• bir süredir üzerinde düşündüğüm sebeptir. çünkü birleşmiş milletler anlaşması gereği ülkeler birbirlerini işgal edemez. dolayısıyla biz orada kalıcı değiliz. peki o zaman daeş ile kim adına savaşıyoruz? savaşı kazanınca orayı kime teslim edeceğiz?

    a) pyd, yani pkk, yani kuzey suriye kürt federasyonu

    b) esad, yani suriye devleti

    c) öso

    şimdi biz orayı alıp kime tepsi içinde altın anahtarla devredeceğiz? bence bu grup öso olmayacak, o opsiyon bitti çünkü. ve madem devredeceğiz, niye savaşıyoruz? pkk-pyd toprak istiyorsa ya da esed toprak istiyorsa kendi niye savaşmıyor? niye onun adına biz savaşıyoruz?

    cahilliğimi bağışlayın.
  • operasyon sonlandığında muhalif kısımdaki arap/türkmen nüfusa devredilecektir.

    altın tepside sunmaktan ziyade, esas amacımız ise o kısmı pkk'nin paralelinde fikriyata sahip olan kürtçü yapılanmalardan koruyabilmek.

    sonuç itibariyle hem rusya hem abd tarafından desteklenen ypg/ypj'yi devirmek oradaki türkmen ve arap muhalif kesimin bir başına yapabileceği bir iş değil.

    barış diyerek girip güney sınırımızı koruyacak kuklamsı bir yapı oluşturuyoruz yani.
  • cerablus - azez'de ne oluyorsa el-bab'da da o olacak.
    bu arada el-bab eli kulağında.
  • kürt kantonlarını ayırmak için deniyor da hala bir çok sorun var. el bab ışid'in ve çok güneyde kalıyor. onun yerine ordu neden doğuya kürt bölgelerine yönelmiyor al"arimah, manbij gibi?

    bir yandan da son dönemde güneyden suriye ordusu elbaba yaklaştı ve tsk onların yaklaşmasını önlemek için elbab'ın güneyine set çekti. ilerde zaten bırakılacaksa neden şimdiden teslim edilmiyor.
  • akp seçmenine göre, savaş sona erdiğinde "referandum ile o bölgenin türk topraklarına katılacağı ve bunun domino etkisi yaratıp suriye'nin yarısına hakim olacağımız" şeklindedir.

    çoğunluğun akplilerden oluştuğu bir aile toplantısında bu tezi(!) ortaya atıp, hatay'ın da zamanında referandum ile türk toplantılarına katıldığı tespitiyle beni dumura uğratan fakat diğer aile fertlerinin saygısını kazanan enişte bey'e "hatay bağımsız bir devlet idi, el-bab bağımsız mı amk çocuğu" şeklinde tepki göstermem üzerine linç edilerek aforoz edildim.

    benden size tavsiye; akraba, eş, dost, arkadaş ortamında siyaset tartışmayın.
  • çok geç ve çok zayıf bir girişim olduğundan el-bab operasyonu'nun sebebini bilemiyorum.

    ancak olması gereken müdahale aşağıdaki gibiydi:

    türkiye'ye ilk roket mermisi düştüğünde, türk silahlı kuvvetleri, suriye'ye, hava-kara muharebe doktrini çerçevesinde düzenli piyade ordusu ile müdahale etmeliydi.

    ışid, öso, esad güçleri, ypg vs ayrım gözetmeden tsk bölgeyi tamamen boşaltmalıydı. sivil yerleşimlere de cizre'de, sur'da ne yaptıysak o yapılmalıydı.

    türkiye suriye'yi ancak esad'ın gitmesi ve ışid'in tamanen yenilmesi şartı ile terk etmeliydi.

    suriye'de bir güvenli bölge oluşturulmalı, mülteciler bu güvenli bölgede tutulmalıydı. türkiye'deki mülteciler de bu güvenli bölgeye taşınmalıydı.

    not: bm senedinde işgal edilemez yazıyor. ancak türkiye bu kuralı bozan ülkelerden biridir. kktc fiilen bir türkiye cumhuriyeti arazisidir. üstelik bunun için türkiye'ye hiçbir açık yaptırım uygulanmamaktadır.
  • muhalifler için olmadığı kesindir çünkü rusya'nın izniyle ordayız. ne diyorlarsa uygulamak zorundayız. uygulamazsak ne olacağını fiilen gösteriyorlar çünkü

    (bkz: 9 şubat 2017 rus uçaklarının türk askerini vurması)

    edit: zaten halep'in esed'in eline geçmesi bizim fırat kalkanı operasyonuna başlamamızdan sonra çok kolay olmuştu farkındaysanız. kasıtlı olmadan esed için çalışıyoruz, çalıştırılıyoruz.
  • diğerlerine açıklık getirilmiş ben de el-bab ile ilgili fikrimi belirteyim.

    el-bab'ı bizim almamamız durumunda pkk/pyd ele geçirip oradan da oluşturulmak istenen koridoru tamamlayabilirdi.

    burada önemli olan enerji kaynaklarının tek bir kukla devlet üzerinden akdeniz'e taşınıp oradan başta abd olmak üzere dünya'ya dağıtılması, el-bab'ı alarak bunu engelledik.

    zaten livuamap'ten baktığınızda pkk/pyd bölgelerinin de el-bab'a doğru genişlemeye çalıştıklarını görebilirsiniz.
  • sınır güvenliği adı altında enerji güvenliğini arttırmak ve pipelinelar üzerinde hakimiyet kurmak amacıyladır. ki bütün şiddetli çatışmaların yaşandığı konumlar doğu akdeniz'den geçecek pipelineların bulunduğu yerler. menbiç'ten bu kadar ısrarla bahsedilmesinin de nedeni bu, türkiye kamuoyuna bu harekatı sınır güvenliği adı altında söylese de petrol hatlarına direkt ulaşım için yapıyor.
  • öncelikle bu savaşı kesinlikle desteklemediğimi önceden belirteyim. bu müdahelenin sebebi pyd'nin kantonları birleştirmesini engellemek. kısmen başarıya da ulaşıldı. ancak sıkıntı tsk bu topraklardan çekildiği anda orada kalan militanlara ister öso de ister arap/türkmen yerliler de ne dersen de, geri kalan diğer unsurlar tarafından kısa sürede harcanacaktır. elbette ilk saldıran pyd olacak, ardından ışid o da olmadı saa (yani esad) orayı güle oynaya fethedecektir.

    bu gerçek gözönüne alındığında planın baştan beri oraları taşıma suyla çalışan öso'ya değil, suriye rejimine devredeceğimiz olduğunu rahatça görebilirsiniz. lakin tsk'nın cerablus'a girişini amerika'nın telaşla karşılaması rusya'nın ise daha cool karşılaması bundandır. baştan beri plan öso'yu piyon olarak kullanarak esad'ın güçlendirilmesi pahasına kürtlere kanton birleştirtmemektir.

    ha birleştirtmeyecen de ne olacak? tüh birleşemedik o zaman ne federasyon ne bağımsızlık vazgeçiyoruz mu diyecekler? tabii ki hayır. boşa o kadar insanımızı ölüyor. pkk terörü ne pyd ile arttı ne de pyd parçalanmış kantonlara mahkum olunca azalacak. eskiden ıraktan falan geliyorlardı da artık terör içeride. pkk'nın terör eylemlerini yapan tak türkiye sınırlarının içinde zaten.

    ha deselerdi ki bizim amacımız ışid'i sınırımızdan kovmak, sürekli kilis'e roket yağdırmalarını engellemek amenna. onu yap kontrolü sağla sonra geri çekil. ama yok şimdi bakıyorum cerablus, al-bab yetmedi, manbij, rakka diyorlar, hayatlarında suriye haritası görmemiş olanlar da alkışlıyor.
hesabın var mı? giriş yap