• victor erice'nin şiir gibi filmi.
    arı kovanının ruhu ve bu film, ve hatta belki carlos saura'nın besle kargayı* filmi, kardeştir, üstelik kan kardeşi. seyredin, seyrettirin.
    http://sarikent.blogspot.com/…isler-ardnda-bir.html
  • sinema tarihine geçmiş enfes bir sahnesi vardır.

    baba ve kız yan taraftaki büyük salonda yapılan bir düğünün kafesinde başbaşa sohbet ederler. derinden müziği duyarız ve yıllarca birbirlerine söyleyemediklerini inanılmaz bir naiflikle anlatmalarına tanık oluruz.

    öylesine müthiş bir sahnedir işte.

    aha bu da sahne...
  • victor erice'in yine bir çocuğun gözünden olayları yansıttığı mükemmele yakın bir film. hayatının manası babası olan bir kız, babasının hayatında bir mana olmadığını gördüğünde ne yapar? bununla nasıl başa çıkar?

    - ayrıca, film görsel olarak inanılmaz güzel.
  • mısır'ın yeni seslerinden yusra el havari'nin (youssra el hawary) duvarların yükselişini görüp yazdığı parça, yani el sur, sur duvar anlamına geliyor. akordeon kullanıyor, alternatif müzik denebilir özet olarak.
    youtube'dan el sur (duvar)
  • bfi 'da almodovar'in koleksiyonunda bulunan film diye gosterildiginden gidip gordugum film.
    sahne, dekor, ısik, oyunculuk son derece basarili olmakla beraber senaryo ve akicilik vasat.

    bu filmde ciddi anlamda almodovar'i gorebiliyoruz. film icinde film temasi, ana karakterin dis ses ile gelecekten konusmasi, karakterler arasi uyum vs.

    ---spoiler---

    ne es ne sevgili, ne baba ne kendi olabilmis karin agrisi bi herifin kizinin gozunden anlatilmasi.
    herif 1983 model issiz adam. oldugu her sahnede gerim gerim gerildim. herif doktor degil de cati katinda isemeli sicmali ayinler yapan bir psiko sanki.
    kisaca herif pisligin biri cikti riza baba ama eminim ki ozunde iyi biriydi.

    kizin anasinin balkondan bagirdigi her sahnede sesini ziktigimin karisi diye donmeyen kocasini ve saklandigi yerden cikmayan kizini biraz olsun anladim. ayrica kadinin butun gun ve gece kayip olan kizini buldugunda siritmasi olmamis. normal sartlar altinda (nsa) bu hanimefendi o cocugu o yatagin altindan cekip guzel bi dayak atardi. birak bu elit ispanyol ayaklarini. yemedik yani.

    seville'den gelen adile nasit ve babane filme biraz olsun soluk kattilarsa da fazla takilmayarak iyi ettiler, tadinda biraktilar.

    evin hizmetcisi 1960 model turk tipi akademisyen olarak hafizalardaki eslesmeyi yapti. actigi hamur kizartmasina ozendirerek yok oldu gitti.

    ırene rose sozlukteki eski sevgili basligi altinda yazilagelen bir cok seyi dolduran bir kadin olarak mektuplarda kaldi, gizemini korudu.

    kucuk kiz 10 numara bir oyunculuk sergileyerek yasadigi stresi cok guzel aktardi. mutsuz anne ve babanin cocugu olmak neymis hatirlatti.

    kucuk kizin buyumus halinin donuk ve olgun olmasi sasirtmadi, gerektigi gibiydi.

    babasiyla son konusmasi sahnesinde carpici bir diyalog gerceklesmedi. (filmin butununde oldugu gibi)
    masada yenilenen konyak guzeldi.
    kiz vazodaki kirmizi gulu kokladiginda ırene rose'un siyah beyaz filmindeki asiginin silahi cekmeden onceki gulu koklamasi ve eline alip oynamasi arasinda bir paralellik vardi ama baglanti yoktu. gul metaforu bosta kaldi. ıstedim ki o gulu baba koklayip kizina versin. olmadi.

    kasaba fotografcisinin vitrini ve duvardaki seni seviyom ben ya grafitisi guzel ayrintilardi.

    tum film 45 dakikaya sigdirilip ikinci 45 dakikada kizin guneydeki maceralari anlatilabilirdi. bu haliyle akmayan, geveleyen bir film olarak kaldi.

    ---spoiler---
  • victor ericein adelaida garcia morales romanından uyarladığı 1983 yapımı filmi.. doğal ışık, kasvetli bir atmosfer, karanlık ve etkileyici görüntüler.. az ama sağlam diyaloglar.. sinemaya sorular soran usta işi bir film..
  • (bkz: sur)
  • “eninde sonunda herkes gibi büyüdüm. yalnız olmaya alıştım ve mutluluk hakkında fazla düşünmemeye çalıştım.”

    mutlulukla hakkında az düşünmek lazım.

    (bkz: victor erice)
  • puslu sokaklar, doğal oyunculuklar, franco döneminin muazzam sokakları... ne izledim ben böyle? tekrar izlemeliyim.
  • el sur (1983)

    7,5 / 10

    arı kovanı'nın ruhu'ndan sonra izlediğim 2. victor erice filmi oldu. el sur, çocukluğunu babasının gizemli hayatını çözmeye adamış küçük bir kız çocuğu olan estrella ile babasının arasındaki ilişkinin anlatıldığı, dingin ve sakin bir drama. bu arada dış ses çok başarılı kullanılmış, takdir ettim. onun dışında estrella'nın evde saklandığı sahne ve babasının sessizliğe karşı sessizlikle tepki verdiği sahne, sanırım filmin en güzel sahnesiydi. onun dışında filmin biraz daha vurucu ve dramatik olmasını bekledim. son sahnede estrella ve babasının arasındaki diyaloglar yine başarılıydı ama o beklediğim etkileyicilik gelmedi. arı kovanı'nın ruhu'nda olduğu gibi, yine çocuk karakterin ön plana çıktığı, bir baba kız ilişkisini anlatan dingin ve başarılı bir drama el sur.
hesabın var mı? giriş yap