• olası bir hatanda başına gelecekleri bilmek insanın risk alma arzusunu azaltır. aynı davranışı mesela saldırganlıkta da görebilirsiniz. eğitimli insan biriyle kavga etmekten bile çekinir çünkü ya onun başına bir şey gelecek ve hasbelkader sahip olduğu ömrü sonlanacak ya da karşısındakine bir şey olacak ve hapse girip yıllarını yitirecek. eğitimsiz adamsa bir park meselesinde çıkarıp tak tak sıkıyor çünkü düşünmüyor. bu ticarette de böyle günlük yaşamda da.
  • oyleymis gibi gelmekte. yaniliyor da olabilirim. adamlar yurek yemis! yardiriyor her yere. mutesebbisler bir kere. onu satmak, bunu almak, o isi kapatip bu ise gecmek, korkmadan irtibatlar kurmak gibi aktiveteler cocuk oyuncagi kimileri icin. adamlar yardiriyor, korku yok. ozguven kaf daginda. biz ise maasa talim; ay basini bekliyoruz. sahi, ne zaman gelecek?
  • hayatımda tanıdığım en cahil cühela insanın aynı zamanda en zengin olanı olduğu için benim için doğru önerme. adam hem eğitimsiz hem de bildiğin süzme cahil. "karımın içine cin kaçmış geçen, onu çıkarttırdım rahatladı" diyen bir insandan bahsediyorum. adamın malvarlığını benim algı sınırlarımın dışında. el atmadığı sektör kalmamış nerdeyse. şirketinin bir adı var "zamazingo tekstil, gıda, petrol, taşımacılık, kuyumculuk...... bu arada daha hatırlayamadığım bir çok şey ..... ltd sti.". hatta adam bana mesleğimle alakalı bir konuda iş de teklif ettiği "seninle ilaç, aşı üretelim biz". yahu adam mal mısın? daha tanışalı 1 saat olmuş, o da hasbelkader bir tanışma,iş görüşmesi vs değil. bu kadar mı hazırsın girişmeye yani? hayır anlamadığım bu adamın nasıl başarılı olabildiği? aklım almıyor resmen. yalnız iyi girişiyor, tecrübeyle sabit *
  • "kağıdına bakabilirsin ama fazla puan vermişsem geri alırım." sisteminde aldığımız eğitimden kaynaklı olabilir.
  • genel olarak "kervan yolda düzülür" mantığında olunmasındandır. sen hele bir işe koyul, eksiği gediği sonra tamamlar yoluna koyarsın düşüncesi güdülür. kaybedecek bir şeyi olmayan ya da zaten kaybetmiş kişilerin bunu yapması daha kolaydır.

    tedbirlik olmak, cesur olmak ile cahil cesaretine bürünüp atak olmak farklı şeylerdir. birincisinde tedbirli olmak zorunda kalırsınız; çünkü kaybedebileceğiniz şeyler vardır, üzülecek insanlar vardır, bunları düşünmek zorunda değilsinizdir. ikincisinde ise ya bunları düşünecek kabiliyette değilsinizdir ya da bunlar zaten yoktur.
  • en buyuk nedenlerden biri okumus kesimde gorulen tukenmislik sendromu ve yorgunluktur. yillarca inekleyip hayat enerjisini ders calisarak tuketmis insanlar ile dersleri s*klememis okul, hocalar ve aile tarafindan yipratilmamis ancak hayata karsi hirsi ust duzey olan, memur olmak veya sabit maasli garanti is yerine sektore girip tozunu yutma ve yukselme azmi olan insanin hayata bakis acisi gercekten farki oluyor. biri 30lu yaslara kadar essek gibi calisiyor digeri 30 lardan itibaren. farki yaratan da bu bence; enerjinin buyuk kismini is-calisma hayatina birakmak. ne arkadaslarim var turkiyede ilk 1000 e girip, potansiyellerinin cok altinda kalarak, aselsanda garanti is ve maasa tav oluyorlar. cunku adam yillarin calismasini ve emegini riske atamiyor veya atmak istemiyor.
  • cahil cesareti denilerek bu konulari kestirip atmak bana genel itibariyle kolayciliga kacan yanlis bir bakisi olarak gelmekte. kulturumuz cahile cesaret yuklerken egitimli insana neden cesaret yuklememis? hep sorarim kendi kendime.

    cahil madem cahilliginden dolayi cesaretli peki ya egitimli insan neden egitimli olmasi nedeniyle cesaretli degil? yolu, yordami, kanunu, nizami herseyi biliyor. neden "egitimli insan ozguveni", "egitimli insan cesareti" denen bir kavram olusmamis bizde. buna hep uzulurum ve aci gercek ile de karsi karsiya kalirim hep;

    "biz genel olarak egitimli korkaklariz"

    bu ulkede "egitimli insan cesareti" denen bir kavram ortaya ciktigi zaman biz ulke olara duzluge cikacagiz. baska kurtulusumuz kesinlikle yok.

    (bkz: eğitim seviyesi arttıkça insanın korkaklaşması)
  • cahil cesaretinden ziyade baskıcı eğitim sisteminden o. kapitalizm, sizi sermaye için her boku yiyebilecek fakat kendi için hiçbir bok yapmayacak korkak robotlara çeviriyor.

    faşizm ise devlet için her boku yiyebilecek, kendisi için hiç bir bok yiyemeyecek ödleklere çeviriyor.

    dinse din için herboku yiyecek , kendi çıkarı içinse şükretmeyi bilecek koyunlara çeviriyor.

    edit : en azından çevirmeye çalışıyor. çoğunlukla da başarılı oluyor. başarılı olamazsa, ilgili şahıs 'asi-disiplinsiz' ilan edilerek dışlanıyor. iş bulamıyor vs
  • bir müteşebbis olarak her iki grubu da zaman içerisinde inceledim.

    bir büfe açma fikri üzerinden örneklendireyim.

    eğitimsizler genelde bir işe girmeden önce fizibiliteyi şu şekilde yapıyorlar: ben ayda 1600 lira ücret alıyorum. bir tost 2 çay 16 lira olsa, günde 10 tost+çay satsam, günde 160 lira, ayda 160tlx30=4800 lira. 1500 kira, 1500 malzeme, 200 elektrik su, 1600 de bana kalır. elin işinde çalışmaktan iyidir. bu işe girilir.

    eğitimli ise fizibilitesini şu şekilde yapıyor: 5000 lira maaş alıyorum. ayda 100 bin lira kazansam (ki eğitimsizin ayda 4800 lira kazanma hedefinin 20 katından fazla.), bunun %8'i kdv, kaldı 92.000 tl. malzeme 32.000 olsa, kaldı 60.000. 2 eleman çalıştırsam, maaş + sgk ayda 5000 tl desen, kaldı 55.000. kira 5000 desen kaldı 50.000, vergi verilecek, kaldı 30.000, işyeri sigortası, kendim ve ailem için özel sağlık sigortası, çalışanlar için yol ücreti, muhasebeci ücreti, büfeciler odası aidatı, kıl tüy ve yün parası, kaldı 10.000. bir 3000 de şimdi aklımıza gelmeyen giderlere ayırsak. kaldı geriye ayda 7.000 tl. ulan ben zaten ayda 5.000 kazanıyorum. ayda 2.000 lira ek gelir için bu işe girilmez. 6 ay beklerim zaten zam ayı gelir. patron %20 zam yapsa maaş olur 6000. yok lan harbi 1000 lira için bu işe girilmez.
hesabın var mı? giriş yap