• bunu diyen tanıdık bir aileyi madde madde tanımlamak istiyorum:

    -gezme tozma sıfır, sadece ev misafirliğine gidiyorlar.
    -hayatlarında sinemaya, tiyatroya, sergiye, konsere hiç gitmemiş olabilirler.
    -dışarıda yemek yemiyorlar. restoran kafe bar nedir bilmezler.
    -yurtdışı hiç yok. maksimum hacca umreye gitmeye basıyor kafaları.
    -hediye, kutlama, özel gün kültürleri yok. hatta karşılar.
    -elektronik eşyaya merak, ucuz akıllı telefonla çanak okey oynamaktan ibaret.
    -giyim kuşam derdi yok, marka moda falan hiç bilmezler.
    -taksi üç senede bir, her yere toplu taşımayla gidiyorlar.
    -alışveriş sadece bim, şok, a-101 ve semt pazarından.
    -tatlıyı bile abuk subuk glikoz şuruplu tatlıcılardan (tatbak, vs.) alıyorlar.
    -eskiden eskaza bir ev sahibi olmuşlar. başka mal varlıkları yok.
    -geleceğe dair tek planları köylerine geri dönüp domates biber yetiştirmek.

    bu insanlar için ekonomi hala çok iyi. bunlara asgari maaş ver, sonsuza kadar mormon gibi yaşasınlar. sanat, bilim, eğlence, kültürden bihaber, hiçbir şeyi merak etmeyen, hiçbir şeye heveslenmeyen, hayatı türkiye'deki sığır gibi yaşadıkları fakir mutassıp hayattan ibaret zanneden dev bir ordu yaşıyor türkiye'de. bu ölçekte bir ekonomik buhran ancak bu mal sürüsü sayesinde gizlenebilir zaten, o da oluyor.
  • yıllarca ülkeyi sömürdüğü varsayılan, parayı batıya akıttığı iddia edilen o hükümetlerden ne hikmetse ülke tarihinde yaptıkları toplam dış borçtan daha fazla dış borç yapıp, üstüne pişmiş kelle gibi sırıtarak "evet çoh eyi" diyen gerzekleri farkettiren söylem.

    (bkz: özelleştirme)
    (bkz: babalar gibi satarız)

    ülkede nerdeyse devlete ait kurum/kuruluş kalmamış, alayı katar'a, suudilere filan peşkeş çekilmiş, aldığın sakızdan, giydiğin dona, konuştuğun dakikaya katar birden çok arap ülkesine, dış mihrağa gidiyor, hala batı filan sayıklıyor bu orospu çocukları.

    gerzek deyince kızıp "anadolu halkı" edebiyatı yapıyorlar bir de.

    (bkz: hassiktir bok)
  • anadolu çomarıylagirilen tartışmaların ekseriyetle final cümlesi.

    +ay sonunu zor getiriyoruz kırmızı etin tadını unuttuk?
    -buna da şükür bunu bulamayanlar var
    +iş bulamıyoruz?
    -çalışmak isteyen adama iş çok
  • benim okulumda bir matematikçi var. matematikçiler zeki oluyormuş ya, bu da zeki işte. ben hiç zeki olmadım çocuklar, bilmiyom o yüzden.

    neyse bu kızcağız yıllarca hiç anlayamayacağım bir şeyleri deli gibi savundu. kimseye zerre kadar laf ettirmedi. inandığı her şeyden o kadar emindi ki heisenberg belirsizlik ilkesi bile onun kararlılığı karşısında "ayol daha fazla dayanamiyiciğim." diyerek kesinleşti.

    "biz de üniversite mezunuyuz." dedi, "bilinçli seçmeniz" dedi, sonra lozan'ın bitiş tarihini ve gizli maddelerini anlattı bizlere.

    o, dış güçler dedi; ben onu duj güçleri olarak algıladim. hatta biskolata erkekleri ve duş başlıklı hikayeler yazdım. duş başlıklı da olabilir. ( burada espri yaptım gülün ya nolur. ) niçin? çümkü en ahlâklı, kültürlü, bilgili ve zeki oydu.

    üstelik bu zeki kız, küçük/ büyük bütün oyunları da görebiliyordu.

    geçen gün hayat doluyum yine. hava iyi, ekonomi çok daha iyi. daha ne olsun?
    ojeyi düzgün süremedim ya bütün derdim o... niçin? çünkü tasalanacak başka bir derdim yok. ha, gerçi o gün siyah elbisenin altına siyah stiletto mu giysem kırmızı stiletto mu? diye de çok düşünüp buhrana sürüklenmiştim. ama çabuk geçti yane. ne diyordum? ekonomi çok iyi... her şey harika. ekonominin çok iyi olduğunu söylemiş miydim?

    neyse efendim, süslendim püslendim şen şakrak okula gittim. okula bir girdim öğretmenler odasında bir kıyamet kopuyor. bizimki müdüre dikleniyor:

    - o kadar iş yükü yükleyeceklerine önce maaşımızı yükseltsinler geçinemiyoruz. açız aç!

    - noldu kız, dedim.
    - ay iyi ki geldin sinirlerim çok bozuk.

    anlatmaya başladı. her şey pahalıymış, maaş yetmiyormuş, üstelik kocasına da idareciler haksızlık yapmış, manava, pazara gidemiyormuş. iki çocuğunun geleceği için kaygılanıyormuş. bir sürü yalan atıp durdu. baktım saçmalıyor dinlemedim bile ayol. evde kırmızı mercimek yok varlık kuyruğuna mı girsem, bime mi gitsem onu düşündüm.

    kocası duysa " zillet ittifakı yapmışım." diye boş ol diyecek haberi yok. baktım aile dağılacak çoluk çocuğu ortada kalacak hemen kendine gelmesini sagladım.

    - kusura bakma rümeysanur ama bu konuda sana katılamayacağım. ekonomi gayet iyi. herkes huzur içinde. büyük oyunu gör ve bozgunculuk yapma lütfen, dedim.

    imâ falan da yapmadım, vallahi... her şey gayet iyi bence. daha geçen ay et yedim mesela.

    dondu kaldı. pis bozguncu!
  • böyle düşünen bir taksici ile sabah aramda geçen diyalog:

    t: dolar da düşmüş.
    m: ...
    t: 3,96'ydı 3,85 olmuş.
    m: düştü deyince 3 lira oldu sandım ben de :)
    t: yok ya nereye :)
    m: dimi nereye!
    t: buna da şükür!
    m: dimi, 5 lira olmasından iyidir?
    t: tabi canım, 4 lira olmasından da iyidir!

    (bkz: cehalet mutluluktur)
  • az önce polikliniğe bir adam "rapor için ölmeh mi lazım yohh la param "diye bağırarak içeri girdi. bağırmasa belki daha kolay anlardık.
    sıkıntısı ağır işte çalışabilir raporu almak istemesi, ve bunun ücretinin 50 tl olması.
    konunun benimle alakası var mı? yok
    aile hekimi ile çözeceği bir durum aslında.
    ama gelip bana bağırınca haksız olduğunu öğrenince "ben size bağırmıyorum "diye bağırması ayrı bi mana.
    adam üç kuruş alacağı bi yerde çalışmak istiyor ve bunun için gerekli minimum parayı bile verememek onu çıldırtıyor. bu sonun başlangıcı gibi. gözlerindeki nefreti görmeliydiniz.
    toplumdaki şiddet de sevgisizlik de katlanarak artacak. demek ki parayla saadet oluyormuş!
  • çok eleştirdiği dış güçlerin sahip olduğu kapital finansman kaynaklarından borçlanma yoluyla tüketmeye alıştırılmış bir kısım halk kitlesi tabiri.
    tabiri caizse kontrollü olarak uyuşturucu bağımlısı haline getirilmiş müptezelin kısa süreli uçuş halinde söylediği söz.
  • doğrusu ekönomi çoğeyi şeklindedir.
  • sürekli "ekonomi çok iyi", "doların artışının sebebi dış güçler", "almanya bizi kıskanıyor" diyen insanlar var ya hani sokak röportajlarında falan gördüğümüz. hani ekonominin kötü olduğunu söyleyenleri neredeyse dövmedikleri kalan, sürekli "eski kötü günleri siz bilmezsiniz" diyen. o insan modelini anlamışsınızdır herhalde.

    hah işte o insanlarla ilgili bir teorim var. bence 2023 seçimlerinden hemen sonra bu insanlar "ekonomi çok kötü", "yandık bittik", "nerede bu devlet" demeye başlayacaklar. hem de bu dönüşüm inanamayacağınız kadar hızlı olacak. sanki ülkenin durumu bir günde değişmiş veya olan biteni bir anda anlayıvermişler gibi.

    bakalım. bekleyip göreceğiz.
hesabın var mı? giriş yap