafında ağır basıyorsa ve hekim bunu gözlemliyorsa ortada üstüne düşülmesi gereken bir sorun olduğu şüphesi kuvvetle muhtemel vardır.

    5) bahsettiğim durum bazı ilaç gruplarındaki bazı muadil ilaçları kapsar. muadillerin tamamı işe yaramaz diye bir durum yoktur, orijinalini hiç aratmayanları da mevcuttur.
  • ellerinde orjinal ilaç varken muadil kazıklamaya çalışan çakalları aklayan ''doktorları'' gördüğümüz olay.

    oğlum elinde istenilen ilaç varsa ver işte, neyin kafası bu.

    hastaneye, eczaneye bile güvenemez olduk amk.
  • bir yıl fazla okuyarak nasıl çakal esnaf olunur dersi aldıklarını öğrendiğimiz kurnazlık. 4 sene okusaydı cahil gibi reçetede yazanı verir gönderirdi. bizim cahil bakkala sigara soruyorum direkt veriyor. şu da aynısı onun bunu iç dediğini görmedim hiç.
  • öncelikle "aynısı" denen şey o ilacın "sağlık bakanlığınca verilen ruhsata göre" bire bir eşdeğeri yani muadili olan ancak başka bir firmanın üretimi olan ve farklı bir isim taşıyan ilaçtır. elbette son 10 yılda ilaç fiyatlarındaki anormal düşüş, üretim ve hammadde ithalatı aşamasındaki denetimsizlikle birlikte nitelikte bir düşüşe yol açmıştır, bu tamamen ayrı bir konudur ve elbette eczacının bu konuda yapabileceği pek bir şey yoktur. muadil vermek yasal hakkıdır, ayrıca her ilacın bütün muadillerini bulundurmak için eczanelerin 35 değil 200 metrekare olması gerekir; bunun yüksek mali külfeti ve miyadı geçenleri atma riski düşünüldüğünde her ilaçtan en fazla 2-3 çeşidi bulundurup mecburen muadil verir. hasta bunu kabul ediyorsa zaten sorun yok, etmiyorsa da almaz; bu kadar basit aslında.
    ilk entride belirtilen augmentin adlı ilacın türkiye ilaç pazarında 7-8 muadili vardır ve aynı doz ve tablet sayısındakilerin fiyatları birbiriyle neredeyse kuruşu kuruşuna aynıdır. zaten augmentin orijinal bir ürün olduğu için diğer muadillerden hiç birinin fiyatı ondan pahalı değildir. doz ve tablet sayısına göre fiyatı 8,18 ile 9,97 tl arasındadır. ağrı kesici ve gargaranın adı verilmediği için net bilgi verememekle birlikte augmentin ile birlikte bir ağrı kesici ve bir gargaranın toplam ilaç bedelinin 45 tl edeceği bir kombinasyon türkiye ilaç pazarında yoktur. reçete sgk'lı olarak alınıyorsa katılım payı, reçete bedeli, muayene katkı payı bedeli ve ilaç fiyat farkı bedeli diye dört farklı bedel reçetelere eklenmektedir.
    katılım payı, çalışandan %20, emekliden %10 oranında alınan ilacın katkı payıdır.
    reçete bedeli, tamamı sgk'ya aktarılmak üzere reçete başına minimum 3 tl, ilaç kalemi başına da ilave 1 tl olarak eczanede tahsil edilir.
    muayene katkı payı, yine tamamen sgk'ya aktarılmak üzere daha önceki muayenelerinizden adınıza tahakkuk ettirilen bedeldir ve eczanelerde tahsil edilir.
    ilaç fiyat farkı bedeli ise, sgk'nın ödediği tutar ile ilacın gerçek fiyatı arasındaki farkın ilacına göre kısmen veya tamamen tahsil edilmesinden müteşekkildir.

    bu dört ödeme kaleminin tamamı yasaldır ve eczanelerce tahsil edilmesi zorunludur. çoğu kişi bu ödeme kalemlerini eczacının kafasından uydurduğunu düşünüyor; bu nedenle de eczacılar bu tahsilatları yapmak istemese de sgk ile imzaladıkları sözleşme gereği almak durumundalar. ve neredeyse kapıdan içeri giren her reçete sahibine bu durumu anlatmaya çalışmak gerçekten zor iştir. bırakın böyle sözlük köşelerini, sabah akşam yüzünüze karşı dolandırıcı ithamı yapılır. tabii ki muadil kullanmamak hastanın hakkıdır. "orijinali yoksa almak istemiyorum" deyip çıkana kim ne diyebilir? ama bir şeye" hırsızlık, dolandırıcılık" demeden önce biraz insaf yahu.
  • hastalara muadil ilacı anlatamamış eczacılara yönelik suçlamadır. çünkü hasta anlamak istemiyor.
    bakın şimdi anlatıyorum: artık taban fiyat uygulaması var. eczacı size augmentin verdiğinde çok daha fazla fark çıkacaktır belki. orada eczacı sizi düşünmüş olabilir. o an elinde yoktur, sizi ilaçsız göndermek yerine işinizi halletmeye çalışmıştır. yok'a girmiştir ilaç mesela. onu bulamayacağınızı bildiği için, elinde olanları vermek zorunda kalmıştır.

    çünkü ha muadil ha orjinal. kazanç açısından fark yok ki. hatta augmentin daha çok kazandırıyor mal fazlası ile.
    eczacı o muadili kendisi için verse keşke de ben de yerden yere vursam meslektaşlarımı.. keşke yani.

    muadil ilaç dediğimiz ilaçlar, bütün testleri yapılmış olup, orjinal ilaçla aynı özellikleri -ki hata payı dahi vermiyorlar- aynı olan ilaçtır. deney sonuçları aynı olmak zorunda. yani vücutta başka değil.
    orjinal ilaç piyasa çıktıktan 7 8 sene sonra patent süresi bitiyor. dolayısıyla aynı ''etkin maddeli'' ilacı diğer firmalar da üretmeye başlıyor. daha ucuz oluyor çünkü önceden piyasada tek olan ilacı firma daha pahalı satabilecekken, daha ucuza satmıyor. ilk üreten firmadan sonra diğerleri de üretince hem orjinalin fiyatı düşüyor hem de diğerleri daha ucuz oluyor.
    muadil üretilirken deniyor ki bak içinde koyduğum etken madde aynı, aynı özellikte, aynı miktarda fark yok.
    özellikleri, kan profili de aynı.

    yani bu şunun gibi, aynı konfeksiyondan çıkan tişörtün birinde mavi diğerinde koton etiketi var. ambalaj farklı ama üretim, kalite tamamen aynı.

    ama gel gör ki hastayı dolandıran sgk, sağlık politikaları. gözü görmüyor bunları, neden? çünkü günah keçiliğini biz yapıyoruz da ondan.
    bir de şu var ki hastanede size gereksiz tomografi çekip, sgkdan ücret alan özel hastaneler umrunuzda değil, fark çıkmasın da hasta mağdur olmasın diye birebir aynı ilacı veren eczacı dolandırıcı...

    ne diyelim. cehaletinize sağlık.

    edit: şayet eczacı etik davranmadıysa, zaten ahlaksızdır tartışmaya gerek yok. her meslek grubunda olduğu gibi. ancak yine de dolandırıcılık demek doğru değil. göründüğü kadar bakkal kafasında işlemiyor eczane. mevcut koşullarda yapabileceğinin en iyisi de olabilir.

    edit2: üşenmedim hesapladım. eczacı muadillerin en pahalısını verse 4 kalem için 6 lira fazla almış oluyor. 20 lira çok uçuk zaten. bir yerde yanlış var ama nerede?
  • abartılmıştır. eczanelerin muadil ilaç baskısı desen anlayacağım da.almazsın olur biter. istediğim ağrı kesici vs yoksa almıyorum başka eczaneye gidiyorum. dolandırıcı demedim hiç birine. ha ısrar edenler çıkıyor hayır istemiyorum deyip izah ediyorum. ülkede başka kutularla ne dolandırıcılıklar döndü sen takılıp kalmışsın ilaç kutusuna.
  • üçkeeatlar yuvası ülkemde vıttırıvızık bir olaydır.
    mümessiller ve doktorlar dururken eczacılar sondan 3. olur olsa olsa...
    3 haftalığına amerikaya tatile gönderilen doktor var lan siz ne diyosunuz.
  • dolandırıcılık değil de kusurlu hareket denebilir. masum bir şekilde, herhangi bir menfaati olmaksızın sadece etkisine güvendiği için reçetede yazdığı ilacın alınmasını ısrarla isteyen doktorlar da bir anda potansiyel dolandırıcı, firmayla anlaşmış bir menfaatçi konumuna düşebiliyor.iki ucu yağlı bir değnek...mal fazlası konusu ise bence o kadar masum değil!
  • sene olmuş 2015 (neredeyse) günümüzde eczacıların hala; isveçli seçkin bilim adamlarının ürettiği mikkemmel "a" ilacı yerine, uzak doğuda merdiven altı böyle arena programında basılan fırınlar gibi imalathanelerde üretilen "b" ilacını hastalara muadil diye kaktırıp milleti dolandırdığını zanneden cahillerin olduğunu gösteren tanım.

    bu adamlar eczaneye gelip doktorun (atıyorum) sefpodoksim 200mg antibiyotik yazdığını görünce, aaa 1000 mg yazmamış mı, 200mg iyileştirmez ki beni diyen tipler. tanıdınız di mi?

    sözlük yazarı oldum diye kendini bilirkişi sanan yazar, oradasın biliyorum. şimdi beni dinle. eczacı zaten reçetede yazan ilacı veriyor. ilaç dediğimiz şey etken maddedir. o etken maddenin ambalajlandığı marka değildir. böyle salak salak konuşunca aldığınız ilacın içini atıp kutusunu yiyormuşsunuz zannediyorum ve bu beni çok endileşendiriyor. eczacı sana reçetede yazan markayı vermek zorunda değildir. sağlık bakanlığının verdiği yetki ve aldığı eğitimin sunduğu donanım ile eczacı sana eşdeğer olmak şartıyla istediği ilacı verir. sevmediğim bir laf ama babalar gibi verir. sen değil, doktor değil ordinaryüs profesörü gelse gık diyemez.

    ayrıca yazdığı onca yalan yanlış bilgiye rağmen yazısının sonunda günah çıkartır gibi "her eczacının dolandırıcılık yaptığı söylenemez, genelleyemem" diyen yazarın açtığı başlığın "eczanelerin ilaç dolandırıcılığı" olması da niyetini belli etmektedir.
  • ulan eczane sana hangi muadilini verse bile arada o kadar fark olma "20tl" ihtimali yok. adamın lafına inanıp da millet hala yazıyor.

    eczacının sana sormadan ilacın muadilini verme hakkı evet var.

    doktor sana beni bu firma taylanda gönderecek ondan sana bu ilacı yazıyorum dediği gün eczacının da sana açıklama yapma sorumluluğu olacak merak etme.

    doktorun reçeteye yazdığı her ilacı "orjinal" sanan adamlara ne anlatmaya çalışılıyo onu da anlamış değilim ya. ayrıca orjinal firmaların etken maddeyi abd den falan aldığını sanıyolar hala o kadar çok güzel :)
hesabın var mı? giriş yap