• unutulmaya yüz tutmuş demek isterdim ama malesef unutulmuş klasik türk sanatlarından biri olan edirnekârı sanatının başlıca renklerinden biri olan al rengidir. duvarlara, tavanlara, bir çok ahşap eşya ve kumaşlara yapılan motif ve desenlere can verirmiş. eskiden bitki kökünden üretilen edirne kırmızısı, günümüzde modern yöntemler ile üretilebilmektedir. batıda rouge d’andrinople olarak anılan bu rengi dijital dünyaya taşımak için gereken kodlar şöyledir:

    hexadecimal : #a91101
    rgb: (r:169, g:17, b:1)
    cmjn: (c:0, m:90, j:99, n:34)
    hsl: (h:6°, s:99%, l:33%)
  • 15. yüzyılda edirneli ustaların uzun ve karmaşık işlemler sonucunda bulduğu kırmızının bu tonunun formülünü öğrenenen 2 kişi sayesinde fransa'da üretilmesi ile dünyaya açılmıştır.

    avrupa'da önce rouge turk olarak anılsa da günümüzde ve uluslararası literatürde rouge d'andrinople (edirne kırmızısı) olarak bilinir.

    wikide yazdığına göre , türkiye'de 18. yüzyılda uygulandığı haliyle verilen tarifte içinde koyun kanı varmış. enterasan.

    yapıldığı bitki rubia tinctorum şöyle bi şeydir.
  • ”işte o gelincik kırmızısıyla bezeli dağlar benim dağlarım! o renk benim rengim! ben o kırmızı rengin kendisiyim! o renk annem, babam, ablam, memleketim, dilim, şarkılarım ve her şeyim... gözlerimden ve yüreğimden söküp alınamayan her şeyim... şimdi hatunlar nasıl yaparsınız bilmem ama bu kumaşları ve bu kırmızıyı istiyorum. şehzademin kırkıncı gün şenliklerinde sadece benim odam değil bütün saray, hatta bütün edirne bu renkle süslensin! yedi iklim dört bucaktan gelenler bu kırmızıya meftun olsunlar! cümle tüccarlar bu rengin peşine düşüp akın akın edirne'ye gelsinler. ola ki bir gün...”

    ”nedense bu şehrin insanlara farklı bir güç kattığını düşünmeye başlamıştı. burada doğup büyüyen fatih sultan mehmet, henüz yirmi iki yaşında konstantinopolis gibi kalın surlarla çevrili bir şehri fethedip koskoca doğu roma imparatorluğu'na son vermişti. binlerce yıldır şehrin aşılamayan kalelerini, edirne'nin tophane bayırı'nda döktürdüğü devasa büyüklükteki toplarla delik deşik etmişti. istanbul'daki dünya harikası ayasofya'dan daha muhteşem bir mabet olan selimiye camisi'ni, mimar sinan doksan yaşından sonra edirne’de yapmıştı. bu şehir osmanlı'nın mucize yaratan insanlarının şehri gibiydi. buranın toprağı mucizelere gebeydi. işte son mucize de bu edirne kırmızısıydı.”

    sabriye cemboluk - edirne kırmızısı

    hakkında okunması gereken kitaplar, yapılması gereken çok araştırma vardır. uğruna casusluklar yapılan bu renk, sahip çıkılması gereken büyük bir değerdir.
  • trakya üniversitesi tarafından tekrar canlandırılmaya çalışılan kültürel değer. türk kırmızısı veya edirne kırmızısı rengine birçok değerimiz gibi sahip çıkılmamış ve avrupa'da, tabiri caizse daha çok ekmeği yenmiştir.
hesabın var mı? giriş yap