• canlı yayından takip ediyorum, zirvemiz ayağımıza geldi. teşekkürler ekşisiyasetçiler ^^
  • silivri günlerini özellikle dinlemek istediğim insan tuncay özkan. zirve gibi zirve.
  • tuncay özkan'ın zirvede özel olarak paylaştığı anıları tanıdığım insanların çoğunu yıldırırdı hatta sadece birkaçını yaşadıktan sonra hayata bile küsebilirsiniz. tüm hadiselere rağmen umudunu ve mücadele ateşini kaybetmemesi çok etkileyici. tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki zirve boyunca bunu hissettim.
  • (bkz: #70773535)

    hakkındaki izlenimlerimin ilgili bakınızda yer aldığı zirvedir.
  • keyifli bir zirveydi, ergenekon kumpasında yaşadıklarını kanal türk televizyonunun başına gelenleri direkt olarak tuncay bey'in ağzında dinlemek etkileyici oldu.
    ergenekon kumpasında kendisine ne kadar haksızlık edildiğini dinlerken herkes sus pus oturdu bu zulme söyleyecek laf bulamadık.kanal türk televizyonunu satmak zorunda kalışı da kısaca şöyle olmuş, insanların kanala reklam vermemeleri için nasıl sindirldiğini tehtitler edildiğini anlattı hemde bunu tahmin edersiniz devletin en tepesindeki şahıslar yapıyormuş. kanalın 45 gün elektiriğinin kesildiğini söyledi. film alamıyoruz vermiyorlar, reklam veren olmuyor, elektirikleri kesiliyor bu şekilde hangi kanal ayakta kalabilir? kanalın demirbaşları aletlere makinelere devlet resmençökmüş durumda hala davaları devam ediyor. haliyle işçilerin maaşlarını ödeyemedikleri için kanalı satmak zorunda kalmış. kanalı cemaate sattı diye bık bık konuşanlara şunu söylemek isterim, kim olsa aynı şeyi yapar durmadan zarar eden bir kanalı kim elinde tutmak ister.

    kendisi eski gazeeteci yeni siyasetçi olduğu için siyaset dilini yeni yeni kaptığı anlaşılıyor, bazı sorularımıza net cevaplar alamadık. örneğin selahattin demirtaş görüşmesini inatla sormamıza rağmen tek kelime etmedi. nedenini de şöyle izah etti, ben kimsenin sözcüsü değilim. selahattin bey'i eğer mahkemeye çıkarırlarsa zaten kendisi söyleyecektir buradan sözcüsü gibi konuşmam olmaz. hak verdim ama çok da merak ettim.

    ne dediyse ne yaptıysa arkasında duran güzel yürekli bir insan, demokrasiye sonuna kadar inanıyor ay'da petrol aramıyor ama umudunu da yitirmiyor. samimiyetine teşekkür ediyoruz.
  • (bkz: #70775057)
  • espirilerle başlayan zirveydi. samimi ortamda oldu. ilk aklıma gelenler;marmariste yapılan 300 odalı yapı soruldu, vekiller bile bölgeden bilgi alamıyormuş. dolaylı yoldan tedarikçilerden alınan bilgilerle doğrulanmış. ısrarla, chp bu konuda ne yapacak diye soruldu ama kesin bir eylem için cevap alamadık. kanal zamanlarını dinledik, elektrik kesintileri olsun, müfettişlerin gelmesi dolaylı yoldan reklam almalarının engellenmesi gibi bir çok şey anlattı. tam siyasi mobing denilen olguya benziyor. off the record diyebileceğimi bir bilgi en sonunda çıtlatıldı tabii, genel bi sohbet havasında geçti. geldiği için teşekkür ederiyoruz.
  • valla, kendisi (bkz: tuncay özkan) geldi, anlattı; ana haber bülteni'ni kendisinden dinlemiş, '90'lı yıllara dönmüş gibi hissettim. ve gitti.

    işin şakası bi' tarafa...

    ekşi siyasetçiler oluşumunun bir üyesi olarak, biraz da ciddi yazarsam; kendisi birtakım detaylara girmekle birlikte, bu detaylar daha fazla olabilirdi diye düşünmedim değil.

    işin açıkçası, bunca tecrübeye, kitaba ve emeklere rağmen biraz fazla ''genel'' bir konuşma yaptığını düşünüyorum.

    fakat, ''hakikat aynası'' benzetmesi ve kocasından dayak yiyen kadının, kendi çocuğuna yaptığı işkence...

    toplumumuzun görünen kısmının, ''vitrin'' in ne kadar yanıltıcı olabileceğine dair düşündüklerimi tekrardan teyit etmedi desem, yalan olur.

    çünkü sokak, aslında muhteşem. vitrin. parlak... güzel kızlar, yakışıklı erkekler... arada birtakım ''zararlı unsurlar'' var evet ama, genel olarak tablo böyle.

    etrafta güzel kızların yahut yakışıklı erkeklerin, ne bileyim güzel bir çevrenin olması kötü bi' şey değil yanlış anlamayın. ama... ama, yüzeyin altı dayak atan koca ve bu dayakların etkisiyle çocuğuna işkence yapan (yediği dayaklar bahane olamaz, onu da söyleyeyim) kadın vb. leriyle doluyken...

    ''her şey iyiymiş'' gibi yansıtılması...

    işte bu düpedüz kötü bir şeydir. dümdüz kötüdür. berbattır.

    işte bu yüzden derinden girmeliyiz olaya. meselelere çok daha derin bakmalıyız ve herkes, herkes ama herkes, toplumun her bir bireyi, elini taşın altına koymalı.

    kendisinin buralara göz attığını biliyorum ve eğer bu yazdıklarımı okursa ve kendisine bir milletvekili olarak hitap edecek olursam, bu memleketin vatandaşı ve bir dünya insanı olarak, naçizâne, ''toplumda olup toplumdan olmamak'' düşüncesiyle, bu ikisi arasındaki ince çizgiyi gözeterek insanların hem kendi kişiliklerini toplumda koruyabileceklerini hem de topluma katkı sunabileceklerini düşündüğümü belirtmeli ve bu fikirle, bu düşünceyle pek çok meselenin kolaylıkla çözülebileceğini düşündüğümü söylemeliyim.
  • (bkz: #70788506)
hesabın var mı? giriş yap