• oldukça basit bir sistem. devlet büyük ilaç otomatları oluşturacak, reçete barkodunu okutunca ilaçlar alttaki hazneye düşecek, bir de kullanım fişi çıkacak, oldu bitti işte. nöbet işi de olmaz 24 saat hizmet verir.

    böylelikle ilacın son kullanıcıya maliyeti de minimize edilmiş olur.

    troll diyip geçmeyin, ciddi ciddi düşündüm, bunun olmaması için eczacılar odasının göstereceği direncin dışında ne engel var? ne gibi bir eksiklik veya sorun olabilir inanın bulamadım. en fazla yaşlılara biraz zor gelir.
  • eczacının işini sadece raftan alıp vermek zannedenler için oldukça basit bir sistemdir. ülkemizde mesleğini bu şekilde icra eden çok fazla eczacı olduğunu biliyorum ve kabul ediyorum ancak eczacılık sadece raftan al sat değildir.

    biz ilaç danışmanlığı yaparız, farmasötik bakım yaparız. bu akım yaygınlaşıyor merak etmeyin. otomat size reçetenizdeki ilacın eğitimini bir insan kadar iyi yapamaz, isteyeceğiniz ağrı kesici ilacın hastalığınızla ya da kullandığınız diğer ilaçlarla etkileşimini kontrol edebilecek anamnezi alamaz.

    teknoloji bu kadar hızlı yayılsa da gelişse de, hiçbir firma bunları yapacak sistemi piyasaya sürerek bu sorumluluğu üstlenemez çünkü en ufak hatadan sorumlu olacaklar, sağlık sistemine otomasyon sandığınız kadar derinlere inemeyecek diye düşünüyorum

    örnek veriyorum : herkes ben arveles istiyorum diye gelmiyor eczaneye, bu aralar ufak tefek baş ağrısı yaşıyorum diye gelip ağrı kesici istiyor, hastadan öykü aldığımızda kontrolsüz hipertansiyon görüyoruz, bu kişi ağrı kesici içtiği an hipertansif kriz geçirip beyin kanamasından ölüme kadar değişik senaryolar yaşanabilir. belki bu sayede bu işin otomatlara bırakılamayacağını anlamışsınızdır :)
  • yazılan ilaç yerine saçma sapan muadil verece şerefsiz eczacı da olmayacağı için sektörü derinden sarsacak olaydır.
  • kanadalı bir ilaç firması ingiltere'de eczacının onayıyla otomattan ilaç satıyor.

    kaynak
  • (bkz: baran 14 yaşında arkadaşları ona einstein diyor)

    sırf otomatların stok haznesinin kısıtlılığı bile böyle bir cihazın imkansızlığını ortaya sermektedir. hadi diyelim bir şekilde çözüldü. yaşlı hastalar otomatların önünde can verir alana kadar. hadi diyelim onlar da önemli değil. ölen ölür kalan sağlar bizimdir. peki en başta ne gerek duyuldu acaba böyle otomata? modern insan olarak tüm ürünleri otomatlardan mı toplayalım?
  • otomatın yerinden sökülüp çalınmasıyla sonuçlanacak işlemdir.
    edit: gelen mesajlar üstüne atm de yerinden sökülebiliyor.
    bakınız
  • medula harika çalışıyor, mernis falan müthiş, uyap sıfır hatayla devam ediyor, üstüne bir de ilaç otomatları kaldı değil mi :) boş konuşuyorsunuz da bari bilmediğiniz konularda fikir beyan etmeyin amk

    rant var rant, hep ondan :)
  • bugün bir doktorun 11 aylık bir bebeğe, normalde 6 yaş ve üzeri çocuklarda kullanılan bir ilacı yazdığını fark ettim. eğer dikkat etmeseydim annesi asla anlamazdı. doktorlar da insan, hata yapabilirler. günde 100 tane hastaya bakan bir doktorun ne kadar doğru reçete girmesini bekliyorsunuz? doktorun hatasını eczacı kurtarır ama eczacının hatasının geri dönüşü olmaz. sadece bu da değil. günde kaç kere doz hesaplaması yaptığımızı tahmin bile edemezsiniz. doktorların reçetede yazdığının birebir aynısını ilaçların üstüne yazmıyoruz, hastanın bazen yaşına-kilosuna göre biz kendi yorumumuzu katıyoruz. çünkü doktorun 3-4 dakikalık muayenesinden doz hesaplamasını yapmasını bekleyemezsiniz değil mi?
    (edit: doktor yanlış yazmamıştır, bilerek yazmıştır diyenler oldu. gerçekten bir tek türkiye'de doktora bu kadar tapılıyor. sonrasında olanı söyleyeyim o zaman. hastayı doktora tekrar gönderdim. doktora durumu anlatan bir not yazdım doktor da ilacı değiştirdi.)

    (2.edit: "sen bu ilacın bu bebeğe verilmemesi gerektiği bilgisine nasıl ulaştın?" 5 yıl boyunca aldığım farmakoloji eğitimimle edindim. entry'nin tamamını okumayıp bir kısmı cımbızla çekip aklınca yorum yapmış. sistemin işleyişini bilmiyorsanız saçma sapan yok doktora hata neden gitmedi diye boş boş yorumlar yapmayın. bazı ilaçlar yetişkinlerde kullanılsa dahi doz ayarlamasıyla çocuklarda da kullanılabildiği için her ilaçta hata kodu gitmez. ayrıca o kodda zaten doktora gitmez. eczanede çıkar. yani doktor hastaya istediği ilacı yazar, o ilacın hastaya uygun olup olmadığı eczanede belli olur. uygun değilse sigorta ödemez. sistem doktorun hatasını doktora göstermiyor yani, eczacıya gösteriyor. önce araştır, sistemi bil öyle konuş.)

    gerçekten eczaneye sadece ağrı kesici almak için giden tiplerden yine beyin yakan öneriler geliyor. bu meslek sadece raftan ilaç alıp vermek değil. günde onlarca kişiye sağlık danışmanlığı yapıyoruz. herkes reçeteyle gelmiyor. benim şu sıkıntım var bana ne önerirsiniz gibi sorularla bir çok hasta geliyor. şunu anlayın artık eczaneler ve eczacılar sağlık hizmetlerinin kesintisiz sürdürülebilmesi için çok önemlidir.

    tanım: ilaç zehirlenmelerine yol açacak uygulama.

    edit: "reçete edilen şeyi değiştirmeyin yeter"
    bu zekayla nasıl hayatta kalıyorsunuz ahahaha. o ciddiye almadığınız parol'u bile, bazı çok güvendiğiniz doktorların dediği şekilde kullanırsanız karaciğerlerinizi mahvedip sizi zehirleyebilir. bunu dışında epilepsi, antidepresan gibi ilaçların dozlarının ne kadar mühim olduğuna girmiyorum bile. daha yeni bi hastayı doktoruna tekrar gönderdik, epilepsi ilacının dozunu yanlış yazdı diye. doktora tapanlar tarafından ciddiye alınmasak da olur. çok önemli değilsiniz.

    normalde yetişkinlerde kullanılan bir ilaç, doz ayarlaması yapılarak bir çocuğa verilebilir. bu yüzden çoğu ilaçta medula uyarı vermez. sandığınız kadar akıllı bir sistem değil.

    edit2: bazıları da bu uygulamanın gelmesini kendimiz için istemiyoruz sanıyor. bununla ilgili tek vereceğim örnek şu: hastaya kremi günde 2 kere ağrı olan yere süreceksiniz diyorum. bana sorduğu soru: aç karna mı tok karna mı? her gün en az 1-2 hastadan duyuyorum bunu... hala otomat istediğinizden ve bizim para için istemediğimizden emin misiniz?

    edit3: "ilaç danışmanlığı yine yapılsın, reçeteler otomatla verilsin"

    anlatamadığımız nokta bu. doktor gerçekten bazen doğru teşhisi yoğunluktan dolayı koyamayabiliyor. geçen de 2 yaşındaki çocuğa dermatit ve mantar teşhisi konulmuş. çocuk bildiğin su çiçeği geçiriyor. yani şimdi annesi doktora güvenip mantar ilacı alsa çocuk kim bilir ne halde olurdu? bu gibi sebeplerden dolayı reçetelerin 2. bir kontrol mekanizmasının olması, hastaların sağlığı açısından çok önemli.

    bunların dışında, hasta doktora penisilin allerjim var demesine rağmen augmentin yazan doktor o kadar çok ki. doktorun, amoksisilin'in bir penisilin grubu olduğunu bilecek kadar bile farmakolojik bilgisi bazen olamayabiliyor. sen doktora söyledim diye rahat rahat içersin, sonra olanlar olur...

    edit4: anlattığım allerji olayına inanmayanlar olmuş. daha neler görüyoruz bir bilseniz. hasta doktora augmentin allerjim var demiş ve doktor bunun üzerine klavunat yazmış gibi gibi.

    onun dışında bugün ve daha önce de denk geldiğim bir olayı anlatayım. doktor hastaya hem balgam sökücü hem de öksürük şurubu yazmış ayrı ayrı. eğer bir hastanın balgamı varsa öksürük şurubu veremezsiniz. yoksa ne olur? hastanın balgamı, enfeksiyonu içeride kalır. tabii ki hastaya önce 1 hafta balgam söktürücüyü kullanmasını, sonrasında öksürüğü balgam geçmesine rağmen geçmezse şurubu kullanabileceğini söyledim. farmasötik bakım işte budur. hastaya doktor söylemedi mi dediğimdeyse "yoo hiçbir şey anlatmadı" cevabını verdi.
  • bu sistem zaten var ve bir çok ülke kullanıyor ama eczane içinde ve eczacı denetiminde. amerikan filmlerinde gördüğünüz tek tip turuncu ilaç kutuları bu sistemin son ürünü olup, kullanman gereken ilaç kadar doludur. öyle iki adet içip bıraktığın ilaç için otuz adet hap ziyan edilmemektedir. veya iki kez içip sorununu gideren bir ilaç için otuz hap ziyan olmamaktadır.
hesabın var mı? giriş yap