82560 entry daha
  • "i'm not here / this isn't happening"

    ne zaman kendimi bacaklarım titreyecek kadar kötü hissetsem, ne zaman gerilsem, ne zaman başıma kötü bir şey gelse içimden "burada değilim, bunlar yaşanmıyor." derim. hepsinde oradaydım, hepsi yaşandı.

    "in a little while
    i'll be gone
    the moment's already passed"

    bu dizeler, gitmek ve gerçekten yok olup her şeye son verme isteği yaratıyor.

    kısa bir süre sonra gideceğim. yok olacağım ve bu bir kaza sonucu olmayacak.

    gideceğim ve bu kimsenin hayatında hiçbir değişiklik yaratmayacak. hiç var olmamış gibi gideceğim. bu dünyaya hiç gelmemiş olmam için beni bilen son insanın da yok olmasına gerek kalmayacak. gideceğim ve her şey son bulacak.

    bu titreyen bacaklar, içimde büyüyen, boğazıma kadar tırmanan o karanlık, bu, hiçbir şey başaramamışlık ve başaramayacak olmanın bilinci ve hissettirdikleri, içimde hissettiğim onca eksiklik, yaşanmamış ve yaşanacağına dair içimde umut kalmamış olan onca şey yok olacak.

    her şeyin sona ermesi düşüncesi beni korkutmuyor, endişelendirmiyor. bilakis istediğim şey bu. ölümden sonrası için de hiçbir umut beslemiyorum. sadece mutlak hiçliğe gömülmek istiyorum. her şeyin ve bütün varlığımın ve bütün varlığın son bulmasını diliyorum.
  • bir anda kilo alıp obez seviyesine gelen kocam gözümde çekiciliğini kaybetmiş olsada, yine de onu çok seviyorum lan.
  • bugün yine hiç işemediğim kadar işedim
  • sana cilve yapan kader bende ne yaralar açıyor.
  • denizin dibinde
    bulanmis gozlerle bakiyorum
    bazen kesik sesler duyuyorum
    sessiz anlari sesimle
    bosluklari aklimla dolduruyorum
    burda dogru benim yanlis da
    deneyimleyebildigim tek gercek bogulmaksa
    kalan butun gercekler benim
    bogulmak uzere oldugum bu deniz benim
  • ne zaman kel bi adam görsem, hani böyle parlak derili tam kel.
    kafasına "tok, tok, tok" vurasım geliyo, ısırasım geliyo. kendimi zor tutuyorum sözlük fakat bu güne kadar da hiç yapmadım. yapsam belki rahatlarım.
  • 42.

    -itirafın ne?
    +42.

    hayır doğru soru bu değil.
    bazen cevabı bulduğunuzda soru kaybolur.
  • lan ben cok üzüldüm kliçkonun kaybetmesine. yemin ediyorum sözlük odama cekilip sessiz sessiz aglamayı bile düsündüm lan
  • bir sigara daha yaktım. gençliğimin acayip bir dönemindeyim. geçtiğim dönemlerden bazısı bok gibiydi. bu dönem öyle boktan bir dönem değil hiç. aksine çok güçlü hissediyorum. parçalandığım dönemle bunu kıyaslamak geliyor içimden. o dönem olmadık düşüncelere, hayallere kendimi zorla tutturduğum için öyle fena dağılmıştım galiba. bir hayali yaşandığı yerde, yaşandığı zamanda bırakıp dönüp gitmeyi öğretti bana olup bitenler sanırım. bağlanmaktan kurtularak bir çeşit olgunluk seviyesi atlamış gibi oldum. o dönemi arkamda bıraktıysam da, dönüp dönüp bakacağım, hatırlayacağım böyle.
    geçenlerde yeni bir defter alıp bir hikaye yazmaya başlama fikri düştü aklıma. yaptım da bunu. ilk sayfayı yazdım. denedikten sonra, uydura uydura yazmanın çok da zor olmadığını fark ettim. zaten uyduruyordum ama baştan sona bir "öykü" formatında uydurmaya kalkışmamıştım. az çok tek tük okuduğum kitapların da faydası olmuş olmalı. aşinalık şart. oturup "bir hikaye yazayım" diye başladığım yazı, hele ki bir defter üzerindeki yazı benim için çok sıradışı bir şey. hep ertelenen şeylerden biriydi de hem.
    ilk sayfayı yazdıktan sonra çevremdeki insanlara okuttum. tabii herkese değil. garip şekilde herkes öykü başlangıcımı çok sevdi, akıcı buldu, gerçek bir kitap okuyormuş hissi yarattığını falan söyledi. bu kadar destek alacağımı beklemiyordum. çok sevindim elbette. sonra bir gece ikinci sayfaya da bir şeyler karaladım. ayarsızca yazmaya başladım ama. bilmiyorum. zaten üzerinde oynamalar yapmayı, süslemeyi falan düşünüyorum. ilk sayfayı çok kişi okudu. ikinci sayfayla beraber iki kişi okudu. iki kişinin ilki okuduğunda yazıyı paylaşmak istediğini falan söyledi. kaynak belirterek paylaşmasına izin verdim. bitmemiş öyküye böyle balıklama atladığı için biraz da tecavüze uğruyormuş hissi yarattı bende. hoş değildi. belki çok fazla paylaşmamam gerek. ikinci kişi tepkisiz kaldı. meşgul bir andı.
    kendi yaratıcı sürecimi baltalamak gibi gereksiz bir endişe duydum. oysa dışarıdan gelen tüm etkiyi sünger gibi emip öyküme kusabilir, etkiyi kendi silahıma dönüştürebilirim. neticede, öyküyü biçimlendiren düşüncelerim, düşüncelerimi biçimlendiren yaşantım.
    ikinci sayfadan sonrasını, öykü bitene kadar kimseye okutmamak daha doğru olur belki.

    gelecek için kaygılıyım. kendim için kaygılıyım daha doğrusu. çalışmıyorum. çuvallayacağım. olmasın. yeter.
  • boşandığım eşime arada gel dul kadınım ihtiyaçlarım olacak pampam ol dedim gelmedi namıssız...
188534 entry daha
hesabın var mı? giriş yap