• burası türkiye.
    türk vatandaşlarının çadırlarda kaldığı ve donarak ölmemek için elbiselerini yaktığı ülke.
    yıl 2020.
    kaynak

    suriyelilere 35 milyar dolar harcama yapıldığını övünerek söyleyen sayın devlet büyüklerimiz(!) türk vatandaşları için dilencilik yapmaktadır.

    kimisi canlı yayınlara* çıkarak bağış toplamakta, kimisi sms* ile yardım talep etmekte.
    bu vatandaşlar, vergisini verdiği ve vatandaşı olduğu ülkeden "vergisini verdiği" yani parasını zaten verdiği bir yardımdan faydalanamamaktadır.
    parasını vermemiş olsa dahi vatandaşlarımızın ve suriyelilerin arasındaki farkı görebiliyor musunuz?

    insanlar çadırlarda soğukla ölüm-kalım savaşı veriyor.

    ekranlarda boy gösterip bu yüce devleti dilendireceğinize kaçak sarayın bir günde ne kadar para harcadığına "sayıştay" raporlarıyla birlikte bakalım.
    işte bunu sayın devletimiz "bir günde" bir kişinin keyfi için harcamaktadır.

    benim şu düzen siyasetinde herhangi bir partiyle münasebetim yoktur ama bu adamlar gözümüzün içine baka baka fetö'yü chp'ye itelemeye çalışan adamlardır. korkulur bunlardan.
    dün hoca dediklerini hain ilân eder.

    "dün" demişken erbakan hocaları hakkında da pek hoş imalarda bulunmamıştı erdoğan.
    mesela erbakan'a "sen bir taraftan sandalyeyle dolaşacaksın, bir taraftan çeşitli hastane raporları, şunlar, bunlar, filan, falan çıkarıp göndereceksin, ondan sonra da bu siyasi mücadelenin içerisinde bir şeyler toplayabilir miyim, bir prim yapabilir miyim, bunun gayreti içerisine gireceksin." demiştir.

    şimdiki ortağına ise "sayın bahçeli'yi dinlediğimde "bu siyasetçi mi yoksa başka görevi mi var?" diyorum." demiş ve bahçeli'yi alenen casusluk veya siyaset dışı bir görevle anmıştır. şimdi de ortaktır...

    durun bunların kaynağını da vereyim. ah evet erdoğan bunları "samanyolu tv'de" söylemişti. hani şu fetullah gülen teröristinin televizyonu.

    allah'tan korkmaz kuldan utanmazlar kendi vatandaşlarını hâlâ çadırlarda barındırıyor ama camii* yapmakla övünmekten de pek geri kalmıyor.

    peygamberi çoban olan mütevazı bir dinin fertleri saraylarda kalmaya pek meraklı anlaşılan.

    yiyin efendiler yiyin, bugünkü gündemimiz soğuktan ölecek olan aileler yerine işbankasının hisselerinin devlete aktarılması...
    "yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
    doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!"
  • 20 mart 2019 tarihinde denizli acıpayamda meydana gelen 5.5. büyüklüğündeki depremin ardından oluşan onlarca köy evi ve hasarlı bina sonrası insanlar çadırlarda yaşamaya başlamıştır. bugün 13 şubat 2020, hala acıpayam ilçesindeki köylerde çadırlarda yaşayan insanlar bulunmaktadır. siz ne anlatıyorsunuz?
  • 100 binanın yıkılmadığı elazığ'da durum buysa...
  • elazığ'da evimizi kaybettik ve evimizden bir kaç parça eşya çıkarmaya çalışırken gözümüzün önünde eşyalarımızı çalmaya çalışanlar ve mağduriyetimizden faydalananlar oldu. heybetli yaşlı babam karşılarında sadece ağlayabildi. insanlara değil insanlığa olan inancımı yıktılar.
  • toplanan paralar nerede acaba diye sorgulayacaktım ki vazgeçtim toplanan paraların nerede olduğunu bilmeyen ya maldır ya da onun cebindedir.
  • 21. yüzyıldan 22. yüzyıla geçeceğiz, hala alabildiğimiz tek önlem bez çadırlar.

    prefabrik konutlar, konteynır kentler ne yazık ki #elazığlı insanlarımıza layık görülmedi.

    millet normal evinde ısınamıyor bu soğukta, onlar bez çadırda ne haldeler kim bilir...
  • devlet elazıgdaki depremzedeleri hala çadırda tutup barınma sorununu çözemediyse, doğru düzgün erzak dağıtımını beceremediyse ki tüm türkiyeden tırlar dolusu erzak gitti! istanbul depreminde ayvayı yedik diyebiliriz.
  • elalem üç günde sıfırdan hastane yapıyor. biz daha ısınma sorununa çözüm bulamıyoruz.
  • dernek vakıf vs işleriyle gönüllü uğraşan biri olarak yazıyorum asla devlet kurumlarına bağış yapılması taraftarı değilim. devletin sıfırlarını sayamayacağımız miktarda bütçesi var sonuçta.zaten bu kurumlarda personellerin aldığı maaş miktarları çok fazla çünkü bir sürü zart zurt müdürleri var. kusura bakmasınlar da ben bir çalışanın maaşını ödeyecek kadar zengin değilim. eminim yüz trilyona yakın yardım toplandı deprem sonrası için, toplanan paralarla şimdiye kadar prefabrik evler yapılır ve çadırda kalanlar yerleştirilirdi. ama agzına s.çtığımın medyası (bir kaç kuruluş hariç) orada yaşanan eksiklikleri göstermeyeceği için şimdilik herkes oranın güllük gülistanlık olduğunu düşünüyordur, kimse de ulan o kadar bağış yapıldı nerede bu paralar diye sormaz.

    "her ulus hakkettiği liderle yönetilir" diye bir yazı okumuştum. çok doğru, fazla söze gerek yok.
  • ne oldu hani acun falan o kadar yardım toplamıştı, toplanan paralarla, verilen deprem vergileriyle elazığ baştan yapılırdı.

    sanırım acun'un yaptığı yardımlar da, ensar vakfına falan mı bağışlandı acaba. ne oldu o kadar geceler düzenlendi, paralar toplandı hani karşılığı bez çadırlar mıydı ? valla kimse kusura bakmasın ama şu sözlükten bile para toplasan o kadar çadır alınır konulurdu. bu muydu yardım dediğiniz ?

    3 hafta olmuş 100 tane prefabrik yollamak bu kadar zor muydu ? götürüp tık tık prefabrikler yerleştirilecekti en azından şu günlerini atlatılsın değil mi ?

    bu deprem cumhurbaşkanını veya o sevgili vekilleri vurmuş olsaydı onlar aynı durumda kalsalardı 1 hafta sonra lüks villalarda yaşıyorlardı.

    fakat en ufak bir depremde sokakta yatan insanlara barınacak yer sağlamaktan aciz bir devlet var.

    gerçi pardon enkaz altındayken bana başörtümü verin diyen kadının imanıyla korunuyordunuz dimi. korunun hadi.
hesabın var mı? giriş yap