138732 entry daha
  • yabancı filmlerde bir sahne vardır. yol kenarında bulunan itfaye yangın musluğu her hangi bir sebepten hasar alır boşa akan su çevredeki çocukların eğlencesi olur. bazı insanlara karşı olan sevgimi bu boşa akan ama eğlendiren suya benzetiyorum.

    boşa akan yangın söndürmeyen ama eğlendiren misali...
  • bir insanın kaderi bir başka insanın iki dudağının arasında olmamalıdır. iki dudağınızın arasında bir insanın kaderi varsa makul olmak da bu kadar zor olmamalıdır.

    insan ne kolay çiziyor bir başka insanın üstünü ve sırf o çizdi diye mühürleniyor diğerinin kaderi. ne tuhaf birbirini tanımayan insanların birbirleri üstündeki telafisi olmayan etkileri ve ne tuhaf tanıyıp tanımadığımız bunca insanın hayatıyla oynayabilme serbestisinin tanındığı meslekler olması.

    bazen çok sıkılıyorum amk işinden, bu işi layıkıyla yapmayanlardan, orul orul oç’lerden, iki dergi karıştırıp kendini piyasanın nabzını tutuyor gören plaza kaşarlarından, hayatımı s.kenlerden ve daha nicesinden. ama elimden bir şey gelmiyor.
  • hâlâ daha yaşama sebebi bulamadım ve kendime bir yer edinemedim şu hayatta.
    bir umuttu yaşatan insanı,artık yaşamaya yetecek umudum kalmadı
  • kendimi birine anlatmaya, yeniden birileriyle tanışmaya öylesine üşeniyorum ki o yüzden eskileri eşeleyip duruyorum sanırım. ilk kez ne arayan ne de soran var eskilerden.
  • hayatımda kimseyi istemiyorum diyip ayrılan sevgilinin, eski sevgilisiyle barışması.. siz bu dünyada nefes almak için fazla gaddarsınız.
  • bir büyüğümün " bu hayatta hatır için iki şey yapılmaz:
    1- hatır için evlenilmez.
    2- hatır için çalışılmaz." sözü yıllardır aklımdan nedense hiç çıkmaz. buna rağmen ben ikinci yapılmazı yaptım. sevdigim, tanidigim birinin ihtiyaci var diye bir ucundan da biz tutalim diye gittim çalışmaya başladim. her sey iyi guzel kurum büyüdü. büyüdükçe de büyüdü. biz de mutluyuz tabi calismalarimizin, emeklerimizin meyvesini bu yil aliyoruz. ama tabi biz seviniyoruz da meyveyi alan degil gören biziz. ama olsundu. en azindan büyüyorduk, büyümeye katkı sagliyorduk. bize de bircok alanda küçük yerde baslamak tecrübe oluyordu. baska yerde bu firsati bulamazdik diye diye bir baktim ki normalde üç kişinin yapacağı işi aylardır tek başıma yapıyorum. karşılığında en azından kuru bir teşekkür almak yerine laf yedigimde dank etti. kim için bunca zahmete katlanıyorum? bana faydası ne? faydadan çok zarari var. gün 24 saat. 12 saati mesai. 2 saat de yolda git gel etti mi sana 14 saat. kalan 10 saatin 6 saatini uyu, kaldı mi bana yaşamak için 4 saat. bu 4 saate ne sigdirabilirim? eve gelip yemek mi yiyeyim, dinleneyim mi, arkadaşlarımla mi vakit geçireyim? hangisine yeteceğim? en önemlisi tüm bunlara ne için, kim için katlanıyorum? 1 ayın sonunda aldığım maaş buna katlanmama değiyor mu? tüm cevapların "hayir" olduğunu anlayınca bugün istifa ettim. sonrasında bir köşede otururken istemsizce akan gözyaşlarıma engel olamadım. o an anladım ki evet bir işveren için en değerli olan şeyimi "zamanimi" boşa harcamışım hem de aylarca. üzüldüğüm için akmıyormuş o gözyaşları artık özgür oldukları için aylarca onları tutsak ettiğim için o an mutluluktan coşuyorlarmış.

    demem o ki hayat ne çok kısa ne çok uzun sadece kendiniz için başladığı anı ve yasayabildiginiz kadar anı bilebilirsiniz daha fazlası olacak mi olmayacak mı bu bir bilinmez. bu yüzden zaman her anını dolu dolu yaşamaya değer. bu yüzden zamanınızı kendiniz için pişman olmayacağınız şekilde harcayın. eğer bu hayatta bencil olacaksanız yalnızca kendi zamanınız için bencil olun. her şey geri gelebilir. başka bir işim olabilir daha fazla param olabilir ama asla geri getiremeyeceğim tek şey zaman.

    bugün kendim için yaptığım en güzel seçim parayı değil zamanı seçmem oldu. dilerim bu seçimi en doğru, en dolu, en verimli şekilde geçirebilirim ve bir daha da başkalarının zamanımı esir almasına izin vermeyecek bu bilinci kaybetmem.
  • insanlar acı gerçekle karşılaşınca şekil değiştirirler.
  • cümle kurmakta ve göz kontağı kurmakta zorlanıyorum bu aralar.

    edit: cümle ve göz kontağı kurmakta zorlanıyorum olacak. @visne ve abanoz adlı yazara teşekkürler.
  • uyumaya üşeniyorum resmen, sabah yine aynı tantana, aynı yorgunluk, aynı samimiyetsizlikler. pöfffff.
  • içim sızlamıyor. vicdansızlıktan değil, hissizlikten de değil. neden arada girip bana hiçbir şey ifade etmeyen yazıları okuyorum, bilmiyorum. neyse...
    öylesine ferahım ki içim şu kadarcık olsun sızlamıyor ve ilk kez bu kadar rahat söylüyorum, iyi ki...
131999 entry daha
hesabın var mı? giriş yap