• hangi lisede okumuş bu edis yahu?? bütün sözlükle lise arkadaşı olan yeni (bkz: murat boz)
  • gülben ergen vol 2.

    yıllar geçiyor ama türkiye'deki tanıtım anlayışı değişmiyor sevgili sözlükçüler.

    hatırlayınız: gülben ergen de ilk çıktığında hep hülya avşar'la karşılaştırılır, onca basın desteğiyle ikisi arasındaki suni gerilim köpürtülür ve türkiye'de neredeyse herkesin tanıdığı hülya avşar'ın yanında eşantiyon olarak gülben ergen'in de adı da dimağlara kazınırdı.

    gülben kadar hülya avşar da bunun ekmeğini yedi, tabii.

    edis de çıktığından beridir bir tarkan muhabbetidir gidiyor. sanki ikincisine ihtiyacımız varmış gibi, "yeni tarkan," "yeni megastar," olarak gazlanıp duruluyor. ne zaman edis haberi geçse, tarkan adı anılıyor ki edis'in tarkan seviyesinde olduğu zihinlere işlenmeye çalışılıyor.

    ama kaçan noktalar var, minnoşlar.
    tarkan bu ateşi asla harlamıyor. yani edis'i ciddiye aldığına dair tek bir emare göremedik şimdiye kadar, bir.
    ikincisi, haberler dışında ben kimsenin edis'i tarkan'la benzeştirdiğini görmedim, duymadım. yani kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz. yani bu ifade, bir "kenan'ın sahnesi iyi," gibi bir türkiye gerçeğine dönüşmedi, dönüşemedi. yazık tabii.
    üçüncüsü, edis çok zorluyor. yani küçüklüğünden beri "ünlü olma" açlığı içinde, bu sebeple oyunculuk dahil, pek çok şey denemiş, deniyor. yani oyunculukta dikiş tuttursaydı müzik, ikinci planda kalacaktı, muhakkak. oysa tarkan'ı kısa süreli reklam kampanyaları dışında dizi/sinemada filan görmedik, çünkü adamın derdi müzik. ünlülük onun getirisi oldu.
    dördüncüsü, tarkan'daki sahne/yıldız ışığı, edis'te öldür allah yok. istediği kadar seksi/sempatik/aklınıza hangi sıfat geliyorsa artık, olmaya çalışsın, tarkan'ın pek çok kişiyi kendine bağlayan ışığının zerresi edis'te bulunmuyor.

    üzgünüm leyla.
  • 06.03.2018 tarihinde yarın çıkacak albümü için sırasıyla aranjörü, bascısı ve tefcisinin reklam amaçlı mesaj attığı popçu.

    (bkz: pop müzik 90'larda öldü bebeğim)
  • (bkz: edis sen misin ?) adamın müzik kariyerinde toplam 3 şarkısı var ama kendisine tarkan muamelesi yapılıyor anlam verebilmiş değilim.
    tanım: 3 akorlu şarkılar yapan şarkıcı.
  • mozart'tan daha iyi söz yazıyor. o nasıl bir yetenektir, yürüyedur çocuk, öptüm mucuk.
  • geleceğin murat dalkılıç'ı olacakmış gibi duran şarkıcı. böyle yazlık mekanlarda, kulüplerde sahne alan ortam eğlendirici bir kimse. tarkan markan denmiş komik. ayıptır.

    pr çalışmalarına ve ceket koysan hayranı olacak kız kitlelerine bakıp da yorum yapan yanılır.
  • şu adamı dinlemeyen üç beş kişiden biriyim herhalde.
    tanım: pop şarkıcısı.
  • sesini bora öztoprak'a benzettiğim için o diye dinlediğim fenada olmamış şarkının vokali. hepsi grubundan dağılan hanım kızımızı niye klipte oynatmış acaba? oda liseden arkadaşı heralde diye düşünmedim değil
  • son zamanların en çok abartılan isimlerinden biri. kızların anlam veremediğim bi hayranlığı var bu çocuğa karşı. yakışıklı desen değil, ses desen yok, dans desen birşeyler yapmaya çalışıyor. bahtı açık olsun gözümüz yok ama bizim türk kızlarının salak salak hayranlıklarından biri. yakında unutulur.
  • starlight adlı belgeselini, baştan sona ''acaba biraz fazla abartmamışlar mı'' diyerek izledim. babasından annesine, menajerinden prodüktörüne herkes, ''o her zaman farklıydı'' demekten yorulmadı, ben yoruldum.

    edis'i uzun süredir, bir müziksever olarak takip ediyorum. yapılan, yeni starımız, yeni prensimiz benzetmelerinin de boş olduğunu düşünmüyorum fakat bu belgesel, bahsedilen 'kelepçe' sözleşme gibi bir şey olmuş. daha yolun çok başında olan birinin değil de, kendini kanıtlamış ve başarısını uzun yıllardır sürdürmüş birinin belgeseli havasında geçiyor ve bu belgesel bence edis'in üzerinde daha fazla baskı yaratır.

    'o hep farklıydı' 'küçükken de şöyleydi' 'inanılmaz bilet satışları' gibi klişeler üzerine kurulan bir belgesel yerine, edis'in sahneye hazırlanmak için yaptığı çalışmaları, stüdyoda çalışırken ki hallerini, şarkı sözü çalışması yaparken ya da şarkıları üzerine çalıştığı 'an'ların üzerine daha çok yoğunlaşan bir yapım olsaydı, hayranları ile daha yakınlık kurduracak, 'samimi' bir pr çalışması olabilirdi. şu anki haliyle, o yaratmak istedikleri edis imajını, kör göze parmak bir şekilde sunmuşlar. ve bu sunulan imaj aslında daha tam anlamıyla ortaya konmamış.

    martılar, son zamanlarda dinlediğim en iyi türkçe pop şarkısı olabilir. kendisi de bu kendine atfedilen yakıştırmaları göğüsleyip ileriye taşıyacak enerjiye sahip görünüyor fakat bu belgesel için biraz erkenmiş.
hesabın var mı? giriş yap