ekşi itiraf

• bir gün çıkıp da biri bana "bu var ya üç koyun bile güdemez" diyecek diye çok korkuyorum. hakikaten güdemem çünkü.
  zor iş.
  ciddiyim.
• hayatımda iyi giden hiçbir şey yokmuş gibi. düşünüyorum iş boktan, aşk hayatı boktan, ailede sorunlar bitmiyor. birinden biri iyi olsa ona tutunacam ama değil. evet çok şükür herkes hayatta ve sağlıklı. pişman olacam belki ama bu beni mutlu etmiyor. bunalımdayım sanırım, aramızda kalsın. bu arada "aşk bir kapı çalarsın çalarsın açılmaz ki" sözü bana çok koydu.
• insanlar hakkında feci derecede önyargılıyım. bugüne kadar kimse beni yanıltmadığı için de bu huyuma bayılıyorum.
• bir şekilde evlenen arkadaşlarımı görüyorum son zamanlarda; kimi düğününe çağırıyor, kimi sessiz sedasız evlenmiş oluyor, kimi insanın gözüne sokarcasına 120 değişik açıdan aynı düğün resimlerini yayınlıyor facebook dan. (sanki aynı resimde herkesi bir de profilden görürsek bir şey değişecekmiş gibi. hakikaten, niçin maça çıkan ya da standın önünde, bir kupa kazanan futbol takımı gibi resim çektirir ki insanlar düğünlerinde ? bir tek ön kısımda yere uzanmış jardel eksik. )
  
  neyse, problem bu değil.
  ..
  
  ya da belki problem tam olarak bu.
  
  şöyle açıklamalıyım bunu; yıllardır tanıyor olduğum kişileri artık tanıyamıyorum neredeyse; evlilik atmosferi bambaşka bir şey olmalı ve bu hemen herkesin bir şekilde yaşayacağı bir şey. ben ise bunun yakınında bile değilim. yaşım 30' lara gelmek üzere ve ben 19 yaşımdaki gibi davranıyorum. hiç hazır değilim ve hala, korkularıma dair ya da evlilikle ilgili bir yazı yazarken jardel' e atıfta bulunuyorum.
  
  ben hiç büyüyememekten korkuyorum. peter pan gibi.
  işin daha dramatik yanı, büyüdüğümde ya da büyümüş gibi yaptığımda, gelecekte tüm hayatım boyunca bunu sürdürecek olmam. yani 40 yaşındasınız, 30 lu yaşlarının sonunda bir eşiniz ve 7-8 yaşlarında bir çocuğunuz var; "tamam, ben oyundan çıkıyorum" diyemezsiniz. ben her gün basketbol oynamak istiyorum, merdivenlerin son basamaklarından atlamak istiyorum, gazetedeki ünlülere bıyık çizmek istiyorum, diablo 2 oynamak istiyorum.
  
  hatırlıyorum; hayatımda yalnızca bir kez ettiğim evlilik teklifini..
  acaba her şey sevgiyle mi ilgili ?
  
  hayatı anlamıyorum; belki tüm bunlar, benim, yaşadığım acı tecrübelerden sonra yarattığım bir ütopya, kendimi korunaklı bulabildiğim tek yer.. anlamsız.
  ama şu an diablo 2 oynamak hala iyi bir fikir gibi.. denemeye değer..
• ekşibişında gezinirken moderatörlerden guybrush threepwood'ın şaşırılacak derecede josh duhamel'a benzediğini fark ettim. bunu gidip de nickaltına yazmayı düşündüm fakat millet asıldığımı sanar diye çekindim açıkçası. söz konusu josh duhamel sonuçta ama benzerlik şaşırtıcı. gerçi biraz kilolu versiyonu.
• biri bana iltifat edince çok kötü oluyorum, salak gibi hissediyorum.
• anakartı kısa devre edip kuzey köprüsünü yaktım ve bunun suçunu müşteriye attım, yaptım sözlük affet beni.
• yalnız öleceğim sözlük. evet.
• çok sıcak yaz günlerinde vantilatör çalışır vaziyete uyumaya niyetlendiğim zaman sanki kapağı bir anda açılıcakmış ve içindeki pırpır üstüme üstüme gelerek beynimi delecekmiş hissine kapılıyorum.. pikeyi kafama kadar çekiyorum.. evet pikem pırpır geçirmez değil ama onun da kalkan vazifesi göreceğine inanıyorum..
• yasmin levy'nin de edad de kinze anyos parçasının türkçe versiyonun da olduğu iddia ettim, hatta internetten şimdi bulurum diye 1 saate yakın zaman harcadım ve sonunda göt olmak denen deneyimi yaşadım lakin vardı lan sanki, melodiler çok tanıdık.