• bir ayrılık şarkısıdır..

    "ne bir ses, ne de haber gelmiyor artık senden....
    öylece kalakaldım da deli hasretinle ben...

    bir yabancı selamın ile hüzünlere daldım
    "kendi ellerimle ben beni kederlere saldım"....

    sonunda bir oyuncak kara sevda aldım senden;
    yani değişmedim hala, öyle biraz çocuk kaldım....

    yok öyle el gibi durma gül biraz;
    sana gülmeler yaraşır...

    yok öyle güz gibi soguk olma;
    güz ayrılık taşır..."

    (sessizliğinden mutsuzum.. kendini çekişinden, ve iç çekmekten... sensizlikten muzdarip olduğuma hayıflanırken ve bunun için uğraşırken karşıma çıkan, elime geçen şeyin sessizliğin olacağını bilemezdim... ama üşüyorum, mevsim gereğidir belki de; bilemiyorum... ama üşüyorum ve özlüyorum...)
  • ne ne bağlacının hatalı kullanılmasının en güzel örneklerinden birisi olan şarkı:
    "ne bir ses ne de haber gelmiyor artık senden" olur mu hiç?
    "ne bir ses ne de haber geliyor artık senden" olacak doğrusu...
  • kendi elleriyle kendisini hüzünlere salanların şarkısıdır.
  • zamanında çok yakın olduklarıyla artık "el gibi" olmayı kabullenemeyenlerin şarkısıdır.
  • sezen aksu 88'deki şarkılar bir bütündür bölünemez. ardı ardına dinlenir, öyle alınıp coverı mavırı hiç yapılamaz. zuhal olcay, yavuz bingöl filan söylemesin gıcık oluyorum. sezen şarkısıdır o.
  • birlikte yaratılan oyunların unutulması;

    birlikte uydurulan masalların başka kulaklara fısıldanması,

    kokuların tenlerden kaybolması,

    ve daha pek çok şeyin silik silik hatırda kalması
    tanıdık göslere yabancı bakışların taşınması

    tüm bunların birleşip hissettirdiğidir,,,

    artık
    ayrılık

    el gibi.
  • yok hükmünde olmakla eşdeğerdir el gibi olmak... bir zamanlar tüm aidiyet kalıpları çekinilmeden kullanılan kişiyle araya ses, zaman, duygu, haber yani salt insana ait olan hiçbir şey geçirmez duvarlar örmektir. daha dün gibi biz olanların bizliğe dair tek ortak eylemlerinin bu duvara bir tuğla daha koymasıdır belki de...

    soğuk, buz gibi, yabancı gibi, hiç olmamış gibi, şu köşede hiç oturmamış gibi, başını dizlerime bırakmamışsın gibi, omzuna yattığımda hiçbir şey hissetmemişim gibi, orada öyle oturmamıza engel bir milyar sebebin hepsini başımızdan savıp birbirimizin olmamışız gibi, huzura susmaya sabretmemişiz gibi, seni bana getiren yolların her karesini ezberlememişim gibi, yanında bütün korkulardan gardlardan uzak uyumamışım gibi, yarım kalanlar tamamlanmış gibi, uykusuz geceler, uykulu günler geçmemiş gibi, hiç gülmemiş, hiç sevmemiş, hiç ağlamamış, hiç yaşanmamış gibi, yüzlerce kez lanet etmemiş gibi, öfkeden deliye dönmemiş gibi, yok gibi, hayal gibi, silik bir fotoğraf gibi, can acımamış gibi, en kötüsü "o adam" "o kadın" değilmiş gibi, el gibi...
  • yaşı belli bir sınırı geçmiş herkesin kendisine dair bir şeyler bulduğu gıcık şarkı.. zuhal olcay yorumlamazdan önce kaset doldurmak zamanlarımızda kasetlerde*** mutlaka yer alırdı.. hala girişi ile tüyleri isyan edip ayağa kaldıran şarkılardan biri (ve öyle kalcak gibi)..

    sanırsam herkesin el gibi kaldığı gıcık biri var olsa gerek..

    (bkz: playlistin derinliklerinden gelen şarkılar)
  • sezen aksu 88'de bulunan müthiş bi sezen şarkısı.en güzellerinden biri...
  • sezen aksunun muhteşemliğinin kanıtlarından biri.. zamanında sevgiliniz yanınızdayken ona bakarak söylemişseniz, o sevgili gittikten, size olan sevgisi bittikten sonra uzun süre dinleyemez, söyleyemezsiniz. ne bir ses ne de haber geliyordur artık ondan. bir gün anlamsız ve apansız karşılaşırsınız. yok öyle el gibi durma gül biraz sana gülmeler yaraşır demek gelir içinizden.. sadece "merhaba" der, yolunuza devam edersiniz..
hesabın var mı? giriş yap