• açılın, hesap yapacağım.

    1) o ejderha 6-7 ton çeker. 70 kiloluk bir erkeğin günde 2500 kaloriye ihtiyacı olduğuna göre bu hayvanın günde sırf kontak açması 250.000 kalori.

    2) bu hayvan ot yemiyor baba, et yiyor. bir kilo yağda 8000 kalori olduğuna göre, hayvan günde 70-80 kilo et yese kurtarıyor (yağlı ettin kilosunda 3000-4000 kalori olduğu varsaydım).

    3) o ağzından çıkan bir alev huzmesinin 20-30.000 kalori olduğunu varsayıyorum. yani, hayvan teorik olarak m1 alev makinesinin tüm kapasitesinin 2-3 katını (18 lt) bir seferde ağzından çıkarıyor m1 flamethrower.

    yani normalde 250.000 kalori yakan ejderhamız savaş günü ağzından 20 kez ateş çıkarmış olsa toplam 1.000.000 kalori yakmıştır.

    bu da 250 kilo et yapar. 1 angus 1 ton çekiyor arkadaşlar!

    yani, bu hayvan günde yarım angus ineği yese fazlasıyla yeter. 4-5 koyun aynı işi görecektir, hem koyun eti daha yağlı olduğu için daha kalorilidir.

    hesap tutuyor yani. dağılabiliriz.
  • içinde ateş üretilmesine gerek yok. solunum yaparken ciğerlerinden çıkan hava, bizden farklı olarak yanıcı bir gaz ise, ihtiyaç duydukları şey sadece o gazın yanmasını sağlayacak bir kıvılcımın gırtlaklarında oluşturulmasıdır.

    not: evinizdeki ocak gibi.
  • içinde üretilen bir ateş olduğuna göre vücut anatomisi buna uygun şekilde evrilmiştir ve dili vs. yanmaz.

    benim anlamadığım, içinde üretilen alevin bir rezervi yok mu? kings landingi yakarken üflediği alevin haddi hesabı yok.

    mesela biz de osuruk üretiyoruz ama osurdun bitti gitti, yani bütün evin odalarını osuruk içinde bırakacağım desen yapamazsın.
  • --- spoiler ---

    höh diyince 350 m² alandaki herşey fosil yakıtına dönüşürken, spoiler*'ı pişiren ateşinin 5 metre yanındakilere zerre zarar vermeyişidir.

    --- spoiler ---
  • ejderhalar vücutlarında ateş üretmez, yanıcı gaz üretir ve depolarlar. bu gazı kustukları zaman hava ile tepkimeye girdiğinde patlayıcı bir güce sahip alev şeklinde çıkar.

    hadi kırmızı ateş kusuyor, siyah ve yeşil asit. beyazın dondurucu soğukluktaki nefesini de açıklayabiliyoruz. peki ya mavi? mavi ejderhaların yıldırımını nasıl açıklıyoruz? işte burada "ejderhalar büyülü, kadim varlıklardır" diyerek aradan sıyrılıyoruz.

    teşekkürler dungeons & dragons.
  • adı üzerinde: fantastik.

    ama yine de teorik olarak ateş üflemediği aşikar. çakmağa da ateş doldurmuyoruz sonuçta :) metan vb. oksijen ile tepkimeye girip yanan bir gazı basınçlı üflüyor olması çok mantıksız sayılmaz.
  • ateş dillerine temas etmiyor bence, böyle düşününce yanmaması normal. bu kadar ateşi üretmesi termodinamiğe aykırı diyenler için de örümcek, ipek böceği, ateş böceği gibi hayvanlar nasıl enerji sağlıyorsa öyle. ateş dediğin üretilen bir şey değil, var olan havanın hal değişimiyle plazmaya dönüşmesidir.
  • ejderhaların içlerinden ateş üretmesine gerek yok. kimyada hipergolik * denen kimyasallar vardır. normalde tepkisiz halde olan iki kimyasal yan yana gelince bir ateşleyiciye gerek kalmadan yanma gerçekleşir.

    ejderhanın vücudunun bu tür kimyasalları organik olarak üretmesi ortalığı yakıp yıkması için yeterlidir.
  • açılın, 30 yaş üstü bilim kurgu - fantastik kurgu manyağı sözlük teyzesi geldi.

    eğer ejderha kavramı ile game of thrones izleyerek tanıştıysanız ve bu dev yaratıkların 'ne ayak' olduğunu merak ediyorsanız öncelikle tek bir ejderha tanımı olmadığını söylemek istiyorum.

    ilk ejderha-ejderha benzeri dev yılan tasviri de mezopotamya'ya dayanıyor yanlış hatırlamıyorsam. demek o zamanlar orta doğu'da kartlar yeniden karılmamıştı. yoksa ejderha falan dinlemez önce tecavüz eder, sonra da pullarına kadar satarlardı.

    kitaplara gelirsek, the book of job ile başlayan ejderha tasviri, kral arthur'un dünyasındaki ejderhalarla devam eder. oz büyücüsü'nde de ejderhalar vardır ama ursula k. le guin'in earthsea serisinde tarifleri başkadır. tracy hickman ve margaret weis'in dragonlance'ini okursanız asıl ejderha anasının takhisis olduğunu düşünebilirsiniz. bence khaleesi kendisinin önünde diz çökerdi. günümüzde en meşhur olan seri game of thrones olduğundan çoğunuz muhtemelen buradaki ejderhaları tanıyorsunuz. evet game of thrones sevdiğimiz, saydığımız bir tombalak tarafından yazılmış, güzide bir seridir ancak ejderhalar onunla başlamadı.

    demem o ki, ejderha var ejderha var...

    alevleri konusunda da türlü hikayeler var. bazıları ağızlarında iki delik olduğunu ve buralardan salgılanan kimyasalların reaksiyona girdiğini söyler, kimileri direkt içinden alev çıkıyor der. genel inanış alevi ağızlarındaki simbiyotik canlılarla ortaklaşa çıkarabildikleri yönünde. bazılarında aslında ejderhalar alev bile püskürtmez.

    genelde hikayelerde ejderhalar uykudadır ve canı dayak isteyen esas karakter tarafından uyandırılır. bunu da yüksek miktarda enerjiye ihtiyacı olduğundan, genel olarak dinlenme halinde bulunmasına yorumlayanlar var. etobur olmalarını da benzer nedenle açıklıyorlar.

    hayali bir yaratıktan bahsediyoruz ama ejderhalar konusunda ciddi ciddi çalışan, kendilerine dragonologist diyen insanlar var. ilk ortaya çıkışlarının dev kertenkelelerle başladığı; hikayelerle beraber zaman içinde devasa büyüklük, alev geçirmezlik, alev püskürtme, delinmez zırh gibi özelliklerin eklendiği düşünülüyor.

    sonuç olarak herkesin ejderhasına kimse karışamıyor. antik çağlardan beri hikayesi anlatılan bu dev tontişlerin her birini ayrı bir model gibi düşünebilirsiniz. çünkü gerçekten de özellikleri, karakterleri kitaba-yazara göre değişir.

    fantastik yaratıklar konusunda gilean gibi olunuz, okuyunuz ama tanrılar-ejderhalar arasına girmeyiniz.
  • dostlar, bu başlıktaki karmaşayı açıklamak adına birkaç özet bilgi vereyim. öncelikle başlığın ilk kısımlarında hobbit kitabı/filmindeki smaug’a atıf var. şimdiler de ise got evrenindeki dragonlara konu gelmiş. öncelikle dragonlar dungeons & dragons dünyasındaki tanımlarına göre büyülü varlıklardır. yani kuvvetleri büyüden gelir. büyülerine örnek olarak akıl kontrolü, her türlü dili konuşabilme, alev/asit/buz üfleyebilme, vs gibi çeşitli büyüler sıralanabilir.

    dolayısı ile öncelikle inceleyeceğimiz dragon’un hangi fantastik evren şartlarına göre yazıldığına bakmak lazım. örneğin hobbit’teki dragon büyü kullanan, konuşabilen bir dragon iken got evrenindekiler aslında bir hayvan türü olarak verilmiş. yani mesela got sezon 8 5.bölümdeki savaşta şehre smaug veya forgotten realms’den bir dragon saldırmış olsa idi, dany’in ordusunu şehre sokması için belli bir süre geçmesi gerekirdi çünkü büyü ile alev üfleyen dragonların ateşinin kaynağı büyü olduğu için temas ettikleri her şeyi tüketene kadar yakarlar. öyle dragon kapıyı patlattı kapılardan girelim gibi davranışta bulunamazsınız çünkü aleve temas edersen aynı büyü seni de ordunu da yakacaktır.

    veya forgotten realms dünyasında drizzit’in karşılaştığı dragon’a bakarsak o da çeşitli büyüler kullanan bir dragondu ve dragonu kesmek için büyülü bir kılıç kullanmışlardı.

    ayrıca her gördüğünüz kanatlı ateş saçan şeye de dragon demeyin. dragon dediğimiz hayvanın 4 ayağı ve iki kanadı olmalı. got evreninde gördüğümüz yaratıklar wyvern’dir.

    neyse sonuçta fantastik dünyayı kim yarattıysa onun koyduğu kurallar geçerlidir. çok da şey yapmamak lazım.
hesabın var mı? giriş yap