ekşi itiraf

• yine külkedisine dönüştüm.
  ...
  ‘o cam ayakkabı külkedisinin de ayağına olmadı ve ertesi gün diye bir şey yoktu.’^*
  
  --- zamanımızın bir külkedisi ---
  
  gerçek dünyada hizmetçilikten prensesliğe yükselmek, sınıf atlamak o kadar basit değildir. hayatı kolaylaştıran mucizeler sadece masallarda vardır. murathan mungan, külkedisine cam ayakkabıyı giydirmeyerek kadına yeni bir rol yükler; kendi olmak. özgür olmak, olabilmek…
  ayağını bir cam ayakkabıya sığdırıp saraya hapis olmak yerine, nerede olduğunun değil nasıl durduğunun bilincinde olmak…
  ^*
  
  --- zamanımızın bir külkedisi ---
• bir araf dönemindeyim kendimden habersiz. enerjisi kolay kolay bitmeyen biri olarak akşam saatlerinde ertesi günü düşünüp bir yere gitmiyorum. rahatlığıma asla düşkün olmamış ben yarını bu kadar çok düşünür oldum. ileriye dönük yapmak istediklerimden bir haber gibi yaşıyorum. saçlarımın seyreldiğini hissediyorum ve acı bir gerçek ile karşılaşıyorum. ben yaş alıyorum... bu araf dönemi bitsin bir an önce böyle yaşamak bana göre değil...
• hayata bak arkadaş.
  
  ben daha anneme ameliyat olmak zorunda olduğumu söyleyemeden. kadın bana geçen hafta ananem de sabah karşı uykusunda bayıldığını, acile götürdüklerini, teşhisin de epilepsi olduğunu söyledi.
  
  omuzlarıma dağlar yüklendi dağlar. ezildim kaldım.kaldıramam heralde bu yükü. düşünsene annem ya annemm.
  
  ben skolyoz dan beşinci ameliyatı olucağımı nasıl söylerim diyordum. şimdi ise olmamanın yollarını ararsam bile bulunamayacağını bilmenin ağırlığıyla eziliyorum.
  
  edit; biriciğim annem dün eeg çekildi sonuçları pazartesi günü çıkacak.iyi olacak herşey iyi.
  
  edit; annemin eeg sonuçları bugün temiz çıktı. kardiyoloji ye göndermiş. ritim bozukluğundan şüphelendiler. haftaya çarşamba bi alet takılacakmış. bir gün boyunca gözlemlenecekmiş.
• s*keyim, benim yine itiraf zamanım gelmiş.
  
  eski sevgilime döndüm, bu sefer bir şeyleri doğru yapma hevesiyle, umuduyla... daha farklı olacaktı, daha düzgün olacaktı.
  
  birtakım ilişki tatminsizlikleri yaşıyorum sözlük velhasıl kelam. özen görmediğimi hissediyorum, konuştuğumda iyi olmadığını görüyorum, anlayış istiyor benden.
  
  ayrılmanın doğru olacağını o kadar iyi biliyorum ki. ayrılınca serpileceğimi, mutlu olacağımı, tekrar güçlü hissedeceğimi, yalnızlığın o kadar iyi geleceğini biliyorum ki.
  
  bu ilişki bana neden bu kadar güçsüz hissettiriyor, neden kadınlığımı kaybediyorum? karşımda sevdiğim adam var. ayrılmak istemiyorum, yazma amacım kafamı toparlayabilmek.
  
  bana diyeceksiniz ki;
  -sen kafandakini sevmişsin, karşındakini değil, öyle değil ama
  -sen nasıl anlayışsız bir kadınsın, belki de öyleyimdir ancak çok yoruluyorum, bu kadar yorulmasam yapmam böyle, şikayet etmem, üzülmem bu kadar
  -ilişkilerin bu kadar değerli olmadığını söyleyeceksiniz, benim için bu değerli ve bu kadar değerli.
  
  not olsun; olur da ayrılırsak, zaten belliymiş, olur da mutlu olabilirsek ayrı ayrı ve bir arada, değmiş kızım
  
  daha önemli bir not: düşüncelerini sağlıklı mı diye ikinci kereler kontrol et.
  
  son bir not: 'bana diyeceksiniz ki' kısmı arkadaş travmaları yüzünden var
  
  ek not: arkadaşlar bunun üzerinden ne yürüdünüz, sevgilimi seviyorum, ilişkimi kurtarmaya niyetliyim ve zor bir insanımdır, karşılıklı sövmek zorunda kalmayalım pls
  
  son düzenleme: 20 gün sabredebildim
• garip bir hiç içerisindeyim. öyle bir şey yapıyor ki sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. bu gerçekten başarı.
• yeni yaşımın güzelliklerle gelmesi gerektiğini her sene hayal edip yine hüsrana uğradım küsmüyorum, kırılmıyorum , sorgulamıyorum ...
• hayatta yaptığım işleri,yaşadığım şeyleri yeterli görmüyorum.ne zaman çıtayı yükseltsem ve o hedefe ulaşsam yeniden aynı döngüye giriyorum.bu gerçekten hayattan alınan zevki azaltıyor.
• üniversitenin üçüncü yılındayım ve neredeyse yolun yarısında olmama rağmen her şeyden sıkıldım. sosyal aktivitelere katılan, hocaların gözünde iyi bir öğrenci, okulda kendi çapında popüler bir öğrenciyim ama bunlar beni mutlu etmiyor artık. yalnızlığımı bir türlü halledemiyorum. kimse samimi gelmiyor. erasmus sınavına girdim. umarım kazanabilirim. en azından hayatımdaki bazı şeyler değişir. gerçi orada muhtemelen daha çok yalnız hissedeceğim ama bunu takmayacak kadar erasmusu çok istiyorum. yeter ki gidebileyim şuradan..
• eskiden kadın yazarlardan nude gelirdi, bugün adam götünün nude'unu atmış, " iyi düşün ;) " yazmış bir de..
  
  allahım sabır ver sikicem şimdi belasını da diyemiyorum adamın derdi bu zaten. ^*
• haykırmak istiyorum sevgimi, gözümün yaşı toprağa düşse bahar bahçe olur sevdadan. tanrıdan dilenmişçesine bereketli bir damla sevda yaşı... tenin kokusunu, mimik çizgilerini, kaşındaki beyazın yerini, kolundaki lekenin şeklini ezbere biliyorum sevgilim. ama ezberden sevmiyorum seni. ben seni oturdum baştan ezberledim. satır satır, kıta kıta, içime çeke çeke her bir parçanı kattım benliğime. öyle bir doldum ki seninle içim benden çok sen olmuş. adınla başladığım günümü adınla bağlıyorum sabaha. güneşi seninle doğurup, nefesimi seninle veriyorum. hayata çok teşekkür ederim ve en çok allaha tabi ki... karşıma bir adam çıkardı ve ben o adamı çok sevdim be. bu yazıyı sana yollamak için yazmıyorum. içimi bir yere açmam lazım. kalp bir organdan bağımsız olarak var olsa ve açtığımızda içinde ne var ne yok görebilseydik şayet... senden başkalarına yer kalabilmiş mi merak ederdim. bazen sevdamdan korkuyorum. kavuşamamaktan, bu sevdanın beni benden almasından. kontrolümü kaybetmekten. ne ara bu kadar sevdim bilmiyorum. çok bağlıyım sana, mutlu olman için göze almayacığım çok az şey vardır. öyle kıymetlisin ki, sende ki bu değeri bir başkası asla göremeyecek. sen benimle değerlisin. benim senin için hissetteklerimi başkası nasıl hissedebilir ki ? gözüne baktığımda gördüğümü bir başkası nasıl görebilir. kokunun bıraktığı his başkasında nasıl bu kadar anlamlı olur. imkanı yok hiç birinin. senin yüzünün, mimiklerinin, sevdiğin veya sevmediğin şeylerin tanıdığı olmayı seviyorum be adam. nasıl seviyorum hemde. mutsuz olduğunda düşen kaşların var ya ben onlara kurban olurum. ben sana ölecek kadar seni çok seviyorum ama sen bunu bilme...