• futbolu seven herkesin okuması gereken kitap. kitap o kadar güçlü bir kalemden çıkmış ki su gibi akıp gidiyor. benim en beğendiğim kısımlar ise stadyum, san fillipo'nun golü, lev yaşin ve pele kısımlarıydı. ayrıca abd'ye verilen çok sağlam bir ayarda bulunmaktadır.

    --- spoiler ---

    "miami'den gelen güvenilir haberlere göre fidel castro'nun devrilmesi an meselesiydi"

    --- spoiler ---
  • eduardo galeano'yu ilk kez bu kitapla tanıdım. futbola karşı en ufak bir ilgisi olmayan, sicim teorisini ofsayttan daha çabuk anlamış olan ben, bu kitabı, içimde bir meksika dalgası, bayıla bayıla okumuştum.

    --- tadımlık---

    anaya saygı

    altmışlı yılların sonlarına doğru, şair jorge enrique adoum uzun süre yurtdışında kaldıktan sonra ekvador’a döndü. vatana ayak basar basmaz ilk işi quito şehrinin vazgeçilmez geleneğine uymak oldu: aucas takımının maçını seyretmek için ayağının tozuyla stadın yolunu tuttu. çok önemli bir karşılaşma olacaktı, bu yüzden tribünlerde iğne atılsa yere düşmezdi.

    maç başlamadan önce, hakemin bir gün önce ölen annesi için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak üzere tüm seyirciler ayağa kalktılar. saygı duruşunun hemen ardından yöneticilerden biri mikrofona gelerek, en zor durumlarda bile görev yapmaktan çekinmeyen, sporcuya yakışır bir davranış örneği gösteren hakemi övücü bir konuşma yaptı. sahanın ortasında başı eğik duran kara gömlekli ve şortlu adamı halk sessizce alkışladı.

    adoum gördüğü manzara karşısında neredeyse küçükdilini yutacaktı, gözlerine inanamıyordu, bir kolunu çimdikledi. acaba yanlış ülkeye mi gelmişti? her şey böylesine değişmiş olabilir miydi? eskiden seyirciler ayağa, yalnızca hakeme “ibne!” demek için kalkarlardı.

    sonunda maç başladı. on beş dakika sonra aucas bir gol atınca stattaki tüm seyirciler bir anda ayağa kalktılar. fakat top çizginin dışında çevrildi gerekçesiyle hakem golü geçersiz saydı. işte o zaman kıyamet koptu, az önce hakemin merhum annesi için saygı duruşunda bulunan seyirciler kadıncağızın artık hayatta olmadığını unutmayarak kükremeye başladılar:
    “öksüz ibne!”

    --- tadımlık---

    (bkz: gölgede ve güneşte futbol)
  • dünya kupalarını anlattığı bölümlerde o yıl dünya gündemini meşgul eden siyasi olaylar ve sanat ile ilgili gelişmeleri sade bir şekilde kısaca özetlemesi bu üç öğenin birbirini ne kadar etkilediğini kavramamızı sağlıyor galeano. ayrıca her seferinde siyasi gelişmelerin arasına "miami'den gelen güvenilir haberlere göre fidel castronun devrilmesi an meselesiydi" cümlesini nakarat gibi eklemesi de düşündürüyor.
  • eduardo galeano'nun futbol uzerine denemelerini topladigi kitabi. tum uruguayli'lar gibi o da futbolcu olmak istemis ama anca iyi bir futbol dilencisi olabilmistir. elinde sapkasi, dunyanin dort bir yanini gezdigi ve stadyumlarda soyle yalvardigi soylenir "tanri rizasi icin, guzel bir mac lutfen!".
  • emperyalizm- sömürge ülkeler- futbol ilişkisini, abartmadan, futbolun bir eğlence, bir spor unsuru olduğunu unutmadan usta bir kalemden çıkmış muhteşem bir kronolojik çalışma.
  • kitabın yeni baskısına 1998 ve 2002 dünya kupaları da eklenmiş. yine can yayınları. 312 sayfa.
    her yaş futbol tutkunlarına ama özellikle 7-13 yaş arası çocuklara güzel bir hediye olur. benim de aldığım en güzel hediyelerimden biriydi, hey gidi hey.
    halit kıvanç'ın dünya kupalarını anlattığı bu kitabın tadında bir çalışması vardı bir de.
  • öyle bir kitap ki.. futbol kirlendiği kadar anlatanlar da kirlendi işte. artık şövalyelerin olmadığının farkındayım ama masal anlatan ozanları da yok bu oyunun. işte eduardo galeano son kalanlardan belki de.

    çamurlu sahalardan günümüze nasıl geldiğini çok güzel anlatıyor bu oyunun eduardo, iyi ki de anlatıyor.
  • futbolu sevmek için neden arayanların bir an önce okuması gereken klasik bir kitap. eser, futbol denen muhteşem oyunun ne menem bir şey olduğunu çok güzel anlatıyor. hüznün, heyecanın ve umudun her sayfasına bu kadar sindiği başka bir kitap var mıdır acaba?
  • futbol asla sadece futbol degildir gibi bir futbol kitabi...
  • abartıldığı kadar iyi bir futbol kitabı değildir. yarısında bırakanlar kervanına ben de katılmışımdır. bir kitabı okuduğunuzda ya da bir filmi izlediğinizde özgün bir his kalmalı geriye. "öz" yani "sade" bilgiler de vermişse o eser, gayet başarılı olduğuna yorulur. detaylar bu kitabı boğmuş, ana amacından saptırmıştır. "his" olarak da benim gibi futbol düşkününde bile çok şey uyandırmamıştır. endüstriyel futbolun nimetlerinden yararlanıp yine ona sövmek gibi bir tezatlığa düşmüştür aynı zamanda. bunu çokça yapanlar var. bunlar yazarın müridleri. bunlar kraladan çok... pardon, yazardan çok yazarcı. sevemedim.
hesabın var mı? giriş yap