• einstellung, bir sorunu çözmek için daha iyi veya daha uygun yöntemler mevcut olsa bile, bir kişinin belirli bir sorunu, belirli bir şekilde çözme eğilimini ifade eder. einstellung etkisi, yeni problemleri çözerken önceki deneyimlerin olumsuz etkisidir.

    sorunları çözmek için zaten kendi stratejileriniz olduğunda neden diğer yaklaşımları denemek için zaman harcayasınız ki? bu çizgi, insanların sorunlarının çoğuyla karşı karşıya kalan zihinsel kısayolları özetler. bir bakıma bunu yapıyorlar çünkü insanların önceden tasarlanmış birçok fikri var. aslında, günlük olarak bu fikirler doğrultusunda “çalışıyorsunuz”. bu fikirler, temelde size zaman kazandırıyor ve size bir etkin olma duygusu sağlıyorlar.

    önceden sahip olduğunuz bilgi, çoğu zaman daha yaratıcı ve özgün yaklaşımlar uygulama fırsatına sahip olmanızı engeller. bu klasik bir yaklaşım tabii ki. ”bildiğiniz şey şeytani olsa da, bilmediğiniz şey şeytaniden de öte”. bu durumun temel olarak ortaya koyduğu şey, aslında, insanların alışkanlıkları ile yaşayan yaratıklar olduğu.

    insanlar, her zaman, deneyim repertuarına, doğaçlama ve yeni şeyler deneme fırsatından daha fazla değer vereceklerdir. bu nedenle, çoğumuz “her zaman bu şekilde yapılıyor” noktasında, “neler olduğunu görelim”e göre çok daha rahatız.

    einstellung etkisi ilk olarak 1942’de dr. abraham luchins tarafından ortaya konuldu. herkesin dikkatini çeken bir şey olan bu konsept şunu söylüyordu: “uzmanlar” bazen, en az yaratıcı ve yenilikçi insanlar oluyorlar. peki bu nasıl olabiliyor?

    bir kişi bir şeyde çok fazla deneyime sahip olduğunda, kendini sorgulama olasılığı en düşük seviyede yaşıyor. deneyimlerine güvenmek adına çok sıkı bir bilişsel programa sahip oluyorlar. bu nedenle, bu bilgi alanında “uzman olmayan” bir kişinin varlığı aslında ilgili konuya veya soruna dair taze ve özgün fikirler getirebilir. yani, aslında amatörler, eski perspektiflere yeni değerler katıyorlar.

    kendinizle başlayın ve daha esnek bir düşünce yapısı geliştirin, yenilik ihtiyacı doğrultusunda yanal düşünme, zihni esnek tutma ve yaratıcılığın değerini kim inkar edebilir ki? herkes, bu boyutları kullanmaları ve çevrelerine dikte etmeleri gerektiğini aslında çok iyi bilir. çünkü onları işinize, yaşam tarzınıza ve düşünce sisteminize uygulamak, içerisinde bulunduğunuz toplumun refahını ve ilerlemesini de önemli ölçüde teşvik edecektir.

    ancak, değişimin her zaman takdir edilmediğini de kabul etmelisiniz. statüko ve “her zamanki gibi yapalım çünkü bu yöntem doğru işliyor” çoğu çalışma ortamında geçerli bir tutum oluyor. bu, einstellung etkisinin sizi ilgili sorunlara olağan çözümlerle yaklaşmaya ve böylece herhangi bir ilerlemeye karşı paslanmaya neden ve nasıl zorladığını da açıklıyor.

    peki ne yapabilirsiniz? aslında birçok şeyi değiştirebilirsiniz. kendinizle başlayın ve başkalarını da daha yenilikçi, esnek ve açık bir gerçeklik bulmaya çalışmak konusunda teşvik edin. bunlar üzerinde düşünülmesi gereken bazı çok temel kavramlar.

    einstellung etkisi nasıl azaltılır?

    bir sorunu çözmeye çalışırken, aklınıza gelen ilk fikirleri kullanmayın. bunun yerine, odak noktanızı genişletin.

    bilginizi geliştirin ve bakış açınızı genişletin. bazı alanlarda uzman olabilirsiniz, ancak başkalarının bilgisine güvenmek, daha geniş bir ufku da keşfetmenize ve dünyayı çeşitli perspektiflerden görmenize yardımcı olacaktır. ayrıca, bunu yapmak, göreli olmanıza da yardımcı olacaktır.

    zihninizin tepkilerini kontrol edin ve zihninizin yönlendirmelerine uymayı reddedin. “bunu iyi biliyorum” veya “bunun işe yaradığını biliyorsam neden farklı bir şey deneyeyim?” gibi şeyler söylüyor olmak oldukça yaygın bir durum. bu tür düşünceler einstellung etkisine yol açar. bu nedenle, bu tür düşüncelerden uzak durun.
    bildiğinizi düşündüğünüz bazı şeyleri diğer perspektiflerden ve yaklaşımlardan tekrar öğrenme cesaretine sahip olun.
    etrafınızdakileri dinleyin, diğer bakış açılarına da dikkat edin ve kendinizi doğaçlama yapmaya ve zihninizin yaratıcı tarafını eğitmeye teşvik edin.
    sonuç olarak, daha açık, esnek ve özgün bir yanal yaklaşım benimsemek zaman alır. beyninizi yeniden eğitmelisiniz. bu nedenle, önceden sahip olduğunuz fikirlerinize sıkı sıkıya tutunmayı bırakmanız gerekir. yeniliklere daha yakın yaşamak için kendinizi eğitin ve böylece sürekli büyüme ve gelişme yoluyla öğrenin.
  • öğrendiğimiz ve doğru kabul etmiş olduğumuz bir şeyin daha iyi çözümler,daha uygun yöntemler üretmemizi engellemesi durumu. bu etkiden kurtulmak için ne yapmak lazım , konuyu her açıdan kendi doğrularımızdan bağımsız muhakeme etmek gerek.
  • ıraksak düşünme ile üstesinden gelinebilecek bir problemdir
  • sınavda yanlış çözülen bir sorunun tekrar çözüldüğünde yine yanlış çözülüyor oluşunun adı buymuş demek.
hesabın var mı? giriş yap