23 entry daha
  • yapilip yapilmadigi belli olmayan zirve.
  • muharrem ince’yi ilk kez yakından gördüm haliyle. hiç düşünmeden aklıma gelen ilk izlenimlerim: özgüvenli bir insan, siyaset her zaman hayatında var olmuş ve yetenekli bir siyasetçi. duymak istemediği soruları geçiştirmeyi biliyor. taklit yeteneği var, esprili ve hoşsohbet, samimi. aynı zamanda şairmiş kendisi. fizikçi, sorunlara matematiksel düşünme becerisi ile yaklaşıyor. ve ayrıca inanılmaz bir hafızası olduğunu öğrendik bu zirvede. bana bu açıdan bir diğer politikacıyı, süleyman demirel’i ve demirel’in müthiş hafızası ile ilgili anlatılan anektodları hatırlattı.
  • yine her zaman olduğu gibi samimi bir zirve oldu. konuştuklarınızı bize anlatmadıktan sonra bize neciler için ön bilgi; bu bir oda sohbetiydi ve malesef sınırlı sayıda katılımcı alınabiliyordu. tam anlamıyla birebir konuşulanları anlatamayız belki ama yorum yapabiliriz.

    öncelikle ben daha üst perdeden bakan birini bekliyordum, sandığımdan daha samimi biriymiş. birkaç hafta öncesine kadar genel başkan adaylığına soyunmuş bi adamdan ego fışkırması lazım gibi geldi ne bileyim. ama tabi bu söylediğim sorulan sorulara verdiği cevaplarda biraz politik olmasına sebep oldu gibi. sonuçta hala 'evini terketmiş' değil, hata yapmamaya, söylemlerine dikkat etmeye çalışıyor.
    bunun dışında hayatımda gördüğüm ezber yeteneği kuvvetli tek sayısalcı olabilir. adam ders kitabını ezberlemiş asdfg. baya ilk sayfadan son sayfaya kadar. takdir ettim.
    chp'de bir tek genel başkanlık yapmadım dedi onu da yapar inşallah ne diyelim. yolu açık olsun.
  • mesajına dönemediğim çok insan oldu, hepsinden af diliyorum öncelikle. lakin fb gibi ergonomik bi' mesaj kutusu olmadığı için çorba oldu mesajlar, inceleme ekibinin kabul ettiği kişilere dönmek durumunda kaldık ve bunun için af diliyorum.

    zirveye geleceğim dediği halde gelmeyen dört kişi oldu. zaten hepi topu da taze kan dört kişi geldi ve üçü erkekti, birisi inanılmaz naif bi' lise öğrencisiydi. belki entry girerler bilemem ama biz böyleyiz, seçiyoruz ve kriterleri de açıkça dile getiriyoruz zaten. kabul edilmediği için çirkinleşen, geri dönüş yapan insanların triplerini gördükçe ne kadar da doğru bi' iş yaptığımızı anlıyoruz haliyle. ve bundan sonra da bu kriterlerle yolumuza devam edeceğiz.

    zirvede ne konuşulduğu üzerine bi' haber portalında genel olarak zirve havası aktarılmış zaten. ekseriya söylenecek pek bişi kalmadı ama en azından şunu söyleyebilirim; muharrem ince en sonunda susmak da bazen bişiler ifade eder demek durumunda kaldı. *

    bi' sonraki zirvede görüşmek üzere.
  • baya evde yemekli falan süper samimi bir zirve olmuş sanırım orda olamadığım için üzüldüm.
  • muharrem ince'nin ekranlarda göründüğünden çok da farklı olmadığını gördüğümüz bir zirve oldu.

    benim kanaatim tam bir siyaset kurdu olduğu yönünde. o hep arzuladığımız, üst perdeden olmayan, azarlamayan ama politik, kırmamaya incitmemeye özen gösteren bir dili var. oldukça heyecanlı ve umutlu. kendisinin yarı yaşında olmama rağmen enerjisinin ve umudunun yarısına sahip değilim. bu açıdan tebrik etmek gerek.

    genel başkanlığın peşini bırakmayacağını söyledi, umarım söylediğini yapar.
  • imkânım olsa ankara'ya gidip yer alacağım zirve idi, katılan ve buraya yazan arkadaşların izlenimlerini okuduktan sonra da içimde bir ukte olarak yerini sağlamlaştırdı bu zirve.

    muharrem ince'yi ilk defa tbmm tv'de gördüğüm ateşli konuşmalarıyla tanımıştım. chp içinde sesini çıkarmayan kimselerden olmadığı izlenimini bende bırakmıştı, o konuşmalarıyla. yine de kendisine şüpheyle yaklaşan birisiyim, orası ayrı. fakat diğer siyasetçilere yaklaştığım kadar değil.

    öte yandan... kendisine en çok sormak istediğim soru ''somut ne gibi çözüm önerileriniz var?'' olurdu. hayalî kurgular değil... somut çözüm önerileri. kendisinin kafasındaki bu gibi çözüm önerilerini birinci ağızdan alabilmek mümkün olsaydı benim için, güzel olurdu.

    belki katılan arkadaşlardan bu ve benzeri soruların cevaplarını alan olmuştur diye düşünüyor, daha nice zirvelere diyorum.
  • idealist bir politikacı olmasının yanında sorunları ele alış biçimini son derece pratik ve tutarlı buldum. yani bazı politikacıların söylemleri o kadar çok ideolojiye boğulur ki hayatın gerçekliğindem kopup romantizme kayar ve bu bir yerden sonra insanda umutsuzluğa neden olur. özellikle sol retorikte çok karşılaştığım bu durumu yine kendisini açık bir şekilde sol görüşlü bir insan olarak tarif eden muharrem ince'de görmedim ve bu beni son derece memnun etti. ek olarak; hem geçmişte yaşanan olayları ele alış biçimini hem de geleceğe dair öngörülerini belirli bir metodoloji içinde yaptığını düşünüyorum ki bu da sayısal zekaya sahip bir politikacı olmasından kaynaklanıyor sanırım. ayrıca zirveye katılanları güler yüzle karşılayan, insanı mahçup edecek kadar misafirperver olan, masalarında yer veren dostlara da selam olsun, sofralarından halil ibrahim bereketi eksik olmasın.
  • muharrem ince'nin, vaktiyle bizlerin mhp'de yaşadığımız ikilemi yaşadığını gözlemlediğim zirve oldu.

    bir kuruma kendini adamış, en dipten itibaren birçok seviyede görevler üstlenmişsin. karakterinle, kişiliğinle özdeşlemiş. ancak yönetilme tarzından memnun değilsin ve önün bir şekilde kapatılmış. (chp'de yapılan mhp'de yapılan kadar ahlaksızca değil gerçi)

    kalsan, çare yok. üstelik kaldıkça memnun olmadığın yapıya meşruiyet kazandırıyorsun. kalmasan, kazandığın her şeyi geride bırakacaksın. olmayacak. üstelik kendini ev sahibi görüyorsun, çok acı bir şey "aslı" temsil ettiğin halde ötekileşmek-marjinalleşmek.

    mhp'de bunu yaşayanlar partiden ayrılıp yeni parti kurmakta buldular çözümü. ince bunu yapamıyor. muhtemelen "teşkilatı" olmadığı için. o yüzden ne olursa olsun kalacağım diyor. sorduğum sorulara verdiği cevaptan anladığım kadarıyla, "kalalım, belki bir alan açarız" ümidinde. fakat bu ümidinin boş olduğunu düşünüyorum; namuslu olmak-kalmak kadar güçlü/etkin olmak da gerekiyor çünkü. tehdit yaratmadığı ve değer arz etmediği sürece namuslu bir insan olarak nüfuz kazanamaz; bugünün siyasetindeyse değer arz etmek ya da tehdit yaratmak çok zor.

    her halükarda, görece iyi bir insanın kaybettiğine sevindim, bunu da buradan görsün. kazansaydı iyi parti bu denli güçlü ve her kesimi birleştiren bir umut olarak yükselemeyecekti belki. biz erdoğan'ı gönderelim, sonra geçsin cehapenin başına. o zaman eski güzel türkiye'de olduğu gibi çekişir, kavga eder ama namussuzluk yapmayız.
  • kurultayda eşit koşullarda değildi kk ile ama bunu gözardı etti, ( ya da etmiş gibi göründü) kurultay konuşmasında tüzük değişikliği konusunda ne kadar ciddi ve samimi olduğunu dilekçe hazırlatıp sosyal medya aracılığıyla destek istemesinden anlayabiliriz, aynı zamanda zeki gençlerle*sohbet ediyor, enerjisini hep koruyor. umut veriyor.
    umarım bir daha haksızlığa uğramaz.

    uzakta olduğum için katılamadığım ama katılanların yazdıkları sayesinde katılmış kadar olduğum zirve.
6 entry daha
hesabın var mı? giriş yap