• (bkz: konuşurken elini cebinden çıkart diyen doktor) başlığında ki binlerce arkadaşın takıldığı noktayı bi halledelim. buyrun emir kipi falan yok, rica var. o el o cepten çıkmadan ya da o şahıs odadan çıkmadan kılımı kıpırdatmam. buyur şikayet et, umrumda değil. nasıl olsa acile gelen gereksiz hastalardan birisiniz, acil müdahale gerekli görmedim derim konu kapanır. poliklinikte mi? hastanın doktor seçme hakkı kadar, doktorun da hasta seçme hakkı var, o kişiye bakmamayı tercih ettim, bitti.

    kafayı gömermiş. oldu paşam hıhı. bizim elimiz armut toplamıyor, kolunu kırar eline veririm, bir de üstüne beyaz kod davası yer oturursun.

    bunun konumumla, kendimi üstün görmemle alakası yok. bunu idrak edemeyecek, yazılanı okuyamayacak ya da okuduğunu anlayamayacak kadar mal olanlar şu sözlükten çıksın gitsin. ben bir bakkalla, kasiyerle, manavla, kasapla, çöpçüyle, mühendisle, valiyle, savcıyla vs her neyse konuşurken saygısızlık etmiyorum. ulan hatta inanmazsınız sizin çocuğum çekil ayağımın altından dediğiniz 5-6 yaşındaki geleceğin büyük adamlarıyla konuşurken bile elimi cebime atmıyorum, sakız çiğnemiyorum, saygı gösteriyorum, onlar da bir birey. kimisine beyfendi/hanımefendi diyorum, kimisine kardeş kimisine başkan diyorum, kimisine amca/teyze diyorum ama saygısızlık etmiyorum, elim cebimde konuşmuyorum. klavye arkasına sığınıp kafayı gömerim demiyorum. o kafayı ananın amına sokarlar evlat, çıktığın yerde bulursun kendini bir anda. aklıma esip emir kipiyle de söylemişimdir, aklıma esip kibarca da söylemişimdir, bazen de hiç söylemeyip sadece cebine gözümü dikmişimdir, o el her zaman çıktı, çıkacak da.

    herkes tutturmuş kendinizi benden üstün göremezsiniz cart curt diye. zihniyet bu olduğu için o el o cepten çıkacak, ben senden üstünüm demiyorum ama sen kendini benden üstün görüp geçip karşımda elin cebinde konuşuyorsun. kendini benden üstün gördüğün için o el cebe giriyor, o yüzden çıkacak, hiç kusura bakma. benden üstün de olabilirsin statü olarak ama ya saygı göstereceksin ya da ben hastayı reddedeceğim.

    not: bilmem hangi ülkeden gelen bizim buralarda ele, cebe, sakıza takılmıyorlar cahil misiniz ne siniz diyen arkadaşlara da peşinen söyleyeyim; burası türkiye, burada takılıyoruz biz aslanım, sen daha tam oralı olamamışsın, gözün hala burda, siktir git. bunun saygıyla ne alakası var hasta mısınız falan diyorlar, nasıl yok yaa? mesela burada bir arkadaşına gidip "karın çok güzel binali" diyemezsin, pompalıyı götünden sokar ağzından çıkarırlar. burada elin cebinde gezmen saygısızlıktır, orada da bahşiş vermemek saygısızlıktır duyduğumuz kadarıyla. bunun saygıyla ne alakası var diyor muyum ben sana? oranın kültürü öyle, buranın kültürü böyle.

    not 2: seni şikayet edecem, meslekten attıracam mesajları atacak andavallar için söyleyim; o işler öyle kolay değil, siz de sikimde değilsiniz, haydi başka kapıya.
  • aboo...memleketteki manyaklık doktor, şoför, akademisyen ayırt etmiyor, her yere sirayet etmiş. iyi ki eğitimin sağlığın kamu dışında da alternatifleri var da normal kafalarda insanlarla muhatap olabiliyoruz. imkanı olmayıp da el mahkum devletten bu hizmetleri almak zorunda olanlara da sabırlar diliyorum. günde 200 tane hasta bakmaktan kafayı sıyırmış muhtemelen arkadaş, ona da kızamıyorum.

    ne kadar az kişiyle hayatımızı idame ettirebilirsek o kadar iyi şu ortamda, tüh tüh tüh...
  • ben de aynı sistemi şantiyemde uyguluyorum. 6 sene okul okumuşum hala da okuyorum. o işçi yanıma geldiğinde bırak eli cebinde dolaşmayı elinde sigara bile tutahahahaha. neyse sonra ciddiye falan alıyorsunuz. isterse yanımda nargile içsin ama işini yapsın. insanları hakir görmeyin lan.
  • ben doktorum demek için bu kadar uzun entry girmene gerek yoktu.
    ha şunu da belirteyim ki tanrının bile verdiği emirlere asilik eden bir adam olarak; hipokratı ayrı, benimle emir kipiyle konuşacak doktoru ayrı sikerim.

    şunu çok açık dile getireyim.
    hangi mesleği icra ederseniz edin.
    karşınızdaki insana kibar davranmayı ve konuşmayı öğreneceksiniz.
    ne siz ne de karşınızdaki insan sizden üstün değiller. bunu kabul edeceksiniz.
    aksi takdirde kafanızda iki adet soru oluşması kaçınılmazdır.
  • (bkz: aşağılık kompleksi)

    oldu olacak hazır olda selam verip karşında el pençe dursun. yok yok bir edit daha hatta tören düzenlesinler ya hasta kabulü sırasında. protokol filan oluşturun onun önünden geçerken uygun adım yürüsün. sonra odana çelenk bırakıp müsaitseniz muayene olsun. müsaitseniz tabii yoksa zorunlu değilsiniz. ne de olda gönüllü yapıyorsunuz bu işi devletten filan para almıyorsunuz. uyuz olduğunuza acil müdahaleye gerek yoktu der geçersiniz nasılsa. biraz daha etik babacım.
  • cepteki elin tedavi ile ilgisi yoksa kendini karşındakinden üstün gören dallama doktor. hipokrat yemini ettiğini unutmuş, tedavi yerine karşındakinin eline koluna takmıştır. hazımsızdır, komplekslidir. oldu olacak kıyafet zorunluluğu da getir hastaya. kravat takmayanı, tayyör giymeyeni muayene etme bari.
  • doktorun hasta seçme hakkı var'dan sonrasını okumadım. devlet hastanesinde öyle bir hak yok. neden mi? kamu hizmetinin eşitlik ve genelliği ilkesinden.
  • uzun uzadıya prensip havası verilmeye çalışılmış yok ben herkese şöyle davranırım, böyle davranırım. aynısını odana gelen il sağlık müdürüne, valiye veya daha üst düzey birilerine yapabilir misin peki?
    o zaman başka prensipler devreye girer tabi değil mi "aslanım"?

    edit: başlığı okuyunca aklıma geldi. eli olmayan (bilekten sonrası kesik) bir arkadaşım devlet dairesinde bir işini halletmeye çalışırken oranın müdüründen benzer bir talep gelmiş. "elim cebimde değil efendim" diye anlatmaya çalışırken adam "çıkar elini dedim!" diye bağırınca en son göstermek zorunda kalmış. durduk yere tatsızlık, tuzsuzluk. böyle ihtimaller de var hayatta. insanlık meslekten daha önemli sonuçta.
  • lan olum bi gün manyağın birine denk gelirsin.
    bak cebinden çıkardığı eli bi tarafına sokarlar. o zaman da böyle laf ebeliği yapıp kem küm edemezsin.
hesabın var mı? giriş yap