• duzgun hatunlarin koca namzeti. duzgun hatun bulamadigi zamanlarda bitchlerle de birlikte oldugu gorulmustur.
    efendi efendi isine giden, efendi efendi oturan, efendi efendi konusan, duzgun hatunlara efendice kur yapan, etliye sutluye karismadan efendice olup giden erkeklere denilir.
  • ağır başlı, sakin, iyi huylu adamlar için kullanılan bir tabirdir. efendi adamlar olduğu gibi efendi kadınlar da mevcuttur hayatta. kimi zaman bu kadınlara "çok hanım bir kadın" da denir.
  • üniversitede bu adamlar şu şekilde takılırlar. bir adet kareli abeci gömlek, gömlek boyun el verdiğince iliklenmelidir ve pantolonun içine sokulmalıdır. pantalon gayet düz açık mavi bir kot olmalı, saçlar kısa, yana taranmış ve mümkünse bir miktar su ya da limonla nemlenmdirilmiş olmalı, yanaklar kırmızı, taze taze tıraş olunmuş ama bıyıklar pek ellenmemiş, elde bir adet james bond çantası, abartısız spor olmakla alakası olmayan sade ince siyah derimsi kemer, siyah tokasız bağcıksız pezevenk takunyası, her görüşünde soğuk ve resmi bir merhaba çakan, ders biter bitmez ortadan kaybolan adam efendi adamdır. ben efendi miyim? alakam yok.

    edit : ne gerizekali bir tesbit entrysi girmi$im ben boyle. genelleme yapmaktan olcekmi$im entryi yazarken. cok sacma olmu$ bu entry ama silmedim, dursun oyle kendimdeki geli$imi gozlerim arada sirada donup bakip.
  • ne olursa olsun sahip olamayacağım bir imajmış bu, bu hafta anladım bunu, hem de yıllardır uğraşmama, mahallenin temiz çocuğu olmama rağmen.
    yaşlılara ve bayanlara toplu taşıma araçlarında yer vermeme, bütün komşularımla selamlaşmama, konuşmam ve tavırlarımdaki özene, ilk-orta-lisedeki takdir belgelerime ve onlarda yazan “derslerimdeki üstün başarım ve örnek gösterilecek davranışlarıma” rağmen. şöyle ki;
    geçen hafta içinde, sadece haftadan haftaya halı saha maçında görüştüğüm arkadaşımın arkadaşının kuzeni (adam rakip takımda hatta), "abi ben askere gidiyorum, ehehe, askere gitmeden n’apılır, eehhe, sende numara var mı?" diyerek maç bitiminde direk bana geldi. ilk başta, "terli vücudumun çekiciliğinden etkilenmiştir belki" diye kandırsam da kendimi, toparlandım ve "yok abi ne alaka, bu işlere bizim paşa bakar" dedim, ve elemanı paşa lakaplı arkadaşa havale ettim, sonra da olaya güldüm geçtim..
    güldüm ve bir daha da aklıma gelmedi bu olay, ta ki yaklaşık 3-4 aydır görüşmediğim bir arkadaşımın topu topu 3-5 kez görüştüğüm kardeşi, dün öğlen beni arayana kadar..

    - abi ya bir ihale olayı var da, işi bağlamak için bize bir rus lazım. sende rus var mı?

    "yok amına koyum yok, pezevenk miyim lan ben?. yıllardır, efendi adam olmaya çalışıyorum, temiz aile çocuğu denilen meretin hakkını vermek için uğraşıyorum. bu ne lan?" diyemedim tabi… "abi işteyim şu an, müsait değilim. akşam msn’de konuşalım" dedim. ve sonra, dün akşam, şu msn muhabbetine tanık oldum, tanıştırma faslından sonra:

    paşa: abi nasıl bir şey istiyorsun? ona göre. fiyat mesela?
    ark: ihale bağlamamız gerekiyor abi.
    paşa: hmm, ihale ise nina o zaman.

    efendi erkeklerin pic olsaydim keske pismanligi da bu işte..
    efendi adammış, bıraksana ya.
  • düz adamın amcasının oğludur.
  • efendi adam, içindeki doğal izole ruh halini her şart altında ilk intiba olarak karşısındakine yansıtır. işin yansıtma ayağının rama kızı’nın sağdığı süt kadar "tamamen doğal" olduğunu geçen ünite incelemiştik (bkz: #13507472). tabi bunu inkar etmek için her serbest elektron gibi milyon tane falan filan bahaneniz var ama -elbette ki efendi olmanın ezik olmak ile karıştırılmamasını ilk fasılda salık verelim- efendi olmak, sizi doğuran ebenin kıçınıza "pat pat" diye vurduğu andan itibaren ana hayat rotanızdır. öyledir böyledir ama isteseniz de bu yaftayı üzerinizden atamazsınız.

    velhasıl, her efendi adamın gel zaman git zaman bu özelliğini kaybetmeyeceğini düşünmek saftirikliğin belgelenmiş* hali olur. konuyu uzatmayacağım, aslında gece gece aklıma gelip de şu gariban entryi yazmama sebep olan cümleyi söyleyip kaçacağım, her ademoğlunun bu özelliğini elbet bir gün yitireceğini özetleyeceğim. efendi erkeklerin piç olsaydım keşke pişmanlığı var ya hani meşhur, tam şöyle başlıyor ey araf halkı;

    "ip büküle büküle kaytan, insan sikile sikile şeytan olur"
  • devlet memuru olarak çalışan çoğu bireyin otomatik olarak hak kazandığı sıfattır. belli bir yaşın üstündeki anneler için vazgeçilmez damat adaylarıdır. sırtını devlete dayamış olan adam efendi adamdır. sigorta, ikramiye de cabası.
  • bu adam aşık olunca hatunun evinin duvarına sprey boyayla "hasretimsin, aşığım sana" vs. yazıp kimsenin göz zevkinin içine sıçmaz.

    hatunu kimden kıskanacağını bilir bu yüzden "bensiz dışarı çıkamazsın" demez, kendine güvenir.

    birlikte olduğu kızı önemser. o fark etmese de onun hakkında çok şey öğrenir, bilir, yeri geldiğinde öğrendiklerini piçlik yapmak için değil güzellik yapmak için kullanır.

    sevgilisinin ne istediğini veya neye ihtiyacı olduğunu sezer, bu istek ve ihtiyaçları karşılamaktan gerçekten mutluluk duyar. bunlar illa ki maddi ihtiyaçlar olacak değil. yeri geldiğinde bir iki kelime bile olabilir.

    sevgilisiyle arasında oluşabilecek sorunları kavgayla ya da ayrılık tehtidiyle çözmek yerine konuşarak çözmeyi öncelik edinir. sevgilisi malsa anlamıyorsa o başka.

    pısırık değildir ama gereksiz yere aksiyona girmez. kendine hakim olmayı öğrenmiştir. kaş yapayım derken göz çıkarmaz. yalnızca kaçınılmaz olduğunda en gözü kara piçten bile daha acımasızca kagva eder.

    para konusunu dert etmez. bu konuda da diğer konularda olduğu gibi yalan söylemeye ihtiyacı yoktur. parası varsa harcanır, parası yoksa ona göre davranır ancak bu konuda kendisi üzerinden otlanan bir sevgiliyi asla istemez zira kullanıldığını anlayacak kadar zekidir.

    eğitim seviyesi yüksektir. kafası çalışır, bu günü değil yarını düşünür. bu yüzden aptal bir sevgiliyle yapamaz. onlar zaten piçleri tercih eder...
  • az da olsa herkesin sevdiği, çok * seveni az olan.
hesabın var mı? giriş yap