el yazması

• matbaa icat olmadan onceki devirlerde elle yazilan ,gunumuze kadar sag kalmayi basaranlara ozel saygi ve sevgi beslenen kitaplara kisaca el yazmasi denir...
  elle yazilmis anlamini tasidigi sanilmaktadir..
• (bkz: kına)
• typo ihtimali en az olan yazma biçimidir.. ^*
• kebikec yazılırmış üzerine elciye zeval olmaz diye.
• (bkz: minyatur sahaf)
• (bkz: manuskri)
• en sağlıklı kitap. hatta bana soracak olursanız en güzeli evde kendi kitabını kendin yazmak. sonuçta dışarıda içine ne koyuyorlar belli değil. inanmazsınız geçen bir kitap okudum içinden böcek çıktı yaa. kafka'mı ne öyle bişey. ıyyk.
• çoğu el yazması, matba öncesinde yazım faaliyetleri dini kesimin tekelinde olduğundan, dini yazılardır. kuran sayfaları, dualar veya incil kopyaları dışında el yazması bulmakta zorlanırsınız. bireysel olarak ise, dini olmayan eserler^***'in daha nadir ve ilginç bir biçimde daha az talep edilen eserler olmasından dolayı, ilgimi çeken eserlerdir. koleksiyonumu oluşturmaya çabaladığım eserlerdir.
• liber novus'un dipnotlarından öğreniyorum;
  orta çağ'da el yazmaları sayfalara göre değil folyolara göre numaralandırılırdı. folyonun ön yüzü recto (açık kitabın sağ yanı), arka yüzü verso (açık kitabın sol yanı) olarak anılırdı. jung da liber primus'ta bu uygulamayı benimsemiş, ancak liber secundus'ta çağdaş uygulamaya geçmiş.
  
  "yazmamış olsaydım sağaltılamaz bir alkol bağımlısı olurdum. artık hiç yazamama durumu içinde yitip gitmek rahatlamaktır... (...) "el yazmalarımı yırttım, her şeyi attım." ben buna inanmam. bu, yazılmış olanın başkaları için bir varlık taşımadığını ya da o yazılanın bir kitap olmadığını gösterir." marguerite duras - ecrire
  
  (bkz: voynich elyazması)
• osmanlıca bir çok yazma eserde karşımıza çıkan beddua:
  
  bu kitâbın kâğıdın her kim nişân için büker
  dest-i cehl ile çekip hançer ben[im] kanım döker