• divan heyeti'nin padi$ah kar$isinda boyun egmek ifadesi olarak takindiklari duru$tan esinlenen ve gunumuze kadar gelen deyim.
  • "i" uzun okunur.
  • eller birbirine kenetlenmiş ("el pençe" sözü buradan geliyor), karın bölgesi üzerinde durur boyun da büküktür. (kamet'e benzer)

    divan ise, durdukları yerin adıdır. deyimde divan sözü "padişah ve vezirlerin**** önü" anlamında kullanılır. köleler ve padişahın emrine amade diğer kişiler padişah ve vezirler önünde bu pozisyonda durur. (eminim bu pozisyonda soytarıdan parmak yiyen çok kişi olmuştur. yani... komik olurdu. di mi ?)

    ayrıca (bkz: divan heyeti) ve benzediği için (bkz: kamet)
  • (bkz: serseri)
    (bkz: mor ve otesi)
  • (bkz: payende)
  • tam olarak şu haberde fotoğrafa yüzü dönük kişi tarafından tatbik edilmiş...
  • bir örneği şuradan görülebilir.
  • bir murat özel şiiridir : peygamberimizin fitne zamanında "öyleyse yaylarınızı kırın, kirişlerinizi parçalayın, kılıçlarınızı taşa vurun." hadisine de işaret eder. kırık kılıç imgesini bayraklaştırmış bir şiirdir adeta.

    el pençe divanı
    "bunca ok uçurdun da şu nefsine değmedi
    değmedi nezaket, ihtimam ve hatta yara
    usturalar biledin, makul şeyler söyledin
    semtine uğramadın sen onun; ebu derda

    ummana daldın da dilinde sası bir tat
    direklere bağlandın, adın lübabe değil
    gömleklerin jilet gibi, kalbin ise kat be kat
    bunca kılıç üşürdün hiçbir putu eğmedi

    değmedi, eğmedi, işitmedi, görmedi
    ol! dediler olmadın, on! dediler onmadın
    uçan ok elbette konar, konan elbette göçer
    bu dünyanın sırrını hiçbir kulu bilmedi

    artık ne bir savaşçısın, ne atın var ne gürzün
    uzunca bir kırık kılıçtır artık hüzün
    o denizler, o kuşlar, dağladığın yaralar
    bunca kancıklığın hiçbirine değmedi”
hesabın var mı? giriş yap